23. Hukuk Dairesi 2011/1009 E. , 2011/326 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen kararın davalı vekilince; davacının tavzih talebinin reddine yönelik olarak verilen kararın süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkili kooperatifin ortağı olan davalının 2001 yılı Mart ayı ile 2006 yılı Mart ayı arasını kapsayan döneme ilişkin 7.110,00 TL asıl alacak, 19.200,00 TL gecikme faizi olmak üzere toplam 26.310,00 TL borcu bulunduğunu, alacağın tahsili amacıyla 49.908,33 TL üzerinden yapılan takibin itiraz üzerine durduğunu ileri sürerek takibin 26.310,00 TL"lik kısmına yönelik itirazın iptalini ve %40 icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin 02.02.2003 tarihinde üyelikten istifa ettiğinin noter aracılığıyla 19.03.2004 tarihinde davacı kooperatife bildirildiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma ve hesap yönünden benimsenen bilirkişi raporuna göre davalının ortaklık payı dahil ortaklıktan kaynaklanan tüm haklarını kooperatife iade etmediği, bu sebeple istifa iradesinin sonuç doğurmayacağı gerekçesiyle toplam 26.742,00 TL yönünden itirazın iptali ile asıl alacağın %40"ı üzerinden hesaplanan icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Davacı vekili tarafından sehven 40.908,33 TL üzerinden başlattıkları icra takibine vaki itirazın 26.310,00 TL"lik kısmı yönünden iptalinin talep edildiği ve mahkemece 26.742,00 TL üzerinde itirazın iptaline karar verilmiş olmakla davanın kısmen değil tamamen kabul edildiği, kısmi red varmış gibi karşı taraf lehine ücreti vekalete hükmedildiği belirtilerek hükmün tavzihi talep edilmiştir.
Mahkemece tavzih talebinin hüküm fıkrasının değiştirilmesine yönelik olduğu gerekçesiyle reddine karar verilmiştir.
Esas hakkındaki kararı davalı vekili, tavzih talebinin reddi kararını davacı vekili temyiz etmiştir.
1)- Davalının temyiz istemi yönünden;
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, Kooperatifler Kanunu’nun uygulanmasından kaynaklanmakta olup, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 99.maddesi uyarınca bu tür davalarda basit muhakeme usulü uygulanmaktadır. HUMK.nun 176/11.madde ve bendinde ise basit yargılama usulüne bağlı tutulan dava ve işlere adli ara vermede de bakılacağı öngörülmüştür.
Mahkeme ilamı, davalı vekiline 26.08.2009 tarihinde tebliğ edilmiş olup, karar, HUMK`nun 432/1. madde hükmünde yazılı 15 günlük yasal temyiz süresi geçirildikten sonra 14.09.2009 günü temyiz edilmiştir.Aynı Yasa’nın 432/4.maddesi uyarınca süresinden sonra yapılan temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 01.06.1990 gün ve 1989/3 esas, 1990/4 karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı gereğince Yargıtay tarafından da karar verilebileceğinden, temyiz isteminin süre yönünden reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Davacının tavzih kararıyla ilgili temyiz talebine gelince;
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenle davalı vekilinin temyiz isteminin süre yönünden reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin tavzih kararıyla ilgili temyiz talebinin reddiyle hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenlerden davacıdan alınmasına, davalının peşin harcının istek halinde iadesine, 15.09.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.