14. Hukuk Dairesi 2015/1366 E. , 2015/4728 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 20.08.2013 gününde verilen dilekçe ile satış vaadi şerhinin terkini istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; davanın reddine dair verilen 14.10.2014 günlü hükmün Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle tayin olunan 28.04.2015 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacılar vekili Av. ... ile karşı taraftan davalı idare vekili Av. ... geldi. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi. Duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_ K A R A R _
Davacılar, davalı ..., ... Noterliğinde 15.03.2012 günü düzenledikleri satış vaadi sözleşmesi 9814 ada 1 parsel sayılı taşınmazın satışını vaat ettiklerini, almayı vaat eden davalının satış vaadi sözleşmesini 6 parsel sayılı taşınmaza şerh verdirdiğini, şerhin 6 parselin imarıyla oluşan 17 parsel sayılı taşınmaza aktarıldığını, bu taşınmaz ile satış vaadi sözleşmesinin konusunu oluşturan taşınmazın aynı olmadığını ileri sürerek, satış vaadi şerhinin tapu kaydından terkinini istemişlerdir.
Davalı Semih, imar planının iptal edilmesiyle kadastro parseline şerhin işlendiğini; davalı idare ise, sözleşmenin tarafı olmadığından husumet yöneltilemeyeceğini, şerhin 9814 ada 1 parsele tescil edildiğini, imarın iptaliyle oluşan 23 parsel sayılı taşınmazda yapılan imar uygulaması sonucu 9829 ada 12 parsel ve yeniden yapılan imar sonucunda da 17 parsel sayılı taşınmaza şerhin aktarıldığını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, imar uygulamasıyla oluşan yeni parsele şerhin aktarılmasında hukuka aykırı bir yön bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacılar vekili temyiz etmiştir.
Dava, satış vaadi sözleşmesinin terkini isteğine ilişkindir.
TMK"nın 1009. maddesi ve Tapu Kanununun 26. maddesi uyarınca satış vaadi sözleşmesi ile tanınan ileride satın alma hakkının tapu siciline şerhi olanaklıdır.
Satış vaadi sözleşmesinin terkininin gerektiği hallerde, tapu müdürü veya memuru bu işlemi kendiliğinden değil, aleyhine tapuda şerh bulunan malikin istemesi üzerine kaldırabilir.
Somut uyuşmazlıkta, davacılar ile davalı arasında düzenlenen 15.03.2012 günlü satış vaadi sözleşmesi, davacıların 7/2400 pay maliki olduğu 7.943 m2 yüzölçümündeki sözleşmeye konu 9814 ada 1 sayılı parselin tapu kaydına 19.03.2012 tarihinde şerh verilmiştir. Dava konusu şerhin tescil edildiği 9814 ada 1 parsel sayılı taşınmaz, 549 m2 yüzölçümlü 790 sayılı parselin imarı ile oluşmuştur. Bu imar uygulamasının hükmen iptal edilmesi üzerine eski hale getirilen 790 parsel sayılı taşınmazda 24.11.2011 günü yeniden yapılan imar uygulamasıyla davacıların paydaş olduğu 336,99 m2 alanlı 9829 ada 12 ve 20,55 m2 alanlı 9814 ada 2 parsel oluşmuştur. 9829 ada 12 parselde bir daha yapılan imar ile 345,09 m2 alanlı 9829 ada 17; 9814 ada 2 parselde bir daha yapılan imar ile 5,02 m2 alanlı 9780 ada 3, 7,50 m2 alanlı 9788 ada 3 ve 10,64 m2 alanlı 9792 ada 3 parsel sayılı taşınmazlar oluşmuştur. İmar uygulamasıyla oluşan ve davacıların paydaş olduğu tüm bu taşınmazlara satış vaadi şerhi işlenmiştir. Davacılar tarafından satış vaadi sözleşmesi ile sadece 19,86 m2 yüzölçümlü taşınmazın satışı vaat edilerek tapuya şerh verilmiş ancak bu şerhin yeniden yapılan imar uygulaması sonucu oluşan tüm parsellerdeki davacıların paylarına taşındığı anlaşılmıştır. Bu durumda davalının almayı vaat ettiği miktardan daha fazla taşınmaza şerh taşınmış olmaktadır.
Bu nedenle mahkemece imar ile kadastro uzmanı harita mühendisi ve fen bilirkişilere satış vaadi sözleşmesine konu 9814 ada 1 parsel sayılı taşınmazın iptal edilen imar planındaki yeri saptanıp, bu alanın yeni yapılan imar uygulamalarında hangi parselleri kapsadığının tespiti ile sadece bu parsel üzerinde satış vaadi sözleşmesindeki miktar ile sınırlı kalmak koşuluyla şerh konulması gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, kararın bu sebeple bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 1.100 TL Yargıtay duruşma vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacılara verilmesine, peşin yatırılan harcın istek halinde yatıranlara iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 28.04.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.