Esas No: 2020/6427
Karar No: 2022/1599
Karar Tarihi: 07.03.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/6427 Esas 2022/1599 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacı, nakliye hizmeti verdiği davalının üç fatura borcunun ödenmemesi sebebiyle icra takibi başlattı. İtirazın iptali ile %20 icra inkar tazminatı talep etti. Davalı, sadece bir faturayı kabul etmediğini ve dava dışı bir firma ile anlaşma yaptıklarını savundu. İlk derece mahkemesi, davacının iddiasını ispatlayamaması nedeniyle davanın reddine karar verdi. Bölge adliye mahkemesi, davacının istinaf başvurusunu reddetti. Temyiz üzerine, Yargıtay da kararı onadı. HMK'nın 369. maddesi gereği, miktar veya değer söz konusu olmaksızın duruşmalı olarak incelenmesi gereken dava ve işlerin dışında bulunduğundan duruşma isteği reddedildi. HMK'nın 353/b-1 maddesi uyarınca, yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildi. HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca, Bölge Adliye Mahkemesince verilen karar onandı. HMK'nın 372. maddesi uyarınca, işlem yapılmak üzere dava dosyası İlk Derece Mahkemesine gönderildi. Kararda geçen kanun maddeleri: HMK'nın 369, 353/b-1, 370/1 ve 372. maddeleri.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ADANA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 9. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Mersin 2. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 20.11.2018 tarih ve 2015/363 E. - 2018/831 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Adana Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi'nce verilen 14.07.2020 tarih ve 2019/206 E. - 2020/599 K. sayılı kararın duruşmalı olarak Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, 6100 sayılı Kanunu’nun 369. maddesi gereğince miktar veya değer söz konusu olmaksızın duruşmalı olarak incelenmesi gereken dava ve işlerin dışında bulunduğundan duruşma isteğinin reddiyle dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, taraflar arasında ticari ilişki olduğunu, bu ilişkiye istinaden davalıya verdikleri nakliye hizmeti nedeniyle üç adet fatura borcunun ödenmemesi sebebiyle icra takibine geçildiğini, davalının hizmet almadığından bahisle takibe kısmen itiraz ettiğini ileri sürerek itirazın iptali ile %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, takip konusu borcun kabul ettikleri kısmın ödendiğini,takibe dayanak faturalardan “Nisa Depo-Liman arası nakliye bedeli” açıklamalı 87840 nolu faturayı kabul etmediklerini ve davacıya iade ettiklerini, esas anlaşmanın dava dışı Nisa Lojistik ile yapıldığını, ancak davacı firma yetkililerinin bu şirketle aynı yerde faaliyette bulunması ve firma yetkililerinin akraba olması nedeniyle zaman zaman davacı firmanın da ürünleri depolardan alarak limana sevk ettiğini, ancak dava dışı firma ile yapılan anlaşmanın kalsitlerin tırlardan alınarak depolarda saklanması,yurtdışına sevk sırasında depo alanından alınarak sevkiyatın gemilere yüklenmesini kapsadığını ve bu kapsamda birim fiyatın 4.20 USD olarak anlaşıldığını, ancak davacının sadece depolardan limana sevk etme ücreti şeklinde kendi firması üzerinden fatura düzenlediğini, depolama ücreti ile ürünlerin indirme bindirme bedellerini ise Nisa Lojistik şirketi üzerinden faturalandırarak haksız kazanç elde etmeye çalıştığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesince iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacının yalnızca faturaya dayanarak takip yaptığı, taraflar arasındaki anlaşmayı gösterir delil ibraz etmediği, davalı tarafın ise faturaya konu taşıma işlemi için dava dışı Nisa Lojistik Hiz. Mak. Nak. Turz. Teks. San. ve Tic. Ltd. Şti. ile anlaştıklarını ancak bu anlaşmada da birim fiyatının 4.20 USD olmadığını ileri sürdüğü, davalı firmanın defterlerinde yapılan bilirkişi incelemesinde dava konusu faturanın davacı firmaya iade edildiği ve kayıtlara işlenmediğinin tespit edildiği, davalı kayıtlarına göre davalı davacıya
borçlu olarak gözükmediği, alacaklı olarak gözüktüğü, davacı defter kayıtlarında ise davaya konu faturanın davalının değil dava dışı Anadolu Endüstriyel Ham. Mad. Firması borcunun takip edildiği, hesaba kaydedildiği, davacı borcu olarak gösterilmediğinin belirlendiği, davacının bu kaydın isim yanılgısından doğduğunu ileri sürmekle birlikte basiretli bir tacirin ticari defterindeki kayıtları itinayla yapması gerektiği, bu savunmasının sonuca etkisi olmadığı, tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde davacının dava konusu taşıma ilişkisinin varlığına, koşullarına ve meblağına ilişkin iddiasını ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, İlk Derece Mahkemesince alınan bilirkişi raporuna göre, takibe ve davaya konu faturanın davalı defterlerinde kayıtlı olmadığı ve davalı tarafından davacıya iade edildiği, davacı defterinde davaya konu fatura yönünden borçlunun davalı taraf değil, dava dışı Anadolu Endüstriyel Ham. Mad. Firması olarak gösterildiği, davacının bu kaydın sehven yapıldığı ve sonradan düzeltildiği iddiasını doğrulayacak nitelikte yazılı delil ibraz etmediği, davacı tarafından dosyaya sunulan e-mail yazışmalarının davacı ve davalı arasında değil, davalı ile dava dışı Nisa Lojistik ...Ltd. Şti. arasında olduğu, davacı taraf defterlerinin usulüne uygun tutulmadığı ve 6100 sayılı HMK'nın 222/4 maddesi gereğince davacının aleyhine delil teşkil edeceği, davacı tarafın, davalıya taşıma hizmetini verdiğine ilişkin başkaca bir yazılı delil ibraz etmediği, dava dilekçesinde de açıkça yemin deliline dayanmadığı, böylelikle 6100 sayılı HMK'nın 190.vd. maddeleri gereğince ispat yükü kendisinde olan davacı tarafın davalıya taşıma hizmetini verdiği iddiasını ispatlayamadığından, davanın reddine yönelik İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK'nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 26,30 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 07/03/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.