23. Hukuk Dairesi 2011/970 E. , 2011/243 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tapu iptali ve alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekili ve davalı temsilcileri tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkilinin davalı kooperatife 16.03.1994 yılında 250,00 TL ödeyerek B blok 9. kat kuzeydoğu-güney cephedeki daire için peşin ödemeli ortak olduğunu, peşin ödeme yapılmasına rağmen müvekkilinin aidat ödemediği gerekçesiyle gönderilen ihtarlar sonucu ortaklıktan ihraç edildiğini ileri sürerek, taşınmazın tapu kaydının iptali ile müvekkili adına tesciline veya şimdilik 2.419,00.TL" nin temerrüt faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, 03.03.2009 tarihli ıslah dilekçesi ile dava değeri 75.000,00 TL"sına yükseltilmiştir.
Davalı vekili, davacının ortaklık yükümlülüklerini ihtarlara rağmen yerine getirmediğinden ortaklıktan çıkarıldığını, davanın hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, davalı kooperatif tarafından inşa edilen taşınmazlardan B blok 9. kat güney-kuzey-doğu cepheli taşınmazı 250.000.TL karşılığında davacı tarafından satın alındığı, davacının 16.03.1994 tarihli yönetim kurulu kararıyla ortaklığa kabul edildiği, davacının genel kurulca belirlenen aidatları ödememesi üzerine kooperatif ortaklığından çıkarıldığı ve çıkarma kararının kesinleştiği, ortaklıktan çıkarılma kararı kesinleşen kişiye taşınmaz verilemeyeceği, kooperatife ödenen aidatın dava tarihindeki değerinin 41.696,55.TL olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile anılan miktarın davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili ile davalı temsilcileri ayrı ayrı temyiz etmiştir.
Dava, kooperatif ortaklığından ayrılan davacının, yaptığı ödemelerin tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece, ortaklıktan ayrılan davacının ödediği aidatların dava tarihindeki değeri, TEFE uygulanmak suretiyle hesaplanarak hüküm altına alınmıştır.
1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 17/1.maddesi ile ana sözleşme 15. maddesine göre devir dışında bir nedenle ortaklığı sona erenlerin sermaye ve diğer alacakları, o yılın bilançosunun genel kurulca kabulünden bir ay sonra muaccel olur. Davacıya iade edilmesi gereken meblağı ödediği aidatların toplamı kadar olmayıp, yapılan toplam ödemeden ayrıldığı yıl sonu bilançosunda yer alan genel giderlerden davacıya isabet eden kısımların düşülmesinden sonra bakiyesine hükmedilmesi gerekir. Bu yasal düzenlemeye uyulmaması diğer ortaklar aleyhine sonuç doğurduğu gibi, çıkma payı hesaplamasında genel giderlerin dikkate alınmaması davacı açısından nedensiz zenginleşmeye yol açacağı kuşkusuzdur. Kooperatif, bilançonun genel kurulca kabulünden itibaren bir ay içinde ödeme yapmadığı takdirde sürenin sonunda kendiliğinden temerrüde düşer. Genel kurul tarafından üyeliği sona erenlere yapılacak ödemelerin ertelenmesi yönünde alınmış bir kararın varlığı halinde dahi bu karar sadece ödemenin yapılacağı tarihi geciktirici etkiye sahip olup, erteleme süresi içinde faiz işlemesini engellemez. Bu durumda, erteleme süresi dolduktan sonra davalı kooperatif işlemiş faiziyle birlikte ayrılan üyeye ödeme yapmakla sorumludur.
Buna göre somut olaya dönüldüğünde davacının 2005 yılında ihraç edilerek ihraç kararının kesinleştiği konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık, davacıya yapılacak iadenin miktarı ile muacceliyet tarihinde toplanmaktadır. Mahkemece, yukarıda değinilen düzenlemeler dikkate alınarak kooperatif hukuku konusunda uzman bir bilirkişi veya bilirkişi kurulundan ek rapor alınmak suretiyle, 2005 yılı bilançosunu onaylayan genel kurulunun hangi tarihte yapıldığı ve davacının çıkma payının ödenmesinin ertelenmesi konusunda aynı genel kurulda bir karar alınıp alınmadığı üzerinde durularak, çıkma payı alacağının miktarı ve alacağın muaccel olduğu tarihin belirlenmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davacı tarafından ödenen aidatlara TEFE endeksi uygulanarak bulunan miktara hükmedilmesi doğru görülmemiştir
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekili ile davalı temsilcilerinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın taraflar yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 13.09.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.