Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/5237
Karar No: 2022/1470
Karar Tarihi: 03.03.2022

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/5237 Esas 2022/1470 Karar Sayılı İlamı

Özet:


İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen ve İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi tarafından kısmen kabul edilen bir kararın temyiz edilmesi sonucunda Bölge Adliye Mahkemesi tarafından esastan verilen nihai kararın onanması ile sonuçlanan bir dava söz konusudur. Davacı, davalıdan alacağı olan 7.929.530,93 TL üzerinden icra takibi başlatmış, davalı ise takipteki borcu tamamen ödemiştir. Ancak davacı, davalının müvekkiline olan borcunu ödemediğini iddia etmiş ve alacağın tahsili amacıyla dava açmıştır. İlk derece mahkemesince, davacının 6.166.458,53 TL üzerinden inkar tazminatı isteyebileceği belirtilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi de bu kararı onamıştır.
Kanun maddeleri: HMK 353 (1) b-2, HMK 369/1, HMK 371, HMK 370/1, HMK 372.
11. Hukuk Dairesi         2020/5237 E.  ,  2022/1470 K.

    "İçtihat Metni"



    MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 12. HUKUK DAİRESİ


    TÜRK MİLLETİ ADINA

    Taraflar arasında görülen davada İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 29.03.2018 tarih ve 2016/1091 E- 2018/298 K. sayılı kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf istemlerinin kısmen kabulüne dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi'nce verilen 30.01.2020 tarih ve 2018/1452 E- 2020/113 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından duruşmalı, davacı vekilince duruşmasız olarak istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, duruşma için belirlenen 01.03.2022 günü hazır bulunan davacı vekili Av. ... ile davalı vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili, taraflar arasında akdedilen 01.01.2014 başlangıç, 03.03.2015 yenileme tarihli Distribütörlük Sözleşmesinin 31.03.2016 tarihinde feshedildiğini, 2016 yılı Nisan ayı başlarında da davalının müvekkili nezdinde bulunan tüm mallarını iade aldığını, ancak müvekkiline olan borcunu ödemediğini, alacağın tahsili amacıyla 7.929.530,93-TL asıl alacak ve 18.502,24-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 7.948.033,17-TL üzerinden icra takibi başlatıldığını, davalının asıl alacağın 1.763.072,40-TL’lik kısmını ve buna ilişkin faiz vs. kabul ederek icra dairesine ödediğini ve bakiye kısma itiraz ettiğini, akabinde 13.06.2016 tarihinde 1.155.319,46-TL, 20.06.2016 tarihinde 2.737.538,42-TL ve son olarak 04.08.2016 tarihinde 895.502,75-TL müvekkili hesabına ödeme yaptığını, dosya borcunun bakiyesini de 01.09.2016 tarihine kadar kapatacağına söz verdiğini, ancak ödeme yapmadığını ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, davalının itirazının iptaline, haricen yapılan ödemeler ödeme tarihlerine göre faiz ve karşı vekalet ücretleri de gözetilerek dosya borcundan düşüldükten sonra kalan bakiye için takibin devamına, davalının itiraz ettiği kısım üzerinden bunun mümkün olmaması halinde ise bakiye alacak üzerinden %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, müvekkilinin takip tarihi itibariyle vadesi gelmiş olan 1.763.072,40-TL tutarındaki borcunu tüm ferileri ile birlikte toplam 1.906.411,30-TL olarak ödediğini, anapara 6.166.458-TL anapara borcuna ise itiraz ettiğini, zira itiraza konu bakiye alacak tutarı içerisinde itiraz tarihi itibariyle henüz vadesi gelmemiş olan borçları ile yine müvekkilinin davacıdan olan sözleşmesel alacaklarının bulunmakta olduğunu, müvekkilinin ödeme emrine itirazı sonrasında vadesi gelmiş olan borçlarını ödediğini, buna göre ödemeler sonrasında taraflar arasındaki mutabakatsızlığın 1.378.097,90-TL olduğunu, bu tutarın davacı tarafından müvekkili aleyhine düzenlenen hukuki dayanaktan yoksun faturalardan kaynaklanmakta olduğunu ve müvekkilinin bu faturalara karşılık davacıya faturalar düzenlediğini, müvekkilinin davacıya hiçbir borcunun bulunmadığının savunarak davanın reddini ve %20’den az olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesini istemiştir.
    İlk derece mahkemesince, alınan bilirkişi raporunun hesaplama şekli ve gerekçeleri kabule şayan bulunarak hükme esas alındığı, buna göre davacı şirketin davalı şirketten takip tarihi itibariyle 7.928.816,72-TL alacaklı olduğu, bu borcun 1.763.072,40- TL'sine itiraz edilmediği, itiraza konu olan kısmın 6.166.458,53- TL olduğu, ancak takipten sonra ancak davadan önce 3 taksit halinde yapılan ödemeler ile dava tarihi itibariyle sadece 1.378.097,90 TL borcun kaldığı, bu miktar borcun takip tarihinde de dava tarihinde de mevcut olduğu, bu sebeple icra takibinin dava tarihi itibariyle bu miktar üzerinden yürümesi gerektiği, ayrıca takipten sonra ve dava tarihinden önce yapılan ödemeler içinde takip tarihi ile ödeme tarihleri arasında faiz alacağının doğduğu, bu faiz alacakları yönünden de takibin devam etmesi gerektiği ve buna göre hüküm oluşturulduğu, davacı tarafın 6.166.458,53- TL üzerinden inkar tazminatı isteyebilecekken dava dilekçesinde dava miktarını 1.400.000- TL olarak gösterdiği, ancak bu miktar üzerinden inkar tazminatına hükmedilebileceği, davalı tarafın ise kötü niyetli takip tazminatı şartlarının doğmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, davalının icra takibine itirazının kısmen iptali ile, takibin 1.378.097,90- TL asıl alacak üzerinden devamına, takibin devamı esnasında, takipten sonraki dönemde yapılan ödemelerin faiz alacağını doğurduğundan; 1.155.319,46 -TL için talep tarihi olan 18/05/2016 ile 07/06/2016 arasında; 2.737.538,42 TL için talep tarihi olan 18/05/2016 ile 23/06/2016 arasında; 895.502,75- TL için talep tarihi olan 18/05/2016 ile 04/08/2016 arasında; takip talebindeki gibi faiz işletilmesine, takibin devamına karar verilen 1.378.097,90 TL'ye ise takip tarihinden itibaren tahsil edilecek tarihe kadar takip talebinde istenilen faiz oranı ile faiz işletilmesine, fazlaya dair talebin reddine, davacı tarafın inkar tazminatı talebinin 1.400.000- TL üzerinden kabulü ile 1.400.000-TL üzerinden %20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline, davacıya verilmesine, davalı tarafın kötü niyetli takip tazminatı talebinin reddine karar verilmiş; bu karara karşı taraf vekillerince istinaf yoluna başvurulmuştur.
    Bölge Adliye Mahkemesince, taraf vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı kısmen kabulüne; İstanbul Anadolu 7.Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2016/1091 Esas 2018/298 Karar sayılı 29/03/2018 tarihli hükmünün HMK 353 (1) b-2 gereği kaldırılmasına, davanın kısmen kabulü ile; davalının İstanbul Anadolu 10.İcra Müdürlüğü’nün 2016/10110 Esas sayılı dosyasındaki vâki kısmi itirazının kısmen iptaline; takibin itiraza konu 1.378.097,90- TL asıl alacak üzerinden de ve bu tutara takip tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi işletilmek suretiyle devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, alacak likit olmakla, 1.378.097,90- TL alacağın %20’si oranındaki 275.619,58-TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, davalı tarafın şartları oluşmayan kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
    Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
    İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK'nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK'nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, taraf vekillerinin temyiz istemlerinin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, takdir olunan 3.815,00 TL duruşma vekalet ücretinin her bir yandan alınarak yek diğerine verilmesine, aşağıda yazılı bakiye 70.548,99 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, aşağıda yazılı bakiye 26,30 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 03/03/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.



    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi