MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Dolandırıcılık
HÜKÜM : Sanığın katılanlar ... ve ..."ya yönelik eylemleri nedeni ile ayrı ayrı iki kez TCK"nın 157/1, 62, 52 ve 53. maddeleri gereğince mahkumiyetine

Dolandırıcılık suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hükümler, sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Bağ-Kur borçlanmasını tamamlayıp emekli olabilmek için sigorta takip işleri yapan sanığın işyerine giden katılan ..."e, sanığın gerekli işlemleri kendisinin takip edeceğini söyleyerek, yapılacak işlemler için farklı tarihlerde 13.500 TL almasına rağmen, her hangi bir işlem yapmayarak katılanı oyaladığı, bir süre sonra da iş yerini kapatarak ortadan kaybolduğu, yine Bağ-Kur borçlanmasını tamamlayıp emekli olabilmek için sigorta takip işleri yapan sanığın işyerine giden katılan ..."ya, sanığın, işlemleri katılanın kendisinin yapması halinde uzun süreceğini, yetiştirmesinin imkansız olduğunu, kendisinin bu işi yıllarca yaptığını, Bağ-Kur içinde adamları olduğunu söyleyerek yapılacak işlemler için 11.870 TL almasına rağmen, her hangi bir işlem yapmayarak katılanı oyaladığı, bir süre sonra da iş yerini kapatarak ortadan kaybolduğu, bu surette sanığın her bir katılana karşı ayrı ayrı dolandırıcılık suçunu işlediği iddia ve kabul olunan somut olayda,
Sanığın “... Danışmanlık” isimli iş yerinde, dosyada bulunan kartvizitin Bağ-Kur ve emeklilik işlemlerini takip ettiği, katılanlarında sanığın iş yerine gelerek emeklilik işlemlerinin takip edilmesi ve emekli olabilmeleri için gerekli işlemlerin yapılması hususunda sanık ile anlaştıkları ve Bağ-Kur"a yatırılmak üzere sanığa para verdikleri, sanığın ise hizmet ilişkisinin gereği olarak kendisine belli bir amaç için teslim edilmiş olan para üzerinde zilyