Esas No: 2020/7190
Karar No: 2022/1504
Karar Tarihi: 03.03.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/7190 Esas 2022/1504 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacı banka müşterisi, davayı açmadan önce bankanın asıl borçlusundan alacaklılığı için ilamsız takip başlattığını ve kendisinin müteselsil kefil olarak maaş hesabına haciz konulduğunu belirtmiştir. Ancak mahkeme, kredi sözleşmesinde müşterinin ve kefilin borçtan müteselsil kefil olarak sorumlu olduklarını kabul ve taahhüt ettiklerini dikkate alarak doğrudan kefile gidilmesinde engel olmadığı sonucuna varmış ve davayı reddetmiştir. Temyiz edilen kararda ise, mahkemenin kararında açıklanan delillerin usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle davacı banka vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddedildiği belirtilmiştir.
Kanun Maddeleri: Tüketici Kanunu (no: 6502)
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
(ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ SIFATIYLA)
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Giresun 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 19.11.2019 tarih ve 2018/477 E. - 2019/368 K. sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalı bankanın Bulancak şubesi ile dava dışı asıl borçlu ...'in arasında 16.07.2009 tarihli kredi sözleşmesinin imzalandığını, davacının bu sözleşmeyi müteselsil kefil olarak imzaladığını, borcun tahsili amacıyla asıl borçlu ve kefillere yönelik ilamsız takip başlatıldığını ve muhtar olan davacının maaş hesabına haciz konulduğunu, ancak davacının kefaletinin Tüketici Kanunu kapsamında adi kefalet sayılmasının gerektiğini, doğrudan kefile başvurulmasının doğru olmadığını belirterek, takibin iptali ile takip konusu 36.208,02 TL asıl alacaktan ve ferilerinden davacının borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, imzalanan kredi sözleşmesinin tüketici kredisi olmadığını, taksitli ticari kredi olduğunu, davacının müteselsil kefil sıfatıyla sözleşmeyi imzaladığını, tüketici mahkemesinin görevli olmadığını, ayrıca borcun büyük kısmının tahsil edildiğini belirterek görevsizlik kararı verilerek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece usule yönelik bozma ilamına uyularak, davaya konu kredinin ticari kredi olduğu ve kredi sözleşmesinin 29. maddesinde müşterinin ve kefilin sorumluluğu başlıklı fıkrasında müşteri ve kefilin borçtan müteselsil kefil olarak sorumlu olduklarını kabul ve taahhüt ettikleri dikkate alındığında doğrudan kefile gidilmesinde engel bulunmadığı ve davacının dava açmakta haklı olmadığının anlaşıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 26,30 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 03/03/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.