8. Hukuk Dairesi 2012/8465 E. , 2013/434 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
... ile ... aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kabulüne dair ... Asliye Hukuk Mahkemesi"nden verilen 24.03.2011 gün ve 251/127 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davalı tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, sınırlarını belirttiği 400 m2 yüzölçüme sahip araziyi 1993 yılında bedelini ödemek suretiyle davalıdan satın ve devraldığını bilahare yapılan kadastro çalışmaları ve ardından imar uygulaması sonucu 1625 ada 4 parsel numarası ile 429 m2 yüzölçümlü olarak davalı adına tescil edildiğini açıklayarak tapu kaydının iptali ile vekil edeni adına tapuya tesciline (400 m2"den fazlası olan 29 m2"lik bölüme ilişkin taşınmaz yönünden bedelinin ödenmek suretiyle) karar verilmesini istemiştir.
Davalı, 27.09.2007 tarihli yargılama oturumunda, 1993 yılında davacıya 400 m2 yüzölçümlü taşınmazı bedeli mukabilinde sattığını, ancak o tarihte Kadastro Mahkemesi"nde davalı olması sebebiyle tapu devrinin yapılamadığını, daha sonrasında imar uygulaması sonucu anılan taşınmazdan Belediye tarafından % 40 oranında düzenleme ortaklık payının kesilmiş olduğunu, bu şekilde kendisine 1625 ada 4 parselde 240 m2 yüzölçümlü yerin verildiğini, bu bölüme ilişkin payını davacıya devretmeyi kabul ettiğini bildirmiş, beyanını imzası ile tasdik etmiştir. Taşınmaz diğer bölümlerine yönelik isteğin ise reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulüne, 1625 ada 7 parsel (öncesi 4 parsel) sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya tesciline, 29 m2"lik bölümün dava tarihinde tespit edilen karşılığı 1885 TL"nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine karar verilmiştir. Hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava konusu 1625 ada 4 parsel sayılı taşınmazın öncesi 35 ada 20 parsel olup kadastro çalışmaları sırasında senetsizden, tarla niteliğiyle, 2137 m2 yüzölçümlü olarak, 11.11.1981 tarihinde,...Belediyesi adına tesbit edilmiş, itiraz üzerine komisyon tarafından yeniden yapılan inceleme sonucunda tespitin iptali ile taşınmazın davalı ... adına tespit ve tesciline karar verilmiştir. Hazine tarafından Kadastro Mahkemesi"nde açılan tespite itiraz davası sonucunda, Mahkemece verilen hüküm Yargıtay 17. Hukuk Dairesi"nce düzeltilerek onanmak suretiyle 11.05.2005 tarihinde kesinleşmiştir. Ardından dava konusu taşınmazın da aralarında bulunduğu alanda 08.12.2006 tarihinde yapılan imar uygulaması sonucunda dava konusu taşınmaz 1625 ada 4 parsel numarası altında 429 m2 yüzölçümlü olarak aynı tarihte davalı ... adına tescil edilmiştir. Daha sonra davalı tarafından anılan taşınmazdan 188/429 oranındaki bölümü satış suretiyle 13.06.2007 tarihinde... adına temlik edilmiştir. ... Belediyesi"nce 18.03.2008 tarihinde 2. kez yapılan imar çalışmaları sonrasında taşınmaz 1625 ada 7 parsel numarasını alarak önceki kayıt malikleri adına sicil oluşmuştur.
