Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/13989
Karar No: 2013/2275

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2012/13989 Esas 2013/2275 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Dava, elatmanın önlenmesi, yıkım ve zararın tazmini isteklerine ilişkindir. Mahkeme, elatmanın önlenmesi ve tazminat isteğinin kabulüne, yıkım isteğinin reddine karar verdi. Davalı şirketin, 144 ve 153 parsel sayılı taşınmazlara dava açtığı ve pay ve paydaş çoğunluğu bulunmaksızın müdahale ettiği saptandı. Bu nedenle, elatmasının önlenmesine karar verildi. Ancak, 146 parsel sayılı taşınmaz bakımından, davalı paydaş olduğu halde mutlak elatmanın önlenmesine karar verilmesi doğru değildir. Bu nedenle davacının payı oranında elatmanın önlenmesi isteği kabul edilmeli, yıkım isteği de kabul edilmelidir. Medeni Kanunun 722/2. maddesi gereğince, sahibinin rızası olmaksızın kullanılmış olan malzemenin sökülmesi aşırı zarara yol açmayacaksa, malzeme sahibi gideri yaptırana ait olmak üzere bunları sökülüp kendisine verilmesini isteyebilir. Kararda geçen kanun maddeleri: 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 692. maddesi, 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 428. maddesi, Medeni
1. Hukuk Dairesi         2012/13989 E.  ,  2013/2275 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : BATMAN 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 27/06/2012
    NUMARASI : 2011/336-2012/469

    Yanlar arasında görülen elatmanın önlenmesi, yıkım ve zararın tazmini davası sonunda yerel mahkemece elatmanın önlenmesi ve tazminat isteğinin kabulüne, yıkım isteğinin reddine ilişkin olarak verilen karar davacı ve davalı  tarafından yasal süresi içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi,  Tetkik Hakimi raporu okundu,açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
    Dava; elatmanın önlenmesi, yıkım ve zararın tazmini isteklerine ilişkindir.
    Mahkemece; hükmüne uyulan bozma ilamı uyarınca elatmanın önlenmesi ve tazminat isteğinin kabulüne, yıkım isteğinin reddine  karar verilmiştir.
    Dosya içeriği ve toplanan deliller ile davaya konu 144 ve 153 parsel sayılı taşınmazlara davalı şirketin  pay ve paydaş çoğunluğu ile yapılmış bir kira ilişkisi bulunmaksızın başka bir deyişle haklı ve geçerli bir neden olmaksızın kum çekmek suretiyle müdahale ettiği, anılan parseller bakımından fuzuli şagil olduğu saptanmak suretiyle anılan parseller bakımından elatmasının önlenmesine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Davalının 144 ve 153 parsel sayılı taşınmazlar yönünden temyiz itirazlarının reddiyle,  hükmün bu parseller bakımından ONANMASINA.
    Davacının ve davalının 146 parsel sayılı taşınmaz bakımından temyiz itirazlarına gelince;
    Hükmüne uyulan bozma ilamında belirtildiği gibi davalı  yan yargılama sırasında pay iktisap etmek suretiyle çekişmeli taşınmazda paydaş olmuştur. Toplanan delillerden; 146 parselin tarla niteliğinde birinci sınıf tarım arazisi olduğu, davalının eylemleri nedeniyle taşınmazın niteliğinin değiştiği ve taşınmazın tamamının davalının tasarrufunda olduğu anlaşılmaktadır. 4721 sayılı Yasanın 692. maddesinin birinci fıkrasında; paylı mülkiyetin özgülendiği amacın değiştirilmesi, korumanın veya olağan şekilde kullanmanın gerekli kıldığı ölçüyü aşan yapı işlerine girişilmesi veya paylı malın tamamı üzerinde tasarruf işlemlerinin yapılması, aksi kararlaştırılmış olmadıkça bütün paydaşların kabulüne bağlı olacağı hükmüne yer verilmiştir.
    Somut olayda; davacı eldeki davayı açtığına göre anılan Yasanın (TMK"nin) 692. maddesinde sözü edilen oybirliğinin gerçekleştirildiğinden sözetme olanağı yoktur.
    Öte yandan; mahkemece taşınmaz üzerindeki muhdesatın yıkımının aşırı zarar doğuracağından sözedilerek bu isteğin reddedildiği görülmektedir.
    Bilindiği üzere; Medeni Kanunun 722/2. maddesinde "....sahibinin rızası olmaksızın kullanılmış olan malzemin sökülmesi aşırı zarara yol açmayacaksa, malzeme sahibi gideri yaptırana ait olmak üzere bunları sökülüp kendisine verilmesini isteyebilir" hükmüne yer verilmiştir.
    Hemen belirtilmelidir ki; 4721 sayılı Türk Medeni Yasasında "yıkımda aşırı zarar kavramı" tanımlanmış değildir. 
    Bunun yanı sıra anılan kavram yönünden gerek öğretide gerekse yargısal uygulamada görüş birliği yoktur. Ancak Medeni Kanunun 722/2.maddesinin uygulanmasında meydana getirilen binanın korunması hususundaki genel yararın gözardı edilemeyeceği kuşkusuzdur. Ne varki, binanın davacı arsa sahibi yönünden de (subjektif olarak) değerlendirilmesi ve hak (yarar)dengesi kurulmak suretiyle adilane bir sonuca gidilmesi gerekir.
    Diğer taraftan, kural olarak kal"in (yıkımın) aşırı zarar doğurup- doğurmayacağının takdiri hakime aittir. Hakim takdir hakkını kullanırken elbette bilirkişinin yada bilirkişilerin bildirdikleri teknik bilgilerden ve görüşlerinden faydalanacaktır. Ancak vardıkları sonuç fahiş zarar (aşırı zarar) doğup-doğmayacağı yönünden HUMK.’nun 286.maddesi gereğince hakimi bağlamaz. Değinilen ilke, uygulamada kararlı bir şekilde ifade edilmiş ve benimsenmiş bulunmaktadır. (H.G.K.20.3.l996 tarih l996/l-40 esas, l996/l77 karar; 24.4.l996 tarih, l996/l-l54)
    Somut olayda; dosyadaki mevcut belirlemelere göre yıkımı istenilen muhdesatın istenildiği taktirde kolayca sökülüp, yıkılabilir nitelikte bulunduğu, bu durumda yıkımın da fahiş zarar doğurmayacağı tartışmasızdır.
    Ayrıca davalı 146 parsel paydaş olduğu halde mutlak elatmanın önlenmesine karar verilmesinin isabetli olduğundan sözedilemez.
    Halböyle olunca; davalı şirketin de 07/09/2009 tarihinde pay iktisap etmek suretiyle paydaş olduğu gözetilerek 146 parsel bakımından davacının payı oranında elatmanın önlenmesi isteğinin kabulü yanı sıra davacıların yıkım isteğinin de kabulüne karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması doğru değildir.
    Davacı ve davalının bu yönlere değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK."nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 20.02.2013  tarihinde oybirliğiyle karar  verildi.

     

     

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi