Esas No: 2020/7777
Karar No: 2022/1485
Karar Tarihi: 03.03.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/7777 Esas 2022/1485 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacı, müvekkilinin “HİSTORİA OTELİ” adıyla 25 yıldır faaliyet gösterdiğini ve davalının 2009'da aynı ismi tescil ettiğini belirterek marka tecavüzünün durdurulmasını istemiştir. Davalı ise müvekkilinin markayı kendisi tescil ettirdiği ve kötü niyetli olduğunu savunarak davacının taleplerini reddetmiştir. Mahkeme ise davacının 1991'den bu yana otel işlettiği, davalının ise 1991'den itibaren HİSTORY Otel ismiyle faaliyet gösterdiği, davalının markasının eski kullanımdan bu yana kayda değer bir faaliyet göstermediği ve kötüniyetli olduğu sonucuna vararak davacının taleplerini kısmen kabul etmiştir. Karar, davacı karşı davalı vekili tarafından asıl dava yönünden, davalı karşı davacı vekili tarafından asıl ve karşı dava yönünden temyiz edilmiştir.
Kanun Maddeleri:
-Türk Medeni Kanunu (TMK) Madde 2: Hakların kötüniyetli kullanımı hükümsüzdür.
-Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) Madde 353/1-b-2,3: İstinaf mahkemesi, yerel mahkemenin kararını kaldırarak ya da değiştirerek hüküm verir.
-HMK Madde 370/
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi'nce bozmaya uyularak davanın kısmen kabul-kısmen reddine dair verilen 16.09.2020 tarih ve 2020/1033 E. - 2020/1392 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi asıl dava yönünden davacı - karşı davalı vekili, asıl ve karşı dava yönünden ise davalı-karşı davacı vekilince istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı karşı davalı vekili, müvekkiline ait “HİSTORİA OTELİ”nin 26/02/1991 tarihli Turizm İşletme Belgesine istinaden 25 yıldır faaliyet gösterdiğini, davalının 20/01/2015 tarihinde noter vasıtası ile ihtarname göndererek “HİSTORİA” ibaresinin adına tescilli olduğunu belirterek marka tecavüzünün durdurulmasını istediğini, müvekkilinin ihtarname ile “HİSTORİA” markasının davalı adına tescilli olduğundan haberdar olduğunu, davalının 43. sınıfta tescil ettirdiği “HİSTORİA” ibaresinin 25 yıldır müvekkili tarafından otelcilik sektöründe kullanılıp aynı zamanda şirketin ticaret unvanının kılavuz sözcüğü olduğunu, müvekkilince markanın kullanım suretiyle ayırt edici hale getirildiğini, aynı ilçede ve aynı alanda faaliyet göstermesi sebebiyle davalının müvekkilinden haberdar olduğunu, davalının tescil tarihi öncesi ve sonrasında “HİSTORİA” markası ile giriştiği bir faaliyet olmadığını, müvekkilinin eskiye dayalı kullanım sebebiyle “HİSTORİA OTEL” ibaresinin gerçek hak sahibi olduğunu, bu sebeple davalının giriştiği ve girişeceği faaliyetlerde davalının marka hakkına müvekkilinin kullanımlarının tecavüz oluşturmayacağını, tescilden sonra uzun süre müvekkilinin Historia Otel ibaresini ticari faaliyetlerinde kullanmasına davalının izin verdiğini, bu sebeple davalının tescile dayalı haklarını müvekkiline karşı ileri sürme imkanını sessiz kalma suretiyle kaybettiğini, müvekkilinin “HİSTORİA” ibaresi üzerinde öncelikli kullanım hakkının olduğunu, ayrıca müvekkilinin 1991 yılından beri “HİSTORİA” ibaresini ticaret unvanının esaslı unsuru olarak kullandığından marka üzerinde sınai mülkiyet hakkının bulunduğunu, davalının kötü niyetli olup, basiretli tacir gibi hareket etmediğini, davalının markayı adına tescil ettirmesinin haksız rekabet teşkil ettiğini ileri sürerek, 2009/71172 sayılı “HİSTORİA” markasının hükümsüzlüğüne, müvekkilinin davalının markasına tecavüz etmediğini tespitine karar verilmesini talep etmiş, karşı davaya verdiği cevapta, davacının dava açmakta hukuki yararının bulunmadığını, davacının cevap ekinde sunduğu History Otel ile ilgili 24/05/1991 tarihli Turizm İşletme Belgesinin “HİSTORİA” ibaresi üzerinde davacıya hak tanımayacağını, “HİSTORİA” ibaresinin ilk kullanma iradesinin müvekkili tarafından gösterildiğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı karşı davacı vekili, davacının “HİSTORİA” markasını daha önce adına tescil ettirmek için başvuruda bulunduğunu, ancak müvekkilinin 2009/71172 sayılı markası sebebiyle başvurunun reddedildiğini, davalının iddialarını müvekkilinin tescilinden çok sonra ileri sürmesi sebebiyle TMK 2. maddesi gereği talebinin korunamayacağını, müvekkilinin tescil ettirdiği “HİSTORİA” markasını kullandığını, markanın müvekkilince kullanılarak meşhur ve maruf hale getirildiğini, müvekkilinin 2009/71172 sayılı markası dışında 01/03/1999 tarihinde 207468 numarası ile adına tescil ettirdiği “HİSTORY” ibareli markasının da bulunduğunu, her