Abaküs Yazılım
16. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/3416
Karar No: 2021/34
Karar Tarihi: 20.01.2021

Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2020/3416 Esas 2021/34 Karar Sayılı İlamı

16. Hukuk Dairesi         2020/3416 E.  ,  2021/34 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    DAVA TÜRÜ : TESCİL

    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın bozulmasına ilişkin yukarıda belirtilen ilamın karar düzeltme yolu ile incelenmesi ... tarafından süresinde istenilmekle; inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu. GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
    Davacı ..., ... İlçesi ... Köyü çalışma alanında bulunan ve 2007 yılında yapılan kadastro sırasında tespit harici bırakılan taşınmaz hakkında, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak, adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne, fen bilirkişi raporunda (C) harfi ile gösterilen 6,13 metrekare yüzölçümündeki kısmın tapu kaydının iptali ile son parsel numarası verilmek suretiyle davacı adına tapuya kayıt ve tesciline, (B) harfi ile gösterilen kısmın, güneybatı tarafındaki yoldan gelişi engellemeyecek şekilde kot farkına göre taş duvarla mevcut davacıya ait binanın yolun etkisinden koruyacak kadar kısmı dışında taş yığınlarını kaldırılması dışında fazlaya ilişkin talebin reddine, (A) harfi ile gösterilen kısmın ise yine davacının binasına ve kümesine yol etkisinden koruyacak şekilde taş duvar dışındaki taş yığınları ve molozları kaldırmak dışında adına tescil talebinin reddine karar verilmiş; hükmün, Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairemizin 11.03.2020 tarih 2016/14329 - 2020/1219 Esas, Karar sayılı ilamıyla; "davanın, TMK"nın 713/1, 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 14 ve 17. maddelerine dayalı tescil isteğine ilişkin olup, 119 ada 2 parsel sayılı taşınmazın bitişiğinde bulunan ve paftasında tescil harici yol olarak görünen bir kısım yerin tescili istemiyle açıldığı, Mahkemece, teknik bilirkişi raporunda (C) harfi ile belirtilen taşınmaz bölümü üzerinde davacı yararına zilyetlikle mülk edinme koşullarının gerçekleştiği kabul edilmek suretiyle yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de, usulüne uygun olarak gerekçe yazılmadığı, gerekçede yapılan keşif sonucu alınan bilirkişi raporları ve tanık beyanları doğrultusunda karar verildiği belirtilmiş ise de, keşif tutanağına göre keşif sırasında yalnızca üç yerel bilirkişi dinlenilmesiyle yetinildiği, teknik bilirkişi hazır bulundurulmadığı, Asliye Ceza Mahkemesi"nin hakkı olmayan yere tecavüz suçuna ilişkin 2015/96 Esas sayılı dava dosyasındaki fen ve inşaat bilirkişi raporu ile yetinilerek karar verildiği, TMK"nın 713/1. maddesi gereğince açılan tescil davalarında TMK’nın 713/4 ve 5. fıkraları gereğince keşif sonucu elde edilen bilirkişinin rapor ve krokisine göre gerekli ilanların yöntemine uygun bir biçimde yapılması, yasal 3 aylık sürenin dolmasının beklenilmesi ve ilanın yapıldığı gazete ile ilan tutanaklarının dosya arasına konulması gerektiği de göz ardı edildiği belirtilerek, bölgeye ait dava tarihinden 15-20-25 yıl öncesine ait hava fotoğraflarını getirtilmesi, dosya bu şekilde ikmal edildikten sonra, mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler, taraf tanıkları, jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişisi, 3 kişilik ziraat mühendisi bilirkişi kurulu ve fen bilirkişisinin katılımıyla yeniden keşif yapılması suretiyle, dava konusu taşınmaz bölümlerinin geçmişte ne durumda bulunduğu, ilk olarak ne zaman ve nasıl kullanılmaya başlandığı, imar-ihyaya konu edilip edilmediği hususlarının araştırılması ve sonucuna göre hüküm kurulması" gereğine değinilerek bozulmasına karar verilmiş, iş bu bozma ilamına karşı davacı tarafından karar düzeltme isteminde bulunulmuştur.
    Davacıya mahkeme hükmü usulüne uygun şekilde tebliğ edildiği halde hükmü temyiz etmediği, davalı Hazinenin temyizi üzerine fen bilirkişi raporunda (C) ile gösterilen 6.13 metrekare yüzölçümündeki bölüm yönüyle hükmün bozulduğu, böylece (C) bölümü dışındaki tescile konu diğer taşınmazlar hakkındaki davanın reddine ilişkin hükmün davacı yönünden kesinleştiği anlaşılmakla, davacı ...’ün (C) bölümü dışındaki taşınmaz bölümleri hakkındaki hükme yönelik karar düzeltme talepleri yerinde değildir.
