20. Hukuk Dairesi 2018/5809 E. , 2019/1088 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar ... ve ... Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında ... köyü, 135 ada 54 parsel sayılı 489801,26 m² yüzölçümündeki taşınmaz, ... niteliği ile ... adına tespit ve tescil edilmiştir.
Davacı, 3 pafta, 52 ada 6 parsel numaralı 12500,00 m2 yüzölçümlü babası ... oğlu ... adına tapuda kayıtlı tevzi tapusu kapsamında kalan taşınmazının ... adına tescil edildiğini ileri sürerek, dava açmıştır.
Mahkemece, davalı taşınmazın ... sayılan yerlerden olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 04/11/2013 tarih ve 2013/4639 – 9520 E-K. sayılı kararıyla hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; "mahkemece, çekişmeli taşınmazın ... sayılan yerlerden olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli değildir. Davacı, tapu kaydına dayanarak dava açtığı halde, tapu kaydı ilk oluşumundan itibaren bütün tedavülleri ve varsa revizyonları ile birlikte getirtilerek uygulanmamıştır. Bu nedenle; tapu kaydı ilk oluşumundan itibaren tüm tedavülleri ile birlikte getirtilip kararda ayrıntılı olarak yazılan yöntemle uygulanmalı, dava konusu taşınmazların dayanılan tapu kayıtlarının kapsamında kalıp kalmadığı duraksamasız saptanmalı, taşınmazın tapu kaydının kapsamında kalmadığı belirlenirse şimdi olduğu gibi dava reddedilmeli, tapu kaydının kapsamında kaldığı belirlendiği takdirde tapu kaydının 4785 sayılı Kanun hükümlerine göre geçerliliğini koruyup korumadığı tartışılarak oluşacak sonuca göre bir karar verilmelidir.” denilmektedir.
Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra yapılan yargılama sonucu davanın kabulü ile; dava konusu 135 ada 54 nolu parselin 15/05/2015 havale tarihli bilirkişi rapor ve ekindeki krokide (B) harfi ile gösterilen 5194.40 m²lik kısım ve (C) harfi ile gösterilen 7305.61 m²"lik kısım olmak üzere toplam (B) + (C) = 12500 m²lik kısmın tapusunun iptaline, 12500 m²"lik bu kısmın davacı adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davalılar ... ve ... Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastrodan önceki hukuki nedene(tapu kaydı) dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde, 3402 sayılı Kanunun .... maddesi gereğince ... sınırlandırması yapılmıştır.
Mahkemece bozmaya uyulmasına rağmen, bozmanın gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir. Şöyle ki; davacının tutunduğu tapu kaydı ve tevzi paftasının keşif mahalline uyduğu 15/05/2015 tarihli müşterek fen bilirkişi raporunda açıklanmış, ancak taşınmazın öncesinin hukuki niteliği ve ... sayılan yerlerden olup olmadığı hususunda yeterli inceleme yapılmamış, en eski tarihli hava fotoğrafları incelenmemiş, tutunulan tapu kaydının 4785 sayılı Kanun hükümlerine göre geçerliliğini koruyup korumadığı tartışılmadan, taşınmazın davacıya nasıl intikal ettiği belirlenmeden, soyut ve yetersiz ... bilirkişi raporunda taşınmazın ... sayılan yerlerden olduğu belirtildiği halde bu rapora neden değer verilmediği gerekçesiyle izah edilmeden, eksik ve yetersiz inceleme ile hüküm kurulmuştur.
