Abaküs Yazılım
19. Ceza Dairesi
Esas No: 2017/3698
Karar No: 2017/7406
Karar Tarihi: 27.09.2017

Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2017/3698 Esas 2017/7406 Karar Sayılı İlamı

19. Ceza Dairesi         2017/3698 E.  ,  2017/7406 K.

    "İçtihat Metni"

    5809 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanık ... hakkında yapılan yargılama sonunda mahkumiyetine dair, İzmir 22. Sulh Ceza Mahkemesinin 27.03.2013 gün ve 2012/1024 Esas, 2013/228 sayılı ilamının sanık tarfından temyiz edilmesi üzerine,
    Dairemizin 05.10.2016 gün ve 2015/12833 Esas – 2016/21069 sayılı kararıyla;
    “Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
    Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
    Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
    Yükletilen suçun sanık tarafından işlendiğinin kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı,
    Eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanun"da öngörülen suç tipine uyduğu,
    Cezanın kanuni bağlamda uygulandığı,
    Anlaşıldığından, sanığın temyiz nedenleri yerinde görülmemiş olmakla, tebliğnameye uygun olarak, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKMÜN ONANMASINA” karar verilmiştir.
    İTİRAZ NEDENLERİ
    Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 22/06/2017 gün ve KD-2017/27612 sayılı yazısı ile;
    “Sanık ...’nın seyyar tezgahında ele geçirilen iki adet cep telefonunun klonlanmış (elektronik kimlik bilgileri değiştirilmiş) olduğu iddiası ile açılan kamu davasında sanığın yüklenen suçu işlediği sabit kabul edilerek 5809 sayılı Kanun’un 63/9, TCK.nın 62/1, 52/2-4. maddeleri gereğince 16660 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.
    Sanığın üzerine atılı suçun sadece adli para cezasını gerektirmesi nedeniyle soruşturma aşamasında İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının 02.11.2012 gün ve 2012/97070 soruşturma sayılı yazısı ile önödeme ihtaratı yapılmış, önödeme ihtaratına uymadığından bahisle hakkında işbu dava açılmıştır.
    Sanığın soruşturma aşamasında kolluk görevlilerine 05.10.2012 tarihinde bildirdiği adresi “ ... mah. 985 (981) sokak No:10 ...” adresidir. Bu adres aynı zamanda 17.08.2010 tarihinde bildirdiği mernis adresidir.
    Önödeme önerisi tebigatı ise sanığın bu adresine değil 05.12.2008 tarihinde beyan etmiş olduğu daha önceki mernis adresine “1671 sokak 25/2 ...” adresine tebliğ edilmiş, muhatabın adresinden ayrılmış olması nedeniyle Tebligat Kanunu"nun 21/2. maddesi gereğince 08.11.2012 tarihinde yapılan tebliğ işlemi geçerli kabul edilerek önödeme önerisine uymadığından bahisle hakkında iddianame düzenlenmiştir.
    TCK"nın 75. maddesinde düzenlenen önödeme kurumu, uyuşmazlığın klasik yargılama sistemi dışında çözümlenmesini amaçlayan alternatif çözüm yollarından biridir. Soruşturma aşamasında önödeme önerisine uyan şüpheli hakkında Cumhuriyet Savcısı kamu davası açmaz, “kovuşturmaya yer olmadığı” kararı verir.
    Kovuşturma evresinde önödemeye uyulması durumunda ise TCK"nın 75/2 ve CMK"nın 223/8. maddeleri gereğince “düşme” kararı verilir.
    Önödeme nedeniyle verilen kovuşturmaya yer olmadığı kararı veya düşme kararı bir ceza mahkumiyeti niteliğinde olmadığından, adli sicile kaydedilmez, tekerrüre esas olmaz ve bir sonraki suçun işlenmesinde ertelemeye engel oluşturmaz.
    Önödeme önerisinin hukuki sonuçlarına bakıldığında çok önemli bir kurum olduğu anlaşılan bu müessesinin işleyebilmesi için önödeme tebligatının Tebligat Kanunu hükümlerine uygun biçimde yapılması zorunludur.
