23. Hukuk Dairesi 2011/905 E. , 2011/245 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, davalı kooperatifin eski ortağı olan müvekkilinin 03.06.2007 tarihli genel kurulda yönetim kurulu üyeliğine seçilerek 30.09.2007 tarihli olağanüstü genel kurulda yönetim kurulu üyeliğinden ayrıldığını, genel kurulca yönetim kurulu üyeleri için kararlaştırılan 1.500,00 TL huzur hakkının ödenmemesi üzerine başlatılan takibin davalının haksız itirazı üzerine durduğunu ileri sürerek, itirazın iptali ile icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin ortağı olan davacının aidat ve katılım payı borcunu ödemediğinden yönetim kurulu kararıyla ihracına karar verildiğini, davacının müvekkilinden alacağı bulunmadığını ve huzur hakkı alacağının katılım payı ve aidat borcundan mahsubu gerektiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre, davacının, davalı kooperatifin eski yönetim kurulu üyesi olduğu, genel kurulca her bir yönetim kurulu üyesine aylık 1.500,00 TL huzur hakkı ödenmesine karar verildiği, davacının ortaklıktan ihracına karar verildiğinden davalının mahsup savunmasının ve aidat alacağının ayrı bir davaya konu edilmesi gerektiği gerekçesiyle davanın kabulü ile itirazın iptaline, takibin devamına 2.400,00 TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava, kooperatif yönetim kurulu üyesinin huzur hakkının tahsili istemine ilişkindir. Davacının ortaklıktan ihracına karar verildiği, bu durumda davalının mahsup savunmasının ayrı bir davada tartışılması gerektiği sonucuna varan mahkemece, takas savunması bu gerekçe ile reddedilmiştir.
Her ne kadar ihraç edilen ortakların yükümlülükleri, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 16/son maddesine kıyasen, ihracın kesinleşmesine kadar devam edeceğinden, davacının bu tarihe kadar parasal yükümlülüklerini yerine getirmesi gerekir ise de, bu hükmün esasen sonradan ihraç kararını iptal ettirerek yeniden ortaklığa dönen, diğer bir anlatımla ortaklık ilişkisi ile hak ve yükümlülükleri devam eden ortaklar için geçerli olduğunun, ortaklıktan istifası yada ihracı kesinleşen ve bu nedenle hak ve yükümlülükleri sona eren ortaklar için uygulanamaması gerektiğinin kabulü icap eder. Zira, ortaklık ilişkisi sona eren ortakların sona ermeden itibaren akçalı yükümlülükleri devam etmeyeceği için, bu gibi ortaklara haklarını iade etmek durumunda olan kooperatifin bu aşamada, önce bu ortaklardan akçalı yükümlülüklerini yerine getirmelerini istemesini doğru görmemek gerekir. Aksi halde, ortaklığın sona ermesine kadar yatırılmayan bir kısım aidat asıllarının tekrar yatırtılması durumunda zaten, bunların da yine iade kapsamında geri verilmesi gerekeceğinden, bunların iade aşamasında, kooperatife ödetilmesinde davalının hukuki yararı bulunmadığı kabul edilmelidir. Temerrüt faizi, iade kapsamında olmadığı için faizin ödetilmesine ilişkin davalının hukuki yararının bulunabileceği akla gelebilirse de,temerrüt faizi asıl alacağın istenebilirliğine ve ayakta olmasına bağlı fer’i nitelikte bir borç olduğundan,temerrüt faizini asıl alacaktan ayrı ele almamak ta gerekir. Mahkemece, bu gerekçelerle davalının takas savunmasının reddi gerekirken aynı sonuca yazılı gerekçeyle varılması isabetsiz ise de sonucu itibariyle doğru olan kararın, HUMK. nun 438/son maddesi gereğince değişik gerekçe ile onanması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile hükmün HUMK.nun 438/son maddesi uyarınca gerekçesi değiştirilmek ve düzeltilmek suretiyle ONANMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 13.09.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.