O halde, doğru sonuca varılabilmesi için; öncelikle davaya konu yerleri(“B” ve “C” ile gösterilen taşınmaz kısımlarını) kenardan çevreleyen tüm taşınmazların tutanak ve dayanağını oluşturan belgeler, en eski tarihli hava fotoğrafı, bu fotoğraftan üretilen memleket haritası getirtilerek, halen bakanlık ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman ... yüksek mühendisleri arasından seçilecek bir ... mühendisi, bir jeodezi ve fotogrametri mühendisi (harita mühendisi) ve bir fen elemanı ile yerel ve tesbit bilirkişileri huzuruyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde (hava fotoğrafları, memleket haritaları ve amenjman planları) ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı Kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyetlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 tarihli ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 3/3/2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14.maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi ... olan bir yerin üzerindeki ... bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt ... toprağının ... sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; keşifte, hâkim gözetiminde, taşınmazın dört yönden renkli fotoğrafları çektirilip, onaylanarak dosyaya eklenmeli; yukarıda değinilen belgeler uzman bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp; hava fotoğrafları ve orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ve hava fotoğrafları ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek ve hava fotoğraflarının üç boyutlu stereoskopik incelemesi yapılmak suretiyle, çekişmeli taşınmazın (B) ve (C) ile gösterilen kısımlarının niteliği, üzerlerindeki bitki örtüsü, varsa ağaçların cinsi, yaşı, kapalılık durumlarını ve konumlarını çevre parsellerle birlikte haritalar ve hava fotoğrafları üzerinde gösterecekleri, yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalı, hukûken ve bilimsel olarak ve HGK"nın 15.11.2000 tarihli ve 2000/20-1663/1694 E. K. sayılı kararında açıklandığı gibi eğimi % 12"nin üzerinde olan toprak ve ... muhafaza karakteri taşıyan funda veya makiliklerle örtülü yerlerin ... niteliğinde ve 6831 sayılı Kanunun .../J bendi kapsamı dışında olduğu gözetilmeli, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 20. maddesi hükmü uyarınca dayanılan tapu kaydı tedavülleriyle birlikte yerel bilirkişi yardımı, uzman fen bilirkişi eliyle yerine uygulanmalı, yerel bilirkişi ve tanıklardan kayıttaki her sınır hakkında ayrıntılı ve inandırıcı bilgi alınmalı, kayıtlarda tarif edilen sınır yerlerinden yerel bilirkişice bilinemeyen sınır yerleri bulunduğu takdirde, bu konuda taraflara tanık dinletme olanağı sağlanmalı, uzman bilirkişiye kayıtlarda tarif edilen sınır yerleri düzenleyeceği haritada ayrı ayrı işaret ettirilmeli, uygulamaya ilişkin yerel bilirkişi ve tanık sözleri, dıştan komşu taşınmazların tesbit tutanağı içeriği ve varsa dayanakları kayıtlarla denetlenmeli, bu yolla dava konusu taşınmazın dayanılan tapu kaydının kapsamında kalıp kalmadığı duraksamasız saptanmalı, dayanılan tapu kaydı haritaya dayandığından, kapsamının haritasına göre belirleneceği düşünülmeli; uygulamada geniş kapsamlı kadastro paftasının ölçeği ile tapu kaydının dayanağı haritanın ölçekleri eşitlenerek haritalar çakıştırılarak yerine uygulanmalı, haritalarda tarif edilen belli poligon ve röper noktaları ile arz üzerindeki doğal ya da yapay sınır yerlerinden varsa değişmez nitelikte sınır yeri sayılabilecek kişi taşınmazlarından da yararlanılmalı, tapu kaydı ifraz görmüş ise, ifraz haritaya dayandığı takdirde, yukarıda açıklanan yöntemle haritalar yerine uygulanmalı; ifraz görmemiş ise ifraz yoluyla oluşan müfrez tapu kayıtlarında tarif edilen sınır yerlerinden yararlanılmalı, uygulamada ifraz yoluyla oluşan müfrez tapu kayıtlarının kapsamının kök tapu kaydının kapsamı içinde aranmasının zorunlu olduğu düşünülmeli, ayrıca, taşınmazın tapu kaydında tarif edilen türü de deliller değerlendirilirken gözönünde tutulmalı, uzman bilirkişilerden keşfi izlemeye, yerel bilirkişi ve tanık sözlerini denetlemeye imkan verecek ve yargı denetimine açık olacak şekilde ölçekli ve ayrıntılı, gerekçeli rapor alınmalı, tapu kaydının mahalline uyduğu saptandığı takdirde, çekişmeli taşınmazın ... bilirkişi raporu ve rapora ekli memleket haritası ve hava fotoğraflarındaki konumu dikkate alınarak tapu kaydının 4785 ve 5658 sayılı kanunlar kapsamında hukukî değerini yitirip yitirmediği değerlendirilmeli, taşınmazın ... sayılmayan yerlerden olduğu belirlendiği takdirde davacıya nasıl intikal ettiği üzerinde durulmalı, mahkemece tüm deliller toplanıp değerlendirildikten sonra ulaşılacak sonuca göre ve dosya kapsamına uygun bir hüküm kurulmalıdır. Mahkemece böyle bir araştırma ve soruşturma yapılmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalılar ... ve ... Yönetiminin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 18/02/2019 günü oy birliği ile karar verildi.