    Somut olayda, önödeme önerisi sanığın soruşturma aşamasında kolluk görevlilerine bildirdiği ve o tarih itibarıyla aynı zamanda mernis adresi olan adresi yerine daha önceki mernis adresine Tebligat Kanunu’nun 21/2. maddesi gereğince tebliğ edilmiş olması nedeniyle usulüne uygun biçimde yapılmış bir tebligattan sözetmek olanaklı değildir.
    Geçerli bir önödeme önerisi olmaksızın açılan davada, yerel Mahkeme’nin bunu farkedip yeniden önödeme önerisinde bulunması gerekirken yargılamaya devamla yazılı biçimde hüküm kurmuş olması usul ve yasaya aykırıdır.
    Diğer taraftan 5271 sayılı CMK"nın 195. maddesi “Suç, yalnız veya birlikte adli para cezasını veya müsadereyi gerektirmekte ise, sanık gelmese bile duruşma yapılabilir. Bu gibi hallerde sanığa gönderilecek davetiyede gelmese de duruşmanın yapılacağı yazılır.” biçiminde düzenlenmiştir. Bu hükme göre mahkeme sanığın yine eski mernis adresi olan “1671 sokak 25/2 ...” adresine ihtarlı duruşma davetiyesi tebliğ etmiş, muhatap adresten ayrıldığı ve yeni adresi de bilinmediğinden bila ikmal iade edilmesi üzerine aynı adrese yeniden tebligat çıkarılmış, 07.03.2013 tarihinde Tebligat Kanunu’nun 21/2. maddesi gereğince yapılan tebligata dayanılarak sanığın sorgusu yapılmadan mahkumiyetine karar verilmiştir.
    Yokluğunda verilen hüküm ise sanığın “ ... mah. 981 sokak No:10 ...” adresinde birlikte sakin kardeşi ...’na 16.04.2013 tarihinde tebliğ edilmiş, sanık tarafından hüküm süresinde temyiz edilmiştir. Temyiz dilekçesinde de adres olarak bu adresini göstermiştir.
    Dolayısıyla duruşmada yapılan tebligat ta usulüne uygun değildir.
    Açıklanan nedenlerle; Yerel Mahkeme hükmünün önödeme önerisi ile duruşma davetiyesi tebligatının yöntemine uygun olmaması nedeniyle bu nedenlerle bozulması yerine onanmasının usul ve yasaya aykırı olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
    SONUÇ VE İSTEM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
    02.07.2012 tarih, 6352 sayılı Kanun"un 99. maddesi ile değişik CMK.nın 308. maddesi uyarınca İTİRAZIN KABULÜ ile Yüksek Dairenizin 05.10.2016 gün, 2015/12833 esas, 2016/21069 sayılı onama kararının kaldırılarak yeniden usulüne uygun biçimde öndödeme önersinde bulunulması gerektiğinden bahisle hükmün bozulmasına karar verilmesi,
    İtirazımızın kabul edilmemesi halinde 5271 sayılı CMK.nın 6352 sayılı Kanun"un 99. maddesi ile değişik 308. maddesi uyarınca dosyanın Yargıtay Yüksek Ceza Genel Kuruluna gönderilmesine karar verilmesi, İtirazen arz ve talep olunur.” isteminde bulunulması üzerine dosya Dairemize gönderilmekle, incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
    KARAR:
    1)Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 22/06/2017 gün ve KD-2017/27612 sayılı itiraz istemi yerinde görülmüş olduğundan 6352 sayılı Kanun ile değişik CMK"nın 308/3. maddesi gözetilerek itirazın kabulüne,
    2)Dairemizin 05.10.2016 gün ve 2015/12833 esas – 2016/21069 karar sayılı bozma kararının kaldırılarak yeniden yapılan incelemede;
    Sanığın soruşturma aşamasında bildirmiş olduğu adresin, “ ... mah. 985 (981) sokak No:10 ...” adresi olduğu ve ön ödeme tebligatının da bu adrese çıkartılması gerekirken, daha öncesinde beyan ettiği önceki mernis adresi olan “ ...Mahallesi 1671 sokak 25/2 ...” adresine 7201 sayılı Kanun"un 21. maddesine göre yapılan tebligatın geçerli kabul edilemeyeceği anlaşılmış olup sanığa usule uygun biçimde yeniden ön ödeme önerisinde bulunulması zorunluluğu,Bozmayı gerektirmiş ve sanığın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, tebliğnameye uygun olarak HÜKMÜN 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 27/09/2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.








    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi