19. Hukuk Dairesi Esas No: 2017/1651 Karar No: 2018/2998 Karar Tarihi: 28.05.2018
Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2017/1651 Esas 2018/2998 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davalı tarafından takibe konulan bono bedelinin ödendiği iddiasıyla açılan menfi tespit davasında, mahkeme davanın kısmen kabulüne kısmen reddine karar vermiştir. Ancak, yapılan temyiz başvurusu sonucunda Daire, hükmün HMK'nın 297. maddesine aykırı olduğunu belirterek bozmuştur. Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yeni yargılama sonucunda, önceki hükümde hangi davalının borçlu olmadığının tespit edilmediği belirtilmiş, bu nedenle önceki hükmün bozulmasına karar verilmiştir. Kanun maddesi olarak ise HMK'nın 297. maddesi anılmıştır. Bu maddeye göre, mahkeme kararlarında hüküm sonucu kısmında isteklerin herbiri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların mümkünse sıra numarası altında açık, şüphe uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekmektedir.
19. Hukuk Dairesi 2017/1651 E. , 2018/2998 K.
"İçtihat Metni"
....
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabul kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- KARAR -
Dava, davalı tarafından takibe konulan bono bedelinin ödendiğinden bahisle bono nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir. Davalılar vekili, davanın reddini istemiştir. Mahkemece verilen davanın kısmen kabul kararı Dairemiz 22.03.2016 tarih 2015/12838 E. - 2016/5183 K. sayılı ilamı ile “Mahkeme kararlarında nelerin yazılacağı 6100 sayılı HMK"nın 297. maddesinde belirtilmiştir. Anılan maddeye göre, hüküm sonucu kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin isteklerin herbiri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların mümkünse sıra numarası altında birer birer açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir. Somut durumda, mahkemece davada 2 davalı bulunmasına rağmen hükümde, hangi davalı olduğu belirtilmeksizin "... davalıya borçlu olmadığının tespitine", "... davalıdan alınarak davacıya verilmesine", "... kötüniyet tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine" karar verilmiş olması infazda tereddüt yaratacak nitelikte olup HMK"nın 297. maddesine aykırılık teşkil ettiğinden hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.” gerekçesiyle bozulmuştur. Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda, davanın kısmen kabulü kısmen reddi ile bozma ilamı doğrultusunda 22.01.2015 tarihli gerekçeli kararda belirtilen "Davalıya borçlu olmadığının tespitine" ve "Davalıdan alınarak davacıya verilmesine" ibarelerindeki davalının ... olarak düzeltilmesine şeklinde karar verilmiş,hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir. Hükmüne uyulan bozma ilamında HMK "nın 297.maddesine uygun karar verilmediği açıkça belirtilmiştir. Mahkemece bozmaya uyulduğuna göre davanın menfi tespit davası olduğu gözetilerek davacının davalıya borçlu olmadığı miktar belirlenerek bu kısım üzerinde olumsuz tespit hükmünün HMK"nın 297.maddesine uygun olarak kurulması gerekirken bozulan ve ortadan kaldırılan önceki karara atıf yapılarak infazı kabil olmayacak şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacının tüm, davalının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde temyiz eden taraflara iadesine, 28/05/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.