Esas No: 2011/195
Karar No: 2011/276
Karar Tarihi: 13.09.2011
Kat İrtifakının Kurulması - Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2011/195 Esas 2011/276 Karar Sayılı İlamı
23. Hukuk Dairesi 2011/195 E., 2011/276 K.
23. Hukuk Dairesi 2011/195 E., 2011/276 K.
- KAT İRTİFAKININ KURULMASI
- 4721 S. TÜRK MEDENİ KANUNU [ Madde 2 ]
- 634 S. KAT MÜLKİYETİ KANUNU [ Madde 14 ]
"İçtihat Metni"
Taraflar arasındaki birleştirilen genel kurul kararının iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Asıl davada, davacı A.... E.....vekili, müvekkilinin ortaklık payını dava dışı birleşen dava davacısı T.... Ö....."a devrettiğini davalı kooperatife bildirmesine rağmen, kooperatifin 29.05.2005 tarihli olağan genel kurul toplantısında müvekkilinin ortaklık devrinin hukuki süreç sonuçlanıncaya kadar önlenmesine karar verildiğini ileri sürerek, kooperatifin 29.05.2005 tarihinde yapılan genel kurulun 9 nolu kararının iptali ile ortaklık payını devrettiğinin tespitini; birleşen davada davacı T.... Ö..... vekili, müvekkilinin davalı kooperatifin üyesi olan A.... E.....T...."ın ortaklık hissesini devraldığını, devir hususunun bildirilmesine rağmen davalının üyeliğe kabul etmediğini, üyelik şartlarını taşıyan müvekkilinin üyeliğe kabul zorunluluğunun Yasa"nın 14 ncü ve ana sözleşmenin 17 nci maddesinin bir gereği olduğunu ileri sürerek, müvekkilinin davalı kooperatifin üyesi olduğunun tespiti ile buna aykırı yönetim ve genel kurulu kararının iptalini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, kooperatif üyesi olan davacı A.... E.....T...."ın 27.06.2004 tarihli genel kurulda bir kısım usulsüzlükler yaptığının tespit edilmesi nedeniyle suç duyurusunda bulunulduğunu, yönetim kurulunca davacının pay devrine cevaz verilmediğini, payı devralan birleşen dava davacısının payını devreden davacı A…
…."in durumunu bildiği, davacının amacının kooperatife olan sorumluluktan kurtulmak olduğunu savunarak, her iki davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre, kooperatif ana sözleşmesi gereğince ortaklığın yazılı olarak yönetim kuruluna bildirilmek suretiyle 10. maddede ortaklık şartı taşıyan kişilere devredilebileceği, yönetim kurulunun bu şekilde ortaklığı devir alan kişiyi ortaklığa kabulden kaçınamayacağı, davalının pay devreden ortak A…
…. E…
…."ın hukuki ve cezai sorumluluğu bulunduğundan bahisle, ortaklık payını devralan davacı T.... Ö....."ı ortaklığa kabulden kaçınmasının mümkün olmadığı, kaldı ki davalı kooperatifin devralan ortağın yaptığı ödemeleri kabul etmesi nedeniyle üyeliğe zımni kabulün bulunduğu gerekçesiyle asıl ve birleşen davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Asıl dava, davacının kooperatif hissesinin davacı hakkında başlatılan hukuki süreç sonuçlanıncaya kadar devrinin önlenmesine ilişkin genel kurul kararının iptali ve ortaklık payının devredildiğinin tespiti; birleşen dava ise kooperatif üyesi olduğunun tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, yazılı gerekçelerle asıl ve birleşen davanın kabulüne karar verilmiştir. Oysa, devir alanın ortaklık şartlarını taşıdığını saptayan yönetimin, devir alanı üyeliğe kabul zorunluluğu 1163 sayılı Koperatifler Kanunu"nun 14"üncü ve ana sözleşmenin 17"nci maddesi hükümlerinin bir gereği ise de, somut olayda durum farklıdır. Devir eden eski yönetim kurulu ve kooperatif ortağı olan A.... E.....T.... hakkında yöneticilik sıfatı nedeniyle kooperatifi zarara uğrattığı iddiasıyla hukuk ve ceza davalarının varlığı dosya kapsamı ile sabit olup, kooperatif lehine karar çıkması halinde, A.... E...."ın payından bu zararın tazmini gerekeceğinden, bu olanağın kullanılmasını teminen davalı kooperatifin, bir önlem olarak, A…
…. E…
…."ın payının devrini engelleme hakkı bulunduğunun kabulü gerekir.
Bu durumda, davalının devri bu nedenle tescil etmemesinin haklı bir sebebi bulunmakta ve devir bu bakımdan muvazaalı ve kötü niyetli olup, MK"nun 2"nci maddesi karşısında hukuken himaye göremez.
Birleşen davada ise, davacı T…
… Ö…
…."ın üyeliğe kabulüne ilişkin bir karar bulunmadığı gibi aynı davacının yatırdığı aidatların iade edilmiş bulunmasına göre üyeliğe zımni kabul koşullarının oluşmadığı anlaşıldığından mahkemenin aksi yöndeki gerekçesi yerinde değildir.
Bu durumda, asıl ve birleşen davanın, bu açıklamalar ve ilkeler çerçevesinde ele alınıp, sonuçlandırılması gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, asıl ve birleşen davada davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 13.09.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.