Esas No: 2020/8365
Karar No: 2022/1602
Karar Tarihi: 07.03.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/8365 Esas 2022/1602 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Gaziantep 1. Asliye Ticaret Mahkemesi'nde görülen bir davada, taraflar arasındaki anlaşmanın ihlali nedeniyle davacının davalıdan uğradığı zararların tazmini istenmiş, davalı ise iddiaları reddetmiştir. Yargılama sonucunda, davacının kâr mahrumiyeti dışındaki taleplerinin ispatlanamadığı ancak kâr mahrumiyeti nedeniyle tazminata hak kazandığı belirlenmiştir. Birleşen dava ise reddedilmiştir. Tarafların temyiz başvurusu sonucunda Yargıtay, sair temyiz itirazlarını reddetmiş, birleşen davanın reddedilmesi nedeniyle birleşen dosya davalısı yararına nispi vekalet ücretine hükmedilmemesini bozmuş ve asıl dava davalısı yararına maktu vekalet ücretine hükmedilmesini de doğru bulmamıştır. Kararın gerekçesi Borçlar Kanunu'nun 96 vd. maddeleri gereğince davacının yalnızca kâr mahrumiyeti taleplerinin kabul edilebileceği şeklindedir.
Kanun maddeleri açıklaması:
- Davacının yalnızca kâr mahrumiyeti taleplerinin kabul edilebileceği, diğer taleplerinin ispatı gerektiği Borçlar Kanunu'nun 96. maddesinde belirtilmiştir.
-
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada Gaziantep 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 22.09.2020 tarih ve 2019/815 E. - 2020/545 K. sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Asıl davada davacı vekili, taraflar arasında Ege bölgesinde davacının tek satıcı olarak bonfire isimli enerji içeceğini satması hususunda anlaşma imzaladığını, davacının bu anlaşmaya güvenerek işyeri kiraladığını, muhtelif sayıda araç ile davalıdan çeşitli tarihlerde bonfire enerji içeceği satın aldığını, ancak belirli bir süre sonra davalının tek satıcılık sözleşmesine aykırı olarak Ege bölgesinde başka şirketlere ve şahıslara bonfire isimli enerji içeceği sattığının öğrenildiğini, bunun üzerine sözleşmenin feshedildiğini, uğranılan zararların istenildiğini, davalının ihtara cevap vermediğini iddia ederek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla sözleşmenin haklı nedenle feshi nedeniyle davacının uğradığı tüm menfi, müspet zararların, kâr mahrumiyetlerinin ve müşteri (portföy) kayıplarının tazmini için şimdilik 10.000,00 TL’nin ihtarnamenin tebliğ tarihi olan 15.11.2010 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizleri ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, 28.03.2013 tarihli dilekçesi ile dava değerini 245.312,68 TL olarak ıslah etmiştir.
Asıl davada davalı vekili, davacının almayı taahhüt ettiği miktarda ürünü satın almadığını, bu sebeple davacı tarafça sözleşmenin feshinin haksız olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Birleşen davada davacı vekili, davalının taahhüt etmiş olduğu ürünleri almadığını ve bu şekilde zarara uğradıklarını iddia ederek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak şartıyla şimdilik 10.000,00 TL zararlarının tazminine karar verilmesini talep ve dava etmiş, 26.11.2013 tarihli dilekçesi ile dava değerini 276.984,66 TL olarak ıslah etmiştir.
Birleşen davada davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, davacı tarafın dava tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 96 vd. maddeleri gereğince zararlarını talep ettiği, ancak kâr mahrumiyeti dışındaki taleplerini ispatlayamadığı, alınan bilirkişi raporuna göre asıl dava davacısı-birleşen dava davalısının 8.463,47 TL kâr mahrumiyetinin bulunduğu, asıl dava davalısı-birleşen dava davacısının birleşen dosyadaki davasının daha önce reddine karar verilmiş olduğu ve Yargıtay tarafından da temyiz itirazlarının reddedildiği gerekçesiyle asıl davanın kısmen kabulüne,birleşen davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, taraf vekilleri tarafından temyiz kanun yoluna başvurulmuştur.
1-Asıl davada davacı- birleşen davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Mahkemece birleşen davanın reddine karar verildiğinden, reddedilen dava değeri üzerinden birleşen dosya davalısı yararına nispi vekalet ücretine hükmedilmesi yönünde bozmaya uyulduğu halde birleşen dosya davalısı yararına nispi vekalet ücretine hükmedilmemesi bozmayı gerektirmiştir.
3-Asıl davada reddedilen miktar üzerinden asıl dava davalısı yararına nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken maktu vekalet ücretine hükmedilmesi de doğru görülmemiş, kararın bu yönden bozulması gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda (1)nolu bentte açıklanan nedenlerle asıl davada davacı-birleşen davada davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün birleşen dosya davalısı yararına BOZULMASINA, (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün asıl dava davalısı yararına BOZULMASINA, ödedikleri peşin temyiz harcının istekleri halinde temyiz eden taraflara iadesine, 07/03/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.