Esas No: 2020/7029
Karar No: 2022/1579
Karar Tarihi: 07.03.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/7029 Esas 2022/1579 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacı şirket, davalı gerçek kişinin \"CEPPOS\" ibaresini 36. sınıf hizmetler için tescil ettirmesi üzerine dava açarak, başvurunun tescilinin \"cep\" markasının itibarının olumsuz etkilenmesine ve haksız menfaat sağlanmasına yol açacağını ileri sürmüştür. İlk derece mahkemesi, benzerlik ve iltibas tehlikesinin bulunduğu gerekçesiyle davayı kabul etmiş, ancak bölge adliye mahkemesi bu kararı bozarak, başvuru ile davacının itirazına mesnet markalar arasında benzerlik olmadığı ve kötü niyetin ispat edilemediği gerekçesiyle davayı reddetmiştir. Yargıtay da bu kararı onaylamıştır. Kanun maddeleri: 556 sayılı KHK'nın 8/1-b, 8/4, HMK'nın 355 vd., 369/1. ve 371, 370/1, 372.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Ankara 4. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 24.09.2018 tarih ve 2017/178 E. - 2018/353 K. sayılı kararın davalılar vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf istemlerinin kabulüne dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi'nce verilen 05.06.2020 tarih ve 2019/42 E. - 2020/438 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili şirketin İngiltere'de kurulan ilk GSM operatörü olarak 01.01.1985'de ilk telefon görüşmesini yaptığını, dünyanın ve Türkiye'nin 2. büyük mobil iletişim şirketi olduğunu, 65 ülkede müşterilerine telekomünikasyon ve IT hizmeti sunduğunu, davalı gerçek kişinin, müvekkili markalarının kapsamında yer alan 36. sınıf hizmetler üzerinde "CEPPOS" ibaresinin tescili için diğer davalı kuruma başvurduğunu, bu başvuruya müvekkilince yapılan itirazın davalı kurum tarafından nihai olarak reddedildiğini, oysa CEPPOS ibaresinin davacının 181 adet tanınmış CEP ibareli seri markaları arasında iltibasa yol açacak düzeyde benzerlik bulunduğunu, dava konusu başvurunun, müvekkilinin yeni bir seri markası olarak algılanacağını, başvurunun tescili halinde "CEP" markasının tanınmışlığından haksız menfaat sağlanacağı gibi markanın itibarının da olumsuz etkilenebileceğini, müvekkilinin seri markalarıyla iltibasa neden olacak şekilde marka tescil başvurusunda bulunulmasının, davalının kötü niyetini ortaya koyduğunu ileri sürerek, YİDK'in 2017-M-1172 sayılı kararının iptaline, tescili halinde davalı markasının hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı kurum vekili, kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, dava konusu başvuru ile davacının itirazına mesnet markaları arasında iltibasa yol açacak düzeyde benzerlik bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Diğer davalı, davaya cevap vermemiştir.
İlk Derece Mahkemesince, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, dava konusu "ceppos" ibareli başvuru ile davacının itirazına mesnet "CEP" asıl unsurlu markalar arasında görsel ve sescil olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunduğu, ortalama düzeydeki tüketici kesimi nezdinde her iki markanın işletmesel kökenlerinin aynı olduğu, idari ve ekonomik açıdan birbiriyle bağlantılı işletmelere ait markalar olduğu izlenimi doğabileceği, bu açıdan taraf markaları arasında 556 sayılı KHK'nın 8/1-b maddesindeki iltibas-benzerlik oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne, 2017-M-1172 sayılı YİDK kararının iptaline, dava konusu marka tescilli olmadığından hükümsüzlük konusunda karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Kararı, davalı kurum vekili ve davalı ... vekili istinaf etmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince, davalı şirketin başvurusu kapsamında bulunan 36. sınıftaki hizmetlerin tamamının davacının itirazına mesnet markaların kapsamlarında da aynen yer aldığı, dava konusu başvurunun, beyaz zemin üzerine standart karakterlerle yazılmış "ceppos" ibaresinden oluştuğu, başvuruda "p" harflerinin kırmızı renkle, diğer harflerin ise siyah renkle yazıldığı, davacının itirazına mesnet markaların asli unsurlarının da yine standart karakterlerle yazılan "cep" kelimelerinden ibaret olduğu, "cep" kelimesinin, günümüzde cep telefonu olarak algılandığı, başvuru kapsamındaki mal ve hizmetlerin cep telefonu ile yapıldığını ifade etmek için kullanıldığı, bu haliyle, "cep" kelimesinin zayıf ayırt edici niteliği ve dava konusu başvurunun biçim, düzenleme ve tertip tarzı da gözetildiğinde davacının itirazına mesnet markalarla dava konusu başvuru arasında, görsel, anlamsal ve işitsel olarak başvuru kapsamındaki hizmetlerin ortalama tüketiciler üzerinde bıraktıkları genel izlenim itibariyle ilişkilendirilme ihtimali de dahil benzerlik ve iltibas tehlikesinin bulunmadığı, 556 sayılı KHK'nın 8/1-b maddesinde düzenlenen koşulların somut olayda gerçekleşmediği, dava konusu başvuru ile davacının itirazına mesnet işaretler arasında benzerlik görülmediğinden 556 sayılı KHK'nın 8/4. maddesi anlamında bir tescil engelinin bulunmadığı, dava konusu başvurunun kötü niyetli olduğu da ispat edilemediğinden davanın reddine karar verilmesi gerekirken davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmadığından ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak, her iki davalı bakımından da davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK'nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK'nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 26,30 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 07/03/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.