Esas No: 2019/1752
Karar No: 2022/13944
Karar Tarihi: 05.07.2022
Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2019/1752 Esas 2022/13944 Karar Sayılı İlamı
11. Ceza Dairesi 2019/1752 E. , 2022/13944 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
Sanık ... hakkında kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik sanık müdafisinin, sanık ... hakkında kurulan beraat hükümlerine yönelik katılan vekilinin temyizinin incelenmesinde;
A) Beraat hükümleri yönünden;
Sanık hakkında “2010, 2011 takvim yıllarında sahte fatura düzenleme“ suçundan açılan kamu davasında; sanığın savunmasında, 2009-2014 yılları arasında Amasya ve İstanbul illerinde yaşadığını Ankara’da hiç bulunmadığını, bu yıllar arasında şirkette hiç çalışmadığını, şirketin kapandığını sanığını, bütün işleri ...’ün yapmış olabileceğini beyan etmesi, sanık ...’ün ise; şirketi 2010 yılında sanık ... ile birlikte devraldıklarını, 2012 yılının başlarına kadar da kesintisiz olarak işlerine devam ettiklerini, sanık ...’ın şirketi devraldıktan yaklaşık 6 ay-1 yıl sonra alacaklıların sıkıştırması nedeniyle şehir dışına çıktığını, onun Ankara’da olmadığı zamanlarda şirketi kendisinin idare ettiğini, düzenlenmesi gereken fatura ve belgeleri kendisinin düzenlendiğini, ancak sanık ...’ın şirketin fiilen sona erdiği 2012 yılına kadar ortaklığının devam ettiğini, kendisinin ve ortağının düzenledikleri faturaların gerçek olduğunu, sahte fatura düzenlemediklerini beyan etmesi, Ticaret Sicil Gazetesine göre sanık ...’ın 13.01.2010 tarihinde şirket ortağı olmadan dışarıdan şirkete yetkili müdür olarak atandığı, 27.07.2010 tarihinde ise diğer sanık ile birlikte şirket hisselerini devraldıkları, sanık ...’ın müdürlük yetkisinin devam ettiği sanık ...’un da müdür olarak yetkilendirildiği, her iki sanığın da ayrı ayrı şirketi temsile yetkili olduklarının anlaşılması karşısında, maddi gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek biçimde belirlenmesi bakımından;
1) Fatura asıllarından kanaat oluşturacak sayıda temin edilip sanığa gösterilerek yazı ve imzaların kendisine ait olup olmadığının sorulması, kendisine ait olmadığı söylemesi halinde temin edilecek yazı ve imza örnekleri ile faturalardaki yazı ve imzaların sanığa ait olup olduğu hususunda bilirkişi incelemesi yaptırılması,
2) Faturalardaki yazı ve imzaların sanığa ait olmadığının anlaşılması halinde ise;
a) Faturaları kullandığı belirlenen mükellefler hakkında karşıt inceleme raporu düzenlenip düzenlenmediğinin ilgili vergi dairesinden sorulması, düzenlenmiş ise onaylı örneklerinin getirtilmesi,
b) Aynı mükellefler hakkında dava açılıp açılmadığının araştırılması, dava açılmış ise dosyalarının getirtilip incelenerek ilgili belgelerin onaylı örneklerinin dosyaya alınması,
c) Faturaları kullanan şirket yetkilileri veya kişilerin tanık sıfatıyla duruşmaya çağrılarak CMK'nin 48. maddesi uyarınca çekinme hakları hatırlatıldıktan sonra sözü edilen faturaları hangi hukuki ilişkiye dayanarak kimden aldıkları, sanığı tanıyıp tanımadıkları ve faturaların düzenlenmesi konusunda sanığın bir iştiraki bulunup bulunmadığının sorulması,
d) Şirket muhasebecisinin tespit edilerek tanık olarak dinlenmesi ve sanığın şirket işleriyle fiilen ilgilenip ilgilenmediğinin sorulması,
Sonucuna göre tüm deliller birlikte tartışılarak sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, eksik araştırma ve inceleme ile beraat hükmü kurulması,
B) Beraat hükümleri yönünden suçun sübutu halinde, sanık ... hakkında kurulan mahkumiyet hükümleri yönünden de;
Hükümden sonra 15.04.2022 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren, 7394 sayılı Kanun’un 4 ve 5. maddeleriyle değişik 213 sayılı Kanun’un 359. maddesinin 3, 4, 5 ve 6. fıkra hükümleri uyarınca 5237 sayılı TCK'nin 7/2. maddesi de gözetilerek öncelikle lehe Kanun’un tespit edilip uygulama yapılması ve her iki Kanunla ilgili uygulamanın gerekçeleriyle birlikte denetime olanak verecek şekilde ayrıntılı olarak kararda gösterilmesi suretiyle sanıkların hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
C) Mahkumiyet hükümleri yönünden kabule göre de; 5237 sayılı TCK'nin 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ... müdafisi ile katılan vekilinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükümlerin 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 05.07.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.