iki markanın birlikte kullanıldığı İstanbul’da bir otellerinin daha bulunduğunu, “HİSTORİA” markasının kullanılacağı inşaatına başlanan ikinci otelin müşteri çevresine tanıtımın yapıldığını, müvekkilinin marka tescili aşamasında ibareyi başkasının kullandığından haberdar olmadığını, müvekkilinin 30 yıldır dava konusu markayı kullandığını, davacının 25 yıldır kullandığı bir ibareyi tescil ettirmemesinin basiretli tacirin göstermesi gereken özene uygun olmadığını, müvekkilinin sessiz kaldığı iddiasının gerçeği yansıtmadığını, davacının kullanımından haberdar olunması ile ihtarname gönderildiğini, davacının 2010/19066 sayılı marka başvurusuna karşı müvekkili tarafından yapılan itirazın da önceye dayalı hakların korunması amacı ile yapıldığını, davacının müvekkilinin markasından ihtardan önce haberdar olmadığını iddia etmesinin davacının marka başvurusuna müvekkili tarafından itiraz edilmesi sebebiyle kabul edilemeyeceğini, davacının kötü niyetli olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiş, karşı davasında ise, müvekkilinin otelcilik faaliyetlerinin 1991 yılında başladığını, ilk marka tescillerinin 1999 yılında olduğunu, 2009/71172 sayılı markanın kullanıldığını davalının bildiğini, ancak somut bir adım atmadığını ileri sürerek, fazlaya ilişkin maddi ve manevi tazminat davaları ve zararların tazmini hakları saklı kalmak kaydı ile tecavüzün durdurulmasına ve men’ine karar verilmesini talep etmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince, Dairemiz bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, davacı şirketin 26/02/1991 tarihinden itibaren Eminönü'nde Historia ismiyle otel işlettiği, davalının da 24/05/1991 tarihinden itibaren yine Eminönü'nde HİSTORY Otel ismiyle otel işlettiği, aynı semtte ve aynı otelcilik sektöründe faaliyet gösteren tarafların birbirinden haberdar olmamasının düşünülemeyeceği, davalı şirketin 43. sınıfta 2009/71172 başvuru numaralı HİSTORİA ibareli tescilli markasının bulunduğu ve bu markasını ticari faaliyetinde kullandığı, daha sonradan, anlam itibarıyla aynı olan ve davacının ticaret unvanının çekirdek unsurunu teşkil edip, otel işletmesinde yıllardır marka olarak kullandığı HİSTORY ibaresini 43. sınıfta “geçici konaklama hizmetleri, gündüz bakımı (kreş) hizmetlerinde” marka olarak tescil ettirmesinin kötüniyetli olduğu kanaatiyle, asıl davada davalı vekilinin istinaf isteminin kısmen kabul kısmen reddine, mahkeme kararının asıl dava yönünden kaldırılmasına, davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine, davalı markasının bu hizmetler yönünden hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmesi gerektiği, karşı davaya yönelik Dairemizin kararı onanarak kesinleştiğinden, karşı dava yönünden yeniden karar verilmediği gerekçesiyle asıl davada davalı vekilinin istinaf isteminin kısmen kabul, kısmen reddine, İstanbul 3.Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi'nin 13.10.2016 tarihli 2016/1 E. - 2016/215 K.sayılı kararının HMK 353/1-b-2,3 maddesi gereğince asıl dava yönünden kaldırılmasına, asıl davanın kısmen kabul kısmen reddi ile davalı adına tescilli 2009/71172 başvuru numaralı "HİSTORİA" ibareli markanın 43.sınıfta "geçici konaklama hizmetleri, gündüz bakımı kreş hizmetleri" yönünden kötüniyetli tescil sebebiyle kısmen hükümsüzlüğüne, bu hizmetler yönünden sicilden terkinine, fazlaya ilişkin talebin reddine, hüküm kesinleştiğinde hüküm özetinin TPMK'ya bildirilmesine, karşı dava yönünden; davalı-karşı davacı vekilinin talebiyle ilgili Dairemizin 24.04.2019 tarihli 2017/1565 E. - 2019/887 K.sayılı kararı kesinleştiğinden bu hususta yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Kararı, davacı karşı davalı vekili tarafından asıl dava yönünden, davalı karşı davacı vekili tarafından asıl ve karşı dava yönünden temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, Bölge Adliye Mahkemesince HMK'nın 373/3. maddesi uyarınca uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, asıl dava yönünden davacı-karşı davalı vekili, asıl ve karşı dava yönünden ise davalı-karşı davacı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, asıl dava yönünden davacı-karşı davalı vekili, asıl ve karşı dava yönünden ise davalı-karşı davacı vekilince temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 26,30 TL temyiz ilam harcının temyiz eden asıl dava yönünden davacı-karşı davalıdan alınmasına, aşağıda yazılı bakiye 52,60 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalı-karşı davacıdan alınmasına, 03/03/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.