20. Hukuk Dairesi 2016/11993 E. , 2019/1099 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılardan ... vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, 19/06/2008 tarihli dava dilekçesinde sınırları yazılı, ... köyünde bulunan taşınmazın tapuda kayıtlı olmadığını, kadastro sırasında tespit harici bırakıldığını, 3402 sayılı Kanunun 14 ve 17. maddelerinde yazılı şartların davacı yararına gerçekleştiğini bildirerek, Medenî Kanunun 713. maddesine göre davacı adına tescili istemiyle dava açmıştır.
Mahkemece davanın kısmen kabulüne, 06/05/2013 tarihli rapora ekli krokide (B) ve (D) harfleri ile gösterilen yere ilişkin davanın bu yerlerin tapulu olması nedeniyle reddine,
(C) harfi ile gösterilen yere ilişkin davanın 20 yıllık zilyedlik süresinin dolmaması nedeniyle reddine, bu kısmın ... adına tarla vasfıyla tesciline,
(A) harfi ile gösterilen yeşil renkli 15167 m² kısım yönünden kabulü ile tarla vasfıyla davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davalı ... vekili tarafından (A) harfi ile gösterilen bölümüne yönelik temyizi üzerine Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 16/03/2015 gün ve 2014/8626 E. - 2015/1607 K. sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; "...Mahkemece çekişmeli taşınmazın (A) harfi ile gösterilen bölümünün ... sayılmayan yerlerden olduğu ve zilyetlikle kazanma koşullarının davacı yararına gerçekleştiği gerekçesiyle hüküm kurulmuş ise de yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli değildir. Şöyle ki; çekişmeli taşınmaz kadastro sırasında ... boşluğu olarak tespit harici bırakılmıştır. Keşifte dinlenen yerel bilirkişi ve tanıklar, ..."nın eskiden kuzeyden akarken, yavaş yavaş yatak değiştirerek güneye kaydığını, çekişmeli yerin de eski ... yatağında kaldığını bildirmişler, ancak, jeolog bilirkişiden çayın taşınmaza etkisinin değerlendirilmesi, taşkın tehdidi bulunup bulunmadığı, ıslah çalışması yapılıp yapılmadığı bakımından rapor alınmamıştır. Yine ... bilirkişi, taşınmazın kesinleşen ... kadastro sınırları dışında olduğunu, 1963, 1983 ve 1995 tarihli memleket haritalarında ve 1959 - 1981 tarihli hava fotoğraflarında açık alanda kaldığını açıklamış, ancak, hava fotoğrafları pafta ile çakıştırılmamış, 1995 tarihli memleket haritasında da (A) harfi ile gösterilen bölümünün bir kısmı yeşil renkte göründüğü halde, bunun açıklaması yapılmamış, hangi bitki cinsinden dolayı bu renk göründüğü belirtilmemiştir.
3402 sayılı Kadastro Kanununun 17. maddesi gereğince ... sayılmayan, devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen ve il, ilçe ve kasabaların imar planları kapsamında kalmayan araziden masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilip tarıma elverişli hale getirilen (ev ve benzeri tesisler yapmak, dışarıdan toprak getirilerek tarıma elverişli hale getirmek, hayvan otlatmak, ağaç kesmek imar ve ihya olarak kabul edilemez) ve imar-ihyanın tamamlandığı tarihten, tescil davasının açıldığı güne kadar 20 yıl süreyle zilyet edildiği ileri sürülen taşınmazın, Kadastro Kanununun 14. maddesinde yazılı diğer koşulların yanında niteliğinin, imar ve ihya edildiğinin ve üzerinde sürdürülen zilyetliğin başlangıç ve süresinin, kullanılıp kullanılmadığının ve tasarruf sınırlarının ne olduğunun takdiri delil olan yerel bilirkişi ve tanık sözleri yanında, gerçeğin bir resmi olan en eski tarihli hava fotoğrafı ve gerçeğin modeli olan memleket haritaları ile dava tarihinden 15 - 20 yıl önce çekilen hava fotoğrafları ve bu fotoğrafların yorumlanması ile üretilen orijinal renkli memleket haritaları ve standart topografik fotogrametri yöntemi ile düzenlenen kadastro haritalarının, stereoskop aletiyle üç boyutlu olarak incelenip taşınmazın niteliğinin, konumunun ve kullanım durumunun anlatılan bilimsel yöntemle kesin olarak belirlenmesi zorunludur.
Bundan ayrı, 01.04.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6360 sayılı Kanunda çekişmeli taşınmazın bağlı bulunduğu ... ilinin de içinde olduğu bazı illerde Büyükşehir Belediyesi kurulması ve sınırlarının belirlenmesi hususları düzenlenmiş ve bu madde kapsamındaki köylerin tüzel kişilikleri sona ermiştir. HMK"nın 114/d ve 115/2. maddesine göre; taraf ehliyeti dava şartlarından olup, taraflarca ileri sürülebileceği gibi, mahkemece re"sen de gözönünde bulundurulabilir.
Bu nedenle, mahkemece dava ile ilgisi bulunan köy yerine, ilgili belediyenin davaya dahil edilmesi, bu şekilde husumet yaygınlaştırıldıktan sonra karar verilmesi gerekirken, ... huzuruyla davaya devam edilip yazılı şekilde karar verilmiş olması da isabetsizdir. ..."" denilmiştir.
