14. Hukuk Dairesi 2015/2874 E. , 2015/4753 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 11.04.2011 gününde verilen dilekçe ile mirasın hükmen reddinin istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 23.05.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacılar vekili, muris ... "nın 26.03.2007 tarihinde vefat ettiğini, mirasçı olarak geriye anne ve babasının kaldığını, anne ve babasının da ... Sulh Hukuk Mahkemesi"nin 15.05.2007 tarihli, 2007/68 Esas, 2007/93 Karar sayılı ilamı ile mirası reddetmeleri üzerine davacıların yasal mirasçı olduklarını, murisin ölüm tarihinde hiçbir malvarlığının bulunmadığını, ... ortaklığından gelen vergi borcundan dolayı terekesinin borca batık olduğunu belirterek mirasın hükmen reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı Vergi Dairesi vekili; murisin 26.03.2007 tarihinde vefat ettiğini, davacıların davasının süresinde olmadığını, yasal süre içinde mirası reddetmeyen mirasçının mirası kayıtsız şartsız kabul etmiş olduğunu, davacıların terekenin borca batık olduğunu bu kadar geç öğrenmelerinin hayatın olağan akışına uygun olmadığını, zira murisin anne ve babası tarafından mirasın reddi için 2007 yılında dava açıldığını bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, davanın kabulü ile davacıların murisi ..."nın terekesinin borca batık olması nedeniyle mirasın hükmen reddedildiğinin tespitine karar verilmiştir.
Hükmü, davalı ... temyiz etmiştir.
Dava, terekenin borca batık olduğunun tespiti istemine dayalı olarak TMK"nın 605/2. maddesi gereğince mirasın hükmen reddi istemine ilişkindir.
Ölüm tarihinde murisin ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise miras reddedilmiş sayılır. (TMK m. 605/2)
Borcun, murisin şahsi vergi borcu değil, ortağı ve temsilcisi olduğu limited şirketin vergi borcu olduğu anlaşılmaktadır. 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkındaki Kanunun 22.07.1998 tarihli 4369 sayılı Kanunla değişik 35. maddesi hükmüne göre; limited şirket ortakları, şirketten tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacağından sermaye hisseleri oranında doğrudan doğruya sorumlu olurlar ve bu Kanun gereğince takibe tabi tutulurlar. Aynı Kanuna 25.05.1995 tarihli 4108 sayılı Kanunla ilave edilen Mükerrer 35. madde hükmüne göre de; tüzel kişilerin mal varlığından tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacakları, kanuni temsilcilerin şahsi mal varlıklarından bu Kanun hükümlerine göre tahsil edilir.
Şu halde açıklanan yasa hükümleri gereğince, murisin; “ortağı” ve “temsilcisi” olduğu limited şirketin, şirketin malvarlığından tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan vergi borcundan, şirket ortağı olarak “koyduğu sermaye hissesi oranında” doğrudan doğruya; “temsilcisi” olarak da şahsi sorumluğu söz konusudur. Murisin yasal mirasçısı olan davacılar hakkında, amme alacaklısı tarafından henüz takibe geçilmemiş olması, yasal mirasçıların borç tehdidi altında olmadıkları anlamına gelmez. Öyleyse, bu işten anlayan bilirkişi veya bilirkişiler eliyle; murisin, “ortağı” ve “yasal temsilcisi” olduğu limited şirketin defter, kayıt ve belgeleri üzerinde inceleme yaptırılarak şirketin aktif ve pasifinin saptanması ve murisin şirketin kamu borcundan dolayı sermaye hissesi oranında şahsen sorumlu olacağı miktarın bu suretle belirlenmesi; amme alacağının şirketin malvarlığından tamamen tahsili mümkün ise bu halde davacının borca batıklığın tespiti istemekte hukuki yararlarının bulunmayacağı gözetilerek isteğin reddedilmesi, aksi halde murisin ölüm tarihi itibarıyla tespit edilen terekesi aktifinin borcu karşılamaya yeterli olmaması halinde isteğin kabulüne karar verilmesi gerekirken belirtilen hususlar araştırılmadan eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde yatırana iadesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 28.04.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.