16. Hukuk Dairesi 2014/12488 E. , 2015/1633 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Yargıtay bozma ilamında özetle; “tevzi çalışmasına ilişkin harita, belirtmelik tutanakları ile varsa dayanak tapu ve vergi kayıtlarının, komşu taşınmazların tapu kayıtları ile kadastro tutanak örnekleri ile dayanaklarının getirtilerek, mahallinde yapılacak keşifte Hazine tapusunun oluştuğu tarihten geriye yönelik davacı lehine zilyetlikle mülk edinme koşullarının oluşup oluşmadığının araştırılması ve harca esas değer üzerinden vekalet ücreti hesaplanması” gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli taşınmazların Hazine adına olan tapu kayıtlarının iptali ile 272 ada 5 parsel sayılı taşınmazın .............. mirasçıları adına, 272 ada 6 parsel sayılı taşınmazın ........... mirasçıları adına veraset ilamındaki payları oranında tapuya tescillerine karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece çekişmeli taşınmazların davacının murisleri annesi ........... ve babası .............. "den kaldığı, taşınmazlarda zilyetlikle edinim koşullarının oluştuğu ve davacının anne ve babasının terekelerinin taksim edilmediği kabul edilmek suretiyle yazılı olduğu şekilde karar verilmişse de, varılan sonuç dosya kapsamına ve yasal düzenlemelere uygun düşmemektedir. Davacı çekişmeli 272 ada 5 parsel sayılı taşınmazın babası .............. "den ve 272 ada 6 parsel sayılı taşınmazın annesi ........... "den kendisine kaldığını ve zilyetlikle edinim koşullarının oluştuğunu iddia ederek taşınmazların kendi adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan keşifte yerel bilirkişi ve tanıklar, çekişmeli taşınmazların davacının anne ve babasından kaldığını ancak mirasçılar arasında taksim yapılıp yapılmadığını bilmediklerini beyan etmişler, mahkemece davacıya taksim olgusunu ispatlaması için delil sunmak ya da ..... ve .............. "in mirasçılarının muvafakatlarını almak üzere süre verilmiş, davacı vekili sözlü taksim yapıldığını iddiayla diğer mirasçıların muvafakatlarını alamadıklarını beyan etmiştir. Davacının miras bırakanı annesi 02.12.1990 tarihinde ve babası 18.03.1999 tarihinde ölmüştür. Davacının miras bırakanlarının ölüm tarihine göre TMK"nın 701. maddesi gereğince tereke elbirliği mülkiyeti hükümlerine tabidir. Elbirliği mülkiyetinde ortakların belirlenmiş payları olmayıp, her birinin hakkı ortaklığa giren malların tamamına yaygın bulunmaktadır. TMK"nın 640 ve 702. maddeleri hükümlerine göre elbirliği mülkiyetinde tasarrufi işlemlerde oybirliği aranır. Yani tasarrufi işlemler tüm mirasçıların katılımıyla yapılabilir. Kural olarak, dava açmak da tasarrufi bir işlemdir. Miras bırakandan intikal ettiği iddiasıyla 3.kişilere karşı açılan davalarda, uyuşmazlık konusu taşınmazın taksim, bağış vb. şekilde mirasçılardan birine veya bir bölümüne bırakıldığının kanıtlanamaması halinde, mirasçılardan biri veya bir kısmı adına tescil isteyemeyeceğine ve dava dışı mirasçılar olması halinde tüm mirasçılar adına tescil istenilmediği için, dışarıda kalan mirasçıların davaya katılmalarının sağlanması veya miras ortaklığına temsilci yoluyla da davanın yürütülmesi mümkün olmadığına göre işin esasına girilmeksizin davanın bu nedenle reddine karar verilmesi gerekir. Miras yoluyla gelen hakka dayanılarak genel mahkemelerde 3. kişiye karşı açılan ve taşınmazın terekeye döndürülmesine ilişkin davalarda, mirasçılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmakta olup, tüm mirasçıların birlikte dava açmaları veya diğer mirasçıların muvafakatlarını almaları ya da miras şirketine temsilci tayin ettirmeleri gereklidir. Somut olayda davacı irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak 3. kişi (Hazine)ye ait taşınmaz malların adına tescili istemiyle dava açmış olup, taksim olgusunu ispat edemediği gibi, mahkemece verilen sürede de taşınmazların terekeye döndürülmesi için diğer mirasçıların muvafakatlarını alamamıştır. Dava konusu taşınmazların taksimle davacıya kaldığının ispatlanamaması ve tüm mirasçılara ait bulunduğunun anlaşılması halinde dava yalnız davacı adına tescil istemiyle açıldığından, tüm mirasçılar adına tescil istenilmediğinden diğer mirasçıların davaya dahil edilmesi veya temsilci atanması suretiyle de dava şartının yerine getirilmesi mümkün olmadığına göre davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verilmesi gerekir. Terekeye dahil bir taşınmaz için bir mirasçı tek başına adına tescil istemiyle dava açamaz. Hal böyle olunca, davanın taraf sıfatı eksikliği (aktif dava ehliyeti yokluğu) nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken belirtilen yön göz ardı edilerek yazılı olduğu şekilde hüküm tesisi isabetsiz olup, davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 03.03.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.