
Esas No: 2015/12134
Karar No: 2016/1796
Karar Tarihi: 03.02.2016
Kişilerin huzur ve sükununu bozma - Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2015/12134 Esas 2016/1796 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Ceza Mahkemesi
SUÇ : Kişilerin huzur ve sükununu bozma
HÜKÜM : Mahkumiyet
KARAR
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre, yapılan incelemede başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-Sanığın, “olay gecesi müşteki ablası tarafından telefonuna 3-4 defa çağrı bırakılması nedeniyle kendisinin ablasını aradığı, ablası ile aralarında geçmişe dayalı bir anlaşmazlık bulunduğu, bu sebeple ablasının kendisine iftira attığı” yönündeki savunması, hakkındaki karar kesinleşen diğer sanık İbrahim Çevik"in de, “sanık ..."in kontürü bittiğinden telefonunu aldığı ve ablasını aradığı, görüşmenin sona ermesinden sonra bu kez müştekinin kendisini aradığı” yönündeki anlatımı ile mahkemede dinlenmeyen müştekinin soruşturma aşamasındaki ifadesinde “sanık kardeşinin kendisine telefonla çağrı bıraktığı ve beş dakika kadar sonra aradığı ancak telefona İbrahim Çevik isimli başka bir kişinin çıktığı, adı geçen şahsın 5-6 defa daha telefonla arayarak kendisine yönelik cinsel tacizde bulunduğu yönündeki beyanı karşısında, görgü tanığı bulunmayan olayda CMK"nın 236/1, 210. maddeleri uyarınca müşteki dinlenerek olaya dair ayrıntılı ifadesinin alınması, müştekiye ait cep telefonunun suç tarihinde arama, aranma, mesaj alma ve atma şeklinde HTS kayıtlarının temin edilmesi ve sanığın eyleminde ısrar öğesinin ve mağduru rahatsız etme saikinin ne şekilde oluştuğunun tartışılmasından sonra sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
2-Kabule göre de;
CMK"nın 231/11. maddesinde yer alan, "Denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlemesi veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere aykırı davranması halinde, mahkeme hükmü açıklar. Ancak mahkeme; kendisine yüklenen yükümlülükleri yerine getiremeyen sanığın durumunu değerlendirerek; cezanın yarısına kadar belirleyeceği bir kısmının infaz edilmemesine ya da koşullarının varlığı halinde hükümdeki hapis cezasının ertelenmesine veya seçenek yaptırımlara çevrilmesine karar vererek yeni bir mahkumiyet hükmü kurabilir" şeklindeki düzenleme karşısında, denetim süresi içerisinde kasıtlı suç işleyen sanık hakkında, önceki hükmün aynen açıklanması ile yetinilmesi gerekirken, yeniden değerlendirme sonucu, açıklanması geri bırakılan suça ilişkin hükümdeki TCK"nın 123/1 ve 62. maddeleri uyarınca belirlenen 2 ay 15 gün hapis cezasının TCK"nın 50/1-a maddesi uyarınca günlüğü 20,00 TL"den, 1.500 TL adli para cezasına çevrilmek suretiyle CMK"nın 231/11. maddesine aykırı davranılması,
Kanuna aykırı ve sanık ..."ın temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, tebliğnameye uygun olarak HÜKMÜN BOZULMASINA, yeniden hüküm kurulurken 5320 sayılı Kanun"un 8. maddesi gereğince yürürlükte olan 1412 sayılı CMUK"nın 326/son maddesi uyarınca kazanılmış hakkın saklı tutulmasına, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 03/02/2016 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.