Mahkemece, bozma kararına uyulduktan davanın kısmen kabulü ve kısmen reddi ile; dava konusu ..., ..., ... ve ... mahalleleri sınırlarında bulunan fen bilirkişisi ...in 18/02/2016 tarihli ek raporu ve 16/12/2015 tarihli raporunda (A) harfi ile gösterilen 14904,24 m²"lik kısmın tarla vasfıyla ... mahallesi 118 ada son parsel olarak davacı adına tapuya tesciline, (C) harfi ile gösterilen 1898,06 m²"lik kısmın tarla vasfıyla ... mahallesi 118 ada son parsel olarak ... adına tapuya tesciline, (B) harfi ile gösterilen 380,90 m²"lik kısmın ve (D) harfi ile gösterilen 562,67 m²"lik kısmın toplamı olan 943,57 m²"lik yerin tarla vasfıyla ... mahallesi 138 ada son parsel olarak ... adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davalı ... vekili tarafından (A) harfi ile gösterilen bölümüne yönelik olarak temyiz edilmiştir.
Dava, Medenî Kanunun 713. maddesine göre açılan tescil istemine ilişkindir.
Yörede, 6831 sayılı Kanuna göre yapılıp 1970 yılında kesinleşen ... kadastrosu, 1997 yılında kesinleşen aplikasyon ve 2/B madde uygulaması vardır.
Arazi kadastrosu 1969 yılında kesinleşmiş, çekişmeli taşınmaz çalılık olarak tespit harici bırakılmıştır.
Dava, Medenî Kanunun 713. maddesi hükmü uyarınca zilyetliğe dayalı olarak tescil istemine ilişkin olup, mahkemece, Dairemizin 16/03/2015 gün ve 2014/8626 E. - 2015/1607 K. sayılı bozma kararına uyulduktan sonra davanın kısmen kabulü ve kısmen reddine karar verilmiş ise de verilen karar usûl ve kanuna aykırıdır.
Şöyle ki; Dairemizin 16/03/2015 gün ve 2014/8626 E. - 2015/1607 K. sayılı bozma kararından önce mahkemece davanın kısmen kabulüne, 06/05/2013 tarihli rapora ekli krokide (B) ve (D) harfleri ile gösterilen yere ilişkin davanın bu yerlerin tapulu olması nedeniyle reddine, (C) harfi ile gösterilen yere ilişkin davanın 20 yıllık zilyedlik süresinin dolmaması nedeniyle reddine, bu kısmın ... adına tarla vasfıyla tesciline, (A) harfi ile gösterilen yeşil renkli 15167 m² kısım yönünden kabulü ile tarla vasfı ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davalı ... vekili tarafından (A) harfi ile gösterilen bölümüne yönelik temyizi üzerine dairemizce çekişmeli taşınmazın temyize konu (A) harfi ile gösterilen bölümüne ilişkin bozma kararı verilmiştir. Çekişmeli taşınmazın (B), (C) ve (D) harfleri ile gösterilen bölümlerine ilişkin temyiz talebi olmaması nedeniyle bu bölümlere ilişkin mahkemece verilen karar kesinleştiği halde Dairemizin bozma kararı sonrasında mahkemece yeniden keşif yapılarak hükme dayanak yapılan fen bilirkişi 18/02/2016 tarihli raporuna ek krokisinde çekişmeli taşınmazın kesinleşen (B), (C) ve (D) harfleri ile gösterilen bölümlerini de kapsayacak şekilde farklı bir kroki hazırlanarak bu bölümlere ilişkin yeniden karar verilmesi doğru değildir.
Türk Medenî Kanununun 713/.... maddesi gereğince “Davanın konusu, mahkemece gazeteyle bir defa ve ayrıca taşınmazın bulunduğu yerde uygun araç ve aralıklarla en az üç defa ilân olunur.” hükmü düzenlenmiş olup mahkemece yasal ve zorunlu ilânlar yaptırılmadan karar verilmiş olması isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir.
Ayrıca; 06.12.2012 tarihli Resmî Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6360 sayılı Kanunun .... maddesi ile; büyükşehir statüsündeki illere bağlı ilçelerin mülkî sınırları içerisinde yer alan köy ve belde belediyelerinin tüzel kişiliği kaldırılmış, köyler mahalle olarak, belediyeler ise belde ismiyle tek mahalle olarak bağlı bulundukları ilçenin belediyesine katılmıştır. Aynı Kanunun geçici .... maddesinin onüçüncü fıkrasında .... maddeye göre tüzel kişiliği kaldırılan belediye ve köylerin mahkemelerde süren davalarında katıldıkları ilçe belediyesinin taraf olacağı belirtilmektedir. Dava konusu taşınmazın bulunduğu yer olarak ... Belediye Başkanlığının davada taraf olduğu, ancak 6360 sayılı Kanun gereğince ... Büyükşehir Belediye Başkanlığının da taraf olması zorunlu bulunduğundan, ... Büyükşehir Belediye Başkanlığının davaya dahil edilerek taraf teşkili sağlanmalı, tarafların delilleri toplanmalıp neticesine göre karar verilmesi gerekmektedir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA 18/02/2019 günü oy birliği ile karar verildi.