    (C) bölümüne ilişkin karar düzeltme istemine gelince; taşınmaz başında yapılan keşifte fen bilirkişinin refakate alınmadığı, ancak aynı taşınmaz hakkında yapılan şikayet üzerine davacı hakkında hakkı olmayan yere tecavüz suçundan kamu davasının açıldığı ve bu davada yapılan keşif sonucunda düzenlenen fen bilirkişi raporu ve inşaat bilirkişi raporunun incelenmesi sonucunda, eldeki tescil davasının konusunu köy içinde davacı adına ahşap ev, ahır, kuruluk ve bahçesi niteliğiyle tespit ve tescil edilen 759,12 metrekare yüzölçümlü 119 ada 2 parsel sayılı taşınmazın bitişiğinde yer alan ve tescil harici olarak bırakılan 6,13 metrekare yüzölçümündeki üzerinde baraka şeklinde kümes bulunan taşınmaz olduğu hususunda ihtilaf bulunmamaktadır. Davacı, bu bölümün 199 ada 2 parsel sayılı taşınmazın devamı olduğu halde yol olarak tescil harici bırakıldığını öne sürerek eldeki davayı açmıştır.
    Her ne kadar yukarıda anılan bozma ilamında, hava fotograflarının incelenmesi suretiyle imar ihyanın gerçekleşip gerçekleşmediğinin araştırılması gereğine değinilmiş ise de, karar düzeltmeye konu bölümün yüzölçümü dikkate alındığında hava fotoğraflarında görünmesinin pek mümkün bulunmadığı ve ayrıca davacı tarafından, taşınmaz bölümü üzerindeki kümesin evin yapıldığından beri en az 50-60 yıldır var olduğu iddia edildiğine göre, imar-ihya hususunda araştırma yapılmasına da gerek olmadığı anlaşılmaktadır. Bu nedenle çözümlenmesi gereken hususun, kümes niteliğindeki bu taşınmazın zeminin davacının evinin devamı niteliğinde bulunup bulunmadığı, diğer bir anlatımla davacıya ait evin eklentisi niteliğinde mi olduğu, yoksa davacı tarafından yol üzerine kümes yapılmak suretiyle yoldan kazanılmaya mı çalışıldığı noktasında toplanmaktadır.
    Hal böyle olunca; Mahkemece mahallinde, elverdiğince yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen ve davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek üç kişilik yerel bilirkişi kurulu ve taraf tanıkları ile harita mühendisi ve inşaat mühendisi bilirkişinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalı, yerel bilirkişiler ve taraf tanıklarından, çekişmeli taşınmaz bölümünün davacıya babasından intikal ettiği anlaşılan 119 ada 2 parsel sayılı taşınmazın devamı niteliğinde bulunup bulunmadığı, diğer bir anlatımla kümes niteliğindeki bu taşınmazın evvelden beri 119 ada 2 parselin sınırları içinde kalan bir yer olduğu halde kadastro tespiti sırasında yolun devamı olarak tescil harici mi bırakıldığı, yoksa kamu malı niteliğindeki yol iken davacı tarafından kümes yapılmak suretiyle zilyet edilmeye mi başlandığı ve kümesin ne zaman yapıldığı hususları etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, beyanlar arasında çelişki oluştuğu takdirde yöntemine uygun şekilde bu çelişkiler giderilmeye çalışılmalı; harita mühendisi bilirkişiden, tescile konu kümes niteliğindeki taşınmazın sınırlarının kadastro paftası üzerinde gösterilmesi istenilmeli ve yine temin edilebilecek en eski uydu fotografları ile taşınmazın bulunduğu kadastro paftası çakıştırılmak suretiyle tescile konu bölüm üzerinde bulunan kümesin uydu fotoğraflarında görünüp görünmediği hususlarında ayrıntılı rapor ve kroki düzenlettirilmeli; inşaat bilirkişisinden, tescile konu kümesin ne zaman yapıldığı, hemen sökülüp kaldırılabilecek nitelikte olup olmadığı ve ceza dosyasında bulunan rapor ile çelişki olması halinde bu çelişkiyi açıklayıcı nitelikte rapor hazırlanması istenilmeli; TMK’nın 713/4 ve 5. fıkraları gereğince gerekli ilanların yöntemine uygun bir biçimde yapılmalı, yasal itiraz süresinin dolması beklenilmeli ve bundan sonra iddia ve savunma çerçevesinde toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek davacı lehine TMK"nın 713/1, 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 14 ve 17. maddelerinde düzenlenen zilyetlikle taşınmaz edinme koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği belirlenmeli ve hüküm yerinde elde edilen deliller tartışılmak suretiyle sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece, bu hususlar göz ardı edilerek eksik araştırma ve incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, hükmün bu nedenle bozulması gerektiği halde, sehven taşınmazın imar- ihya edilip edilmediğinin araştırılmasına yönelik olarak bozulduğu anlaşılmakla, davacının karar düzeltme isteminin açıklanan nedenlerle kabulü ile Dairemizin 11.03.2020 tarih 2016/14329 Esas, 2020/1219 Karar sayılı bozma ilamının ortadan kaldırılmasına ve hükmün az yukarıda açıklandığı şekilde araştırma ve incelemeye dayalı olarak BOZULMASINA, peşin yatırılan karar düzeltme harcının talep halinde yatırana iadesine, 20.01.2021 gününde oybirliği ile karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi