Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/7200
Karar No: 2022/1484
Karar Tarihi: 03.03.2022

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/7200 Esas 2022/1484 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin verdiği karara göre, davacı müvekkil şirket ortağı olduğu ve davalı şirketin diğer ortaklarından birinin şirketle ilgili bilgi vermekten kaçındığı ve şirketi zararda gösterdiği iddiasıyla şirketin tasfiyesi ve feshi talebinde bulunmuştu. Mahkeme, davalı şirketin son yıllarda ticari faaliyetlerini yapamaz hale geldiği, dolayısıyla feshi ve tasfiyesine karar verilmesi gerektiği sonucuna vardı. Davacının diğer talepleri ise tasfiyeye ilişkin olduğu için karara bağlanmadı. Karar, davalı vekili tarafından temyiz edildi ancak mahkeme kararının usule ve yasaya uygun olduğu sonucuna varılarak davalı vekilinin tüm temyiz itirazları reddedildi.
Kanun Maddeleri: Limited Şirketler Kanunu'nun 477/1, 480/2 ve 488. maddeleri.
11. Hukuk Dairesi         2020/7200 E.  ,  2022/1484 K.

    "İçtihat Metni"



    MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ

    TÜRK MİLLETİ ADINA

    Taraflar arasında görülen davada Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 20.02.2015 tarih ve 2014/330 E. - 2015/150 K. sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirketin ortağı olduğunu, şirketin diğer ortaklarının... ve ... olduğunu, ...'ın şirketin yöneticisi ve müdürü olduğunu olduğunu, ...'ın şirketin durumu hakkında bilgi vermesi gerktiği halde bilgi vermekten kaçındığını, bu kişinin şirkete ait mal varlıklarından şirkete ait işyerini şahsi malı gibi göstermek suretiyle üzerine geçirdiğini ve ortaklardan mal kaçırdığını, şirketi sürekli zararda gösterdiğini ve müvekkiline bilgi vermediğini, şirketin tasfiyesi ve feshinin zorunlu hale geldiğini, imza ve temsil yetkisini kötüye kullanarak şirketi zarada gösterdiğini ve kârdan ortak müvekkile dağıtım yapmaktan kaçındığını ve kötü niyetli olarak hareket ettiğini, şirket ortaklarının birbirlerine karşı güveni kalmadığından ve bu şartlar altında şirketin devamının mümkün olmadığını ileri sürerek, şirketten ayrılma pay değerinin rayiç değerinin tespitine, şirketin tasfiyesi sonucu ortaya çıkacak alacağın faizi ile birlikte davalıdan tahsiline,şirket mali tablolarında dağıtılmamış geçmiş yıl kârlarının mevcut olması halinde geçmiş yıl kârlarından ortak hissesine isabet edecek tutarın ödenmesine, şirketi feshine ve tasfiyesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, limited şirketlerini fesih ve tasfiyesi talebiyle açılan davalarda tüm ortakların davacı ve davalı olarak gösterilmesi gerektiğini, şirket müdürü...’ın davacı iddialarının aksine tüm görevlerini eksiksiz olarak yerine getirdiğini,davacının şirketin tüm faaliyetlerinden haberdar olduğunu, davacıya ödenmemiş bir kâr payı bulunmadığını,şirketin fesih ve tasfiyesini gerektirir bir sebebin bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece yapılan yargılama, toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davalı şirketin 2008, 2009, 2010 yıllarına göre 2011 ve 2012 yıllarındaki satış ve gelirlerinin ciddi şekilde azaldığını ve zarar etmeye başladığını, vergi dairesinden gelen cevaba göre davalı şirketin 18/07/2013 tarihinde resen terki yapıldığını, 2013 yılının kurumlar vergisi beyannamesinin de vergi dairesine verilmediğini, matrahı "0" olarak takdir edildiğini, sonuç olarak davalı şirketin faaliyette bulunmadığı, kâr dağıtımı yapmadığı, 2008 yılında 280.322,76 TL olan özkaynaklarının ciddi oranda azalarak 2012 yılınında 22.125,45 TL'ye kadar düştüğünün görüldüğü, davalı şirketin daha önceleri kâr etmesine karşın davanın açıldığı yıl itibariyle büyük zarar ettiğini, bu zararın takip eden yıl da devam ettiğini, bu sebeplerle şirketin artık ticari faaliyetlerini yapamaz hale geldiğini, dolayısıyla şirketin kuruluşunda ve daha sonraki bir kısım dönemde ortaklar arasında var olan ortak amaç unsurunun son yıllarda ortadan kalktığını, nitekim bizzat davalı tarafın tanıkları dahi 3 ortaktan ikisinin şirketle bağlarını fiilen kestiklerini söylediklerini, bütün bu sebeplere göre davalı şirketin diğer oraklarla dahi devamının artık imkansız hale geldiğini, sonuç olarak davalı şirketin haklı sebeplerle feshi ve tasfiyesine ilişkin yasaca aranan koşulların bulunduğu, davacı ortağın, haklı sebeplere binaen davalı şirketin feshi ve tasfiyesine dair talep ve davasının sübuta erdiği, davalı şirketin feshi ve tasfiyesine karar verilmiş olduğundan ve davacının işbu talebi dışındaki diğer taleplerinin de zaten tasfiyeye ilişkin yani tasfiye aşamasında yapılacak ve sonuçlandırılacak işlemler ve taleplere ilişkin olması nedeniyle sözkonusu diğer talepleri hakkında ise bir karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle, davanın kabulü ile; Kayseri Ticaret Sicil Müdürlüğü'nün 20623/Merkez sicil numarası ile kayıtlı davalı " Gürsoy Diş Protez Laboratuvarı Hizmetleri Ltd. Şti."nin feshi ile tasfiyesine,davalı şirkete tasfiye memuru olarak Mali Müşavir ...' nin atanmasına, tasfiyenin tamamlanmasını müteakip davalı şirketin ticaret sicilinden kaydının terkini işlemlerinin Kayseri Ticaret Sicil Müdürlüğü tarafından yerine getirilmesine, davalı şirketin feshi ve tasfiyesine karar verildiğinden davacı tarafın bunun dışındaki diğer talepleri hakkında bir karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
    Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
    Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve özellikle davacı ortağın şirketten çıkarılması veya duruma uygun düşen ve kabul edilebilir başka bir çözümün bulunmamasına göre, davalı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 49,30 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 03/03/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi