Esas No: 2020/5239
Karar No: 2022/1466
Karar Tarihi: 03.03.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/5239 Esas 2022/1466 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacı plakası 34 ZCV 23 olan aracın mülkiyeti muhafaza kaydının terkin edilmesi için mahkemeye başvurmuştur. Ancak ilk derece mahkemesi, bu işlemin idari işlem olduğunu belirterek davanın reddine karar vermiştir. Davacının istinaf başvurusu da reddedilince karar Yargıtay'a taşınmıştır. Yargıtay ise, davacının hukuki yararı bulunduğunu gözetilerek davanın esasına girilmesi gerektiğine karar vermiştir ve Bölge Adliye Mahkemesi'nin esastan reddine dair kararını bozmuştur. 2918 sayılı Yasa'nın 20/d maddesi uyarınca mülkiyeti muhafaza kaydının terkin edilmesi idari işlem niteliğinde olduğu için davacı, ihtilafı çözmek için yargı yoluna başvurmuştur. Temyiz itirazları da dikkate alındıktan sonra davacının istinaf başvurusunun kabul edilip ilk derece mahkemesi kararının bozulması kararlaştırılmıştır.
2918 sayılı Yasa'nın 20/d maddesi: Mülkiyeti muhafaza kaydının terkin edilmesi işlemi, alacağı kalmayan tarafın istemi üzerine ilgili merci nezdinde yapılır.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 13.HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 07.10.2019 tarih ve 2019/74 E- 2019/1005 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi'nce verilen 30.01.2020 tarih ve 2019/2549 E- 2020/101 K. sayılı kararın duruşmalı olarak Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, duruşma için belirlenen 01.03.2022 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davacı vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, taraflar arasında ... plakalı araç için mülkiyetinin muhafazası kaydıyla satış sözleşmesi yapıldığını, müvekkilince ödemenin tamamının yapıldığını, davalı şirketin sicilden terkin edildiğini, ancak davacının başvurusu üzerine ihyasına karar verildiğini, davalının alacağı ve borcunun olmadığının kayda geçtiğini ve Ticaret Sicil Gazetesi'nde bu hususun yer aldığını, aracın satış bedelinin ödendiğini Ticaret Sicil Gazetesi'nde yer alan kayıt ile sabit olduğunu ileri sürerek 34 ZCV 23 plakalı aracın kaydında yer alan mülkiyeti muhafaza kaydının terkinine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı yanıt dilekçesi sunmamıştır.
İlk Derece Mahkemesince davacının talebine konu hususların mahkeme kararı ile hüküm altına alınmasının mümkün olmadığı, tamamen idari tasarrufa ve düzenlemeye tabi olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş; bu karara karşı davacı vekilince istinaf yoluna başvurulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, mülkiyeti muhafaza kaydının terkini işleminin yapılmasının 2918 sayılı Yasa'nın 20/d maddesine göre idari işlem niteliğinde olduğundan, mahkeme gerekçesi ve tespitinin dosya kapsamına uygun olduğu Dairemizce belirlendiğinden, davacı vekilinin istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
(1) Dava, davalı tarafından bedeli ödenmesine rağmen terkin edilmeyen mülkiyeti muhafaza kaydının kaldırılmasına ilişkindir.
Mülkiyeti muhafaza kaydının terkini, alacağı kalmayan davalı tarafın ilgili merci nezdinde yapacağı işlemle gerçekleşeceğinden, davalının hiçbir gerekçe sunmaksızın bu işlemden imtina etmesi halinde, davacının ihtilafı çözmek amacıyla yargı yoluna başvurmaktan başka seçeneği kalmamaktadır. Bu itibarla davacının işbu davayı açmakta hukuki yararının bulunduğu gözetilerek, işin esasına girilmesi ve varılacak uygun sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken, somut vakıaya uygun düşmeyen Yargıtay içtihatları emsal alınarak davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, hükmün temyiz eden davacı yararına bozulması gerekmiştir.
(2) Bozma sebep ve şekline göre davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacının temyiz isteminin kabulü ile İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULARAK KALDIRILMASINA, (2) Bozma sebep ve şekline göre davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, HMK'nın 373/1. maddesi uyarınca dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, takdir olunan 3.815,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, 03/03/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.