......
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekili ile davacı vekili tarafından da katılma yoluyla temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

- K A R A R -

Davacı vekili, davacının davalı şirketle arasında ticari ilişki bulunduğunu, davalının davacı şirkete 07.11.2012 ila 06.12.2012 döneminde satılan mallar karşılığında cari hesaptan kaynaklanan 3.540.-TL borcu bulunduğunu, borcun ödenmemesi üzerine başlatılan takibe davalının itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptaline ve icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacı ile davalı arasında cari hesap ilişkisi bulunmadığını, sadece iş bu dava konusu ticari ilişkinin olduğunu, davacının takibe koyduğu 06.12.2012 tarih 0109524 numaralı fatura ile satın alınan 3.540.-TL’lik mala ilişkin sevk irsaliyesinin de davalı şirket çalışanı tarafından davalıdan birtakım malzemeler alınırken sehven imzalanmış olabileceğini, durumu fark ettiklerinde davacıya bildirdiklerini, 17.01.2013 tarihinde ...... nolu iade faturasını düzenleyerek davacıya gönderdiklerini belirterek, davanın reddi ile davacı aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilmesini istemiştir.
Mahkemece yapılan yargılama, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, 3.540.- TL bedelli faturaya konu malların davalı şirket yetkilisine teslim edildiğini davacının ispat ettiği, teslim edilen malların istenen mallar olmadığından iade edildiğini ispat yükü davalı şirkete ait olup, davalı şirketin bunu ispat edemediği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, davalının ....... 12. İcra Müdürlüğü’nün 2013/3653 E. sayılı dosyasına 3.540.-TL bedelli fatura alacağının tahsili için yapmış olduğu itirazın iptaline, takibin devamı ile davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine, takip tarihinden önce ihtar ile alacak talep edilmediğinden 237,04.- TL faiz alacağına ilişkin itirazın iptali isteminin reddine karar verilmiş, hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, davacı vekili tarafından da katılma yoluyla temyiz edilmiştir.
Kısa kararda davanın kabulüne denilerek asıl alacağa ilişkin itirazın iptaline karar verilmiş, gerekçeli kararda ise davanın kısmen kabulüne denilerek asıl alacak ile birlikte işlemiş faize yapılan itirazın iptaline karar verilmiş olup, bu durumda kısa kararla gerekçeli karar arasında çelişki yaratılması doğru görülmediği gibi davacı dava dilekçesinde asıl alacağa yapılan itirazın iptalini talep etmiş olup, mahkemece H.M.K.’nun 26. maddesine aykırılık oluşturacak şekilde gerekçeli kararda talep konusu olmayan işlemiş temerrüt faizinin de iptaline karar verilmiş olması yerinde değildir.

SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre şimdilik diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin harçların istek halinde temyiz eden taraflara iadesine, 24/05/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.