23. Hukuk Dairesi 2011/300 E. , 2011/244 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkilinin davalı kooperatifin ortağı olduğunu, davalı kooperatifçe ... Mahallesi 1074 ada 48 parseldeki inşaatın zemin dahil 3. kat ön cephe dairesinin yönetim kurulunun 18.08.1998 tarihli karararıyla 3.000,00 TL bedelle müvekkiline satılmasına rağmen dairenin kooperatifçe kat karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince arsa sahibine verildiğini, 30.12.2000 tarihde çekilen kur"a da ise davalı kooperatifçe Dernek mahallesinde inşa edilen konutlardan 4. kattaki dairenin müvekkiline isabet ettiğini, ancak binanın 4. katın kaçak yapılması nedeniyle belediyece yıkıldığından müvekkiline konut verilmediğini, müvekkilinin 1998 yılında ödediği para nedeniyle faiz kaybına uğradığını, o tarihte peşin para ile alınan dairenin dava tarihindeki değerinin yaklaşık 30.000,00 TL olduğunu, yapılan işlemler nedeniyle müvekkilinin manevi zarara da uğradığını ileri sürerek, şimdilik 15.000,00 TL maddi ve 1.000,00 TL manevi tazminatın temerrüt faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ... Kooperati temsilcisi, kooperatif ortağı olan davacının ödediği aidatı isteyemeyeceğini, taraflar arasında satım ilişkisi değil ortaklık ilişkisi bulunduğunu, 30.10.2000 tarihli kur"a sonucu davacıya taşınmaz verildiğini ve manevi tazminat koşullarının oluşmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Diğer davalılar, davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, davacının kooperatif ortağı olduğu, 28.10.2000 tarihli kur"a sonucu kooperatifçe Dernek Mahallesinde inşa edilen 3. kat 14 nolu dairesinin davacıya isabet etmesine rağmen taşınmazın tapuda ... adına kayıtlı olduğu, yönetim kurulunun ortaklıktan ihraç kararı kesinleşene kadar çıkarılan ortak yerine yeni ortak alınamayacağı ilkesine aykırı davrandığı, bu nedenle davacının kendisine verilecek konut bulunmayan ortak durumunda olduğu ve davacıya ödenecek tazminatın bu durumdaki bir ortağa verilecek tazminatın hesaplanma metoduyla belirlenmesi gerektiği sonucuna varılarak, davanın kısmen kabulü ile 6.274,40 TL maddi, 1.000,00 TL manevi tazminatın davalı...Konut Yapı Kooperatifinden temerrüt faiziyle birlikte tahsiline, yönetim kurulu üyesi davalılara yönelik davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı temyiz etmiştir.
Davacı vekili, 13.05.2009 tarihli tavzih dilekçesi ile alacak kalemlerini açıklamış ise de, yapılan açıklamalardan davacının çıkma payı alacağını mı, yoksa kendisine konut verilmeyen ortağın isteyebileceği tazminatı mı istediği anlaşılmamaktadır. Temyiz dilekçesinde de davacının ortak olup olmasına göre alternatifli temyiz itirazları ileri sürülmüştür. Mahkemece, davacının ortak olduğu kabul edilerek kendisine konut teslim edilmeyen bir ortağa verilmesi gereken tazminat hesaplanmaya çalışılarak hüküm altına alınmıştır. Davacı yana öncelikle isteminin hukuki niteliği açıklattırılmalıdır; istemin çıkma payına ilişkin olduğunun anlaşılması halinde, ortaklığı devam eden bir kişinin bu tür bir istemde bulunamayacağı göz önüne alınmalıdır.
İsteminin, kendisine verilecek konut bulunmayan ortağın isteyebileceği tazminat olduğunun anlaşılması halinde ise; şu şekilde değerlendirme yapılmalıdır:
Önce, davalı kooperatifçe ortaklara tahsis edilen bağımsız bölümün dava tarihindeki rayiç değeri saptanmalıdır. Daha sonra, normal bir ortağın kooperatife yapması gereken eksiksiz ödemelerinin her bir ödeme tarihinden itibaren dava tarihine kadar Toptan Eşya Fiyat Endeksi (TEFE) artış ortalama oranlarının uygulanması sonucu dava tarihinde ulaştığı güncelleştirilmiş değeri bulunmalıdır. Ardından, bağımsız bölümün rayiç değerinden normal ve eksiksiz ödemede bulunan bir ortağın ödemelerinin güncelleştirilmiş değeri çıkartılarak, böyle bir ortağın bu ödemeleri karşılığında ne miktar yararlanma sağladığı belirlenmelidir. Buna bağlı olarak, davacının yaptığı ödemelerin aynı kritere göre hesaplanacak güncelleştirilmiş değeri, normal bir ortağın elde ettiği yararlanma miktarı ile çarpıldıktan sonra normal bir ortağın eksiksiz ödemelerinin güncelleştirilmiş değerine bölünmesi sonucu ortaya çıkacak meblağa davacı ortağın kooperatife yaptığı ödemelerin güncelleştirilmiş değerinin eklenmesi ile bulunacak rakamın tazminat olarak hüküm altına alınması gerekmektedir.
Bu durum karşısında, davacıya daire tahsisinin mümkün olmaması durumunda tazminat istemi bakımından, anılan ilkeler çerçevesinde araştırma yapılıp, kazanılmış haklar da gözetilerek uygun sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, davacının istemlerinin kapsamı ve sonuçları üzerinde yeterince durulmadan ve anılan ilkelere uyulmadan, yazılı şekilde eksik incelemeye dayalı hüküm kurulması doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle davacı yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 13/09/2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.