8. Hukuk Dairesi 2012/14790 E. , 2013/450 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
... mirasçıları... ve müşterekleri ile ... aralarındaki katkı payı alacağı, katılma alacağı davasının kısmen kabulüne, kısmen reddine dair.... Aile Mahkemesi"nden verilen 17.10.2011 gün ve 709/1304 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
KARAR
Davacı ... vekili, tarafların 1991 yılında evlendiklerini,2007 yılında kesinleşen hükümle boşandıklarını, evlilik birliği içerisinde edinilen, dava dilekçesinde ayrıntısı yazılı menkul ve gayrimenkul mal varlığının edinilmesine... ve ....’ndan aldığı emekli ikramiyesiyle katkıda bulunduğunu açıklayarak, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere 200.000 TL"nin dava tarihinden geçerli yasal faiziyle birlikte davalıdan alınmasına karar verilmesini istemiş, cevaba cevap dilekçesinde talep miktarını 250.000 TL"ye yükseltmiş, davacının 28.06.2007 tarihinde ölmesi üzerine yasal mirasçıları vekaletname vermek suretiyle davayı sürdürmüşlerdir.
Davalı vekili, davanın yersiz açıldığını, dava dilekçesinde yazılı mal varlığının vekil edenin kişisel gelir ve birikimleriyle edinildiğini, davacının herhangi bir katkısı bulunmadığını, Konutkent’teki müşterek evden davacının yararlandığını,... evlerindeki taşınmaz üzerindeki davacının alacağı dikkate alınarak TMK.nun 236/1.maddesi uyarınca takas edilmesini istemiştir.
Mahkemece davanın kabulüne,119.871,10 TL katkı payı alacağının dava tarihinden geçerli,130.128,90 TL katılma alacağının karar tarihinden geçerli yasal faiziyle birlikte davalıdan alınmasına karar verilmesi üzerine; hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davalı vekili ek temyiz dilekçesinde, tarafların 17.11.2011 tarihli protokol düzenleyerek mal rejiminin tasfiyesi konusunda anlaştıklarını, sulh anlaşması uyarınca davacının davasından feragat edeceğini, protokolün 4.maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere hükmün bozulmasını istemiştir.
Taraflar,11.12.1991 tarihinde evlenmişler, 16.03.2006 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün 26.03.2007 tarihinde kesinleşmesi üzerine boşanmışlar, davacı yargılama sırasında 11.04.2008 tarihinde ölmüş, mirasçıları davada taraf olmuşlardır.
2012/14790-2013/450
4721 sayılı TMK.nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihinden sonra bir yıl içinde başka mal rejimi seçilmediğinden, taraflar arasında bu tarihe kadar 743 sayılı TKM.nin 170.maddesi uyarınca mal ayrılığı, bu tarihten sonra edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (TMK.nun 202). Yanlar arasındaki mal rejimi, boşanma davasının açıldığı 16.03.2006 tarihinde sona ermiştir (TMK.nun 225/2). Dava konusu menkul ve gayrimenkul mal varlığının bir bölüm mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu dönemde, bir bölümü ise edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu 01.01.2002 tarihinden sonra edinilmiştir.
Davalı vekili ek temyiz dilekçesinde, taraflar arasında protokol düzenlendiğini, mal rejiminin tasfiyesi konusunda anlaştıklarını, protokolün 4.maddesi uyarınca davacı tarafın davadan feragat edeceğini, protokol içeriğinin uygulanabilmesi için hükmün bozulmasını istemiştir. Temyiz dilekçesine ekli protokolün incelenmesinde; tarafların mal rejimine tabi bir kısım mal varlığı konusunda anlaştıkları, hükümden sonra düzenlenen 17.11.2011 tarihli protokolde tarafların, vekillerinin ismi ve imzalarının yer aldığı protokolün açıkça mal rejiminin tasfiyesine ilişkin bulunduğu anlaşılmaktadır.
Hükümden sonra, temyiz incelemesi aşamasında davalı vekili, taraflar arasındaki mal rejiminin tasfiyesi konusunda protokol düzenlendiğini ve tarafların sulh olduklarını ileri sürmüştür. Sulh, tarafların talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir. HMK.nun 314. maddesine göre sulh, hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir. Aynı Kanunun 315.maddesi hükmüne göre; sulh kesin bir hükmün sonuçlarını doğurur, sulh ile dava son bulur. Mahkemece, uyuşmazlığın esası hakkında karar verilerek davadan el çekildikten sonra temyiz aşamasında taraflarca protokol düzenlendiğine, taraf vekillerinin sulh yetkisi bulunduğuna ve bu aşamada sulh hakkında karar verme yetkisi yerel mahkemeye ait bulunduğuna göre, vaki sulh sözleşmesinin 4.maddesi uyarınca mal rejiminin tasfiyesi hakkında bir karar verilmek üzere hükmün bozulması gerekmektedir.
Davalı vekilinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde olduğundan kabulü ile hükmün 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, işin esasının incelenmesine şimdilik yer olmadığına,taraflarca HUMK.nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK.nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 3.712,50 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davalıya iadesine 21.01.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.