15. Ceza Dairesi 2016/3073 E. , 2017/972 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Dolandırıcılık
HÜKÜM : Sanık hakkında TCK"nın 158/1-h, 43/1, 62, 52, 53 maddeleri gereğince mahkumiyet
Nitelikli dolandırıcılık suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık müdafii ve o yer Cumhuriyet Savcısı tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Hakkında verilen hükümler kesinleşen ..."ın ... Kasabası"na gelerek, yanında aynı kasabada kahvehane işleten sanık ..."in de olduğu halde, kasabayı dolaşıp kendisinin kekik tüccarı ve yüksek ziraat mühendisi olduğunu, İzmir ilinde ticaret yaptığını, kekik karşılığı olarak bir miktar nakit verip, kalan kısmı senet ile ödemek istediğini söylediği zaman katılanların şahsı tanımadıkları için mütereddit davrandıkları, bunun üzerine sanık ..."in ..."ı tanıdığını, İzmir" de 5 katlı evinde misafir olduğunu, iş yerini gezdiğini, çok sağlam birisi olduğunu söyleyerek katılanlara telkinde bulunarak kekiklerini ..."a satmaları hususunda onları ikna ettiği ve bir kısım katılanlara “ sen adamı ne yapacaksın, beni bil, paranı benden al“ diyerek teminat verdiği, bunun üzerine sanığın sözlerine inanan katılanların çeşitli miktarlardaki kekiklerini ..."a sattıkları bu satış işlemleri sırasında sanık ..."in de ..."ın yanında bulunduğu, çoğu zaman kekikleri kendisi tartıp araçlara yüklediği, ..."ın ise yaptığı alım karşılığında cüzi miktar nakit para vererek katılanları oyalayıp, kalan kısımlar için yüksek miktarlardaki senetleri tanzim ederek verdiği, ancak kekikleri toplayıp kasabadan ayrıldıktan sonra senet borçlarını ödemediği gibi izini de kaybettirdiği iddia edilen olayda;
Sanığın aşamalardaki savunmalarında “... kasabasında kahvehane işlettiğini, ..."ı tanımadığını, olay tarihinde ..."ın yanında ... ilçesi ... köyünden ... ve ... isimli bir kişi olduğu halde kahvehaneye geldiğini, yüksek ziraat mühendisi olduğunu, kekik almak istediğini söylediğini, bazı müştekilerin kekik verme taraftarı olmadığını, ancak içlerinden 4-5 kişinin "ne olursa olsun biz kekiği vereceğiz" dediklerini, bu kişilerin kekiklerini kamyona yükleyip gönderdiklerini, daha sonra köylülerin kekiklerini satmak için ..."ın alım yaptığı günlerde kahvehaneye geldiklerini ve bu şekilde kekiklerini sattıklarını, kendisinin 4 kişi ile birlikte bu işte yevmiyeli olarak çalıştığını, ... ile birlikte hareket etmediğini, günlük kişi başına bazen 40,00 TL bazen de 50,00 TL ödeme yapıldığını, kendisinin ... ile İzmir"e gitmediğini ve ..."ın durumu ile ilgili köylülere durumunun çok iyi olduğu yönünde herhangi bir bilgi vermediğini, suçlamaları kabul etmediğini, ..."ın peşinatlar için kendisine 24.000 TL havale yaptığını, bu parayı da peşinatlar karşılığı ilgililere ödediğini, ancak herhangi bir imza almadığına ilişkin beyanı ile ..."ın olay tarihinde köye gittiğini, kahvede otururken durumu sanık ..."e anlattığını, onun da kendisine yardımcı olacağını söylediğini, sanık ile beraber herhangi bir suç işleme kast ve iradesi olmaksızın köylüden elinde mal olanlardan kekik topladıkları ve ürünleri aldığını, kendisinin kekik ticareti yaptığını, vergi kaydının bulunduğunu, bu işle ilgili vergi mükellefi olduğu, iddianamede ve görevsizlik kararında adı geçen müştekilerden kekik satın aldığını ve tamamen yasal bir ticari eylemde bulunduğunu, ancak olay tarihlerinde kekik fiyatlarının aşırı miktarda düşmesi üzerine elinde bulunan stokları eritemediğini, müştekilerin bir kısım alacaklarını kendilerine ödediğini, ancak bir kısım alacalarını ödeyemediğini, halen müştekilere ellerindeki borcuna karşılık verdiği bonolar miktarında borcunun olduğunu, borcunu kabul ettiğini, borcunu da ödeyeceğine ilişkin beyanı ve dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; katılanlarla aynı köyden olan ve diğer sanık ... ile daha önce bir tanışıklığı bulunmayan sanık ..."in; katılanlarla kekik alışverişi sırasında ... ile iş birliği yaptığına, bu işten menfaat temin ettiğine yada dolandırıcılık kastının bulunduğuna dair sanığın savunmasının aksine cezalandırılmasına yeterli, her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil elde edilemediği anlaşıldığından, sanık hakkında beraat yönünde hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde mahkumiyet yönünde hüküm tesisi,
Kanuna aykırı olup, sanık müdafinin ve o yer Cumhuriyet Savcısının temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden 5320 sayılı Kanun" un 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, 25/01/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.