9. Hukuk Dairesi 2021/6469 E. , 2021/10545 K.
"İçtihat Metni"BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ : ... 7. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
İLK DERECE MAHKEMESİ : Batman 1. İş Mahkemesi
Y A R G I T A Y K A R A R I
1-Davacı Temyizi Yönünden:
Hukuk Mahkemelerinin kesin olduğu yasalarla belirtilenler dışındaki kararlarının kanun yolu denetimi, 5235 sayılı Yasa ile kurulan Bölge Adliye Mahkemelerinin faaliyete geçtiği 20.07.2016 tarihine kadar sadece Yargıtay tarafından "Temyiz yolu ile" yapılmakta iken 5235 sayılı Yasa ile kurulan Bölge Adliye Mahkemelerinin 20.07.2016 tarihinde faaliyete geçirilmesi üzerine kanun yolu denetimi iki kademeli hale gelmiştir. Başka bir deyişle İlk Derece Mahkemelerinin 20.07.2016 tarihinden sonra verdiği kararlara karşı doğrudan temyiz yolu kapatılmıştır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"ndaki yeni düzenleme ile getirilen istinaf kanun yolu, İlk Derece Mahkemesi ile temyiz incelemesi arasında, ikinci derece bir denetim mekanizması ve kanun yoludur.
İstinaf kanun yolu uygulamasında, İlk Derece Mahkemesi kararından sonra, karar önce istinaf denetimine tâbi tutulmakta, istinaf denetiminden sonra temyiz yolu açıksa temyize başvurulmaktadır. Bölge Adliye Mahkemelerinin faaliyete geçmesiyle yargılama üç aşamalı hale gelmiştir. Önce İlk Derece Mahkemesinde ilk derece yargılaması yapılarak karar verilmekte, ardından Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf incelemesi ile vakıa ve hukukilik denetimi yapılmakta, son olarak da Yargıtay’da temyiz incelemesine gidilmektedir.
Yeni sistemde temyiz edilen karar İlk Derece Mahkemesinin kararı değil, Bölge Adliye Mahkemesinin kararıdır. Artık İlk Derece Mahkemesi kararının doğrudan temyiz edilmesi mümkün değildir.
İlk Derece Mahkemesi"nin kararına karşı istinaf başvurusunda bulunulmaması halinde karar kesinleşmektedir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun yargılama sitemine göre İlk Derece Mahkemesinin kesin olmayan kararına karşı önce istinaf yoluna başvurulabilmektedir.
Bölge Adliye Mahkemesi, istinaf başvurusu üzerine tarafın istinaf başvurusunun usulden/esastan reddine karar verilebilir veya İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırarak yeniden hüküm kurulabilir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusu reddedilen tarafın ya da istinaf incelemesi sonucunda İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak yeni karar verilmesi halinde aleyhine karar verilen tarafın temyiz hakkı bulunmaktadır.
Taraflardan birisinin İlk Derece Mahkemesi"nin kararına karşı istinaf başvurusunda bulunmaması halinde kamu düzenine aykırılık yok ise diğer taraf lehine usuli kazanılmış hak oluşacaktır. Karşı tarafın istinafı üzerine de Bölge Adliye Mahkemesince İlk Derece Mahkemesince değiştirilmemesi halinde, istinaf etmeyenin temyize başvurması usulü müktesep hak ilkesine takılacaktır. Zira Bölge Adliye Mahkemesinin istinaf incelemesinden geçmeyen bir kararın temyiz incelemesi söz konusu olmaz ve olmamalıdır. Dolayısıyla tarafların istinaf incelemesinin kapsamı dışında bıraktığı hususlar kendiliğinden temyiz incelemesinin de kapsamı dışında bırakılmış sayılır.
Kural olarak İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı istinaf başvurusunda bulunmayan tarafın Bölge Adliye Mahkemesi kararını temyiz hakkı bulunmamaktadır. Ancak ilk kararı istinaf etmeyen taraf Bölge Adliye Mahkemesi tarafından İlk Derece Mahkemesinin kararı kaldırılarak yeni bir karar verilmesi halinde bu yeni kararı temyiz edebilecektir. Başka bir deyişle istinaf başvurusunun reddi halinde Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı temyiz hakkı sadece istinaf başvurusu reddedilen tarafa ait olup, İlk Derece Mahkemesi kararını istinaf etmeyen tarafın temyiz hakkı bulunmamaktadır.
Somut uyuşmazlıkta, İlk Derece Mahkemesince asıl ve birleşen davalarda davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ve bu karara karşı davacı tarafça istinaf yoluna başvurulmamıştır. Bölge Adliye Mahkemesi kararının içeriğinden de İlk Derece Mahkemesi kararına karşı sadece davalı ... vekili istinaf kanun yoluna başvurulduğu ve bu başvurusunun da esastan reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
Yukarıda açıklandığı üzere; davacı taraf İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı istinaf başvurusunda bulunmadığından davalı taraf lehine usuli kazanılmış hak oluşmuştur. Bölge Adliye Mahkemesi tarafından davalının istinaf başvurusu esastan reddedildiğinden, başka bir deyişle yeni bir karar verilmediğinden, davacı tarafın Bölge Adliye Mahkemesi kararını müstakilen ya da “katılma yoluyla" temyiz hakkı bulunmamaktadır. Aksi düşüncede istinaf başvurusunda bulunmayan tarafa İlk Derece Mahkemesi kararını istinaf kanun yolunu atlayarak temyiz etme hakkı tanınmış olur ki, bu durum 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile hayata geçirilen üç kademeli yargılama sistemini iki kademeli yargılama sistemine dönüştürür ve istinafın devre dışı bırakılmasına yol açar.
Bu itibarla; İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yolu başvurusunda bulunmayan davacı vekilinin Bölge Adliye Mahkemesinin (davalının istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin) kararını temyiz hakkı olmadığı anlaşıldığından, davacı vekilinin temyiz isteminin REDDİNE,
2-Davalı ... Temyiz Yönünden:
Miktar ve değeri temyiz kesinlik sınırını aşmayan taşınır mal ve alacak davalarına ilişkin nihai kararlar 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 362"nci maddesi uyarınca temyiz edilemez. Kesinlik sınırı kamu düzeni ile ilgilidir.
Temyiz kesinlik sınırı belirlenirken yalnız dava konusu edilen taşınır malın veya alacağın değeri dikkate alınır. Faiz, icra (inkâr) tazminatı, vekâlet ücreti ve yargılama giderleri hesaba katılmaz.
Birleştirilen davalarda, temyiz sınırı her dava için ayrı ayrı belirlenir.
Somut uyuşmazlıkta; davacı ile davalılar arasındaki iş ilişkisi sona ermiştir. Dolayısıyla asıl ve birleşen davalardaki hükmün ileriye yönelik sonuç doğurucu etkisi bulunmamaktadır.
Yapılan bu tespit ve açıklamalar karşısında, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihinde miktar itibariyle kesinlik sınırının 78.630,00 TL olduğu, asıl ve birleşen davalarda temyiz sınırının ayrı ayrı belirlendiği, her bir davada da kabul edilen miktarın, bu kesinlik sınırının altında kaldığının anlaşılması, ayrıca taraflar arasındaki iş ilişkisinin de sona erdiği, bu nedenle de mahkeme kararlarının ileriye yönelik etkisinin bulunmadığı hususları hep birlikte gözetildiğinde temyiz konusu miktar kesinlik sınırı kapsamında kaldığından; davalının temyiz isteminin, 6100 sayılı Kanun"un 362/1-(a), 366. ve 352. maddeleri uyarınca REDDİNE, dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 22/06/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.