Davacı, dava konusu taşınmazın 400 m2 yüzölçüme sahip bölümünü 25.11.1993 tarihinde davalıdan satın ve devraldığını, ardından yapılan imar çalışmaları sonrasında taşınmazın 429 m2 olarak davalı adına tescil edilmiş olduğunu, bu nedenle taşınmazın 400 m2"lik bölümünün 1993"de satın alması sebebiyle, fazla olan 29 m2"lik bölümünün de dava tarihindeki tespit edilecek değerini davalıya ödemek suretiyle taşınmazın tamamının tapu kaydının iptalini istemiştir. Mahkemece öncesi tapusuz olan taşınmazın satışı ve zilyetliğinin devri ile mülkiyetinin davacıya geçtiği, imar uygulaması ile yüzölçümünün artmasından alıcının yararlanacağı gibi azalmasına da katlanmasının gerektiği, bu nedenle 400 m2"lik yüzölçümlü bölümün geçerli satış ve devir sebebiyle, fazla olan 29 m2"lik bölümün ise bedeli mukabilinde olmak üzere davanın kabulüne karar verilmiştir. Dava mülkiyetin aktarılmasına ilişkin tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Bu tür davalarda husumet kayıt maliklerine yöneltilir. Dava konusu 1625 ada 7 (öncesi 4) parselin 241/429 oranındaki payı davalı, 188/429 oranındaki payı ise davada yer almayan... adına kayıtlı olup, Mahkemece bu kayıt malikine karşı yöntemine uygun biçimde açılmış bir dava bulunmadığı halde bu payın da iptali ile davacı adına tescile karar verilmiş olması doğru olmamıştır. Öncesi tapusuz olan taşınmaz menkul mal hükmünde olup satış ve devir suretiyle mülkiyeti karşı tarafa intikal eder. Davacı tespitten sonra ve fakat kesinleşmeden önce 400 m2 yüzölçüme sahip taşınmazı satın ve devraldığını dava tarihine kadar da zilyet bulunduğunu ileri sürerek taşınmazın tamamına yönelik talepte bulunmuştur. .... Belediyesi tarafından 3194 sayılı İmar Kanunu"nun 18 ve 19. maddeleri ile 2981 sayılı Kanunla Değişik 3290 sayılı Kanunun ek 1. maddesi gereğince yapılıp kesinleşen imar çalışmaları sırasında, düzenleme ortaklık payının düşülmek suretiyle kalan taşınmaz bölümünün davalı adına tescil edildiği, her ne kadar 429 m2 yüzölçümlü olarak tescil edilmiş ise de, imar uygulaması sırasında birden fazla taşınmazın tevhidi ve uygulama sonucu ifraz suretiyle anılan taşınmazın oluştuğu anlaşılmaktadır. Diğer bir deyişle davacının satın ve devraldığı taşınmaz bölümü ile beraber başka taşınmazlar da imar uygulamasına tabi tutulmuş, ardından düzenlenen şuyulandırma cetvelinde belirtildiği biçimde ifrazlar sonucu dava edilen parsel ve dava dışı başka parseller oluşmuştur. Buna göre davacının satın aldığı taşınmaz miktarı nazara alındığında, yasal olan düzenleme ortaklık payı da düşülmek suretiyle, davacının hakkı olan bölümün halihazırda davalı adına kayıtlı bulunan payı kadar olduğu görülmektedir. Davacı dava konusu taşınmazın mülkiyetini 1993 tarihinde devraldıktan sonra yasal düzenlemeler gereği nimetinden yararlanacağı gibi külfetine de katlanmak durumundadır. Kaldı ki davalı da taşınmazı satıp devrettiğini, tapuda adına kayıtlı bulunan 241/429 payı davacıya devretmeyi kabul ettiğini imzalı beyanı ile açıklamıştır. Bu belirlemelere göre Mahkemece, 1625 ada 7 parsel (öncesi 4 parsel) sayılı taşınmazın davalı adına kayıtlı bulunan 241/429 payına yönelik davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, davada yer almayan diğer pay sahibi...’nın da payını kapsar biçimde iptal ve tescile karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.
Davalının temyiz itirazlarının kabulü ile Usul ve Yasaya aykırı bulunan hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle ve 6100 sayılı HMK"nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"nun 428 maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK"nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK"nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 18,40 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davalıya iadesine, 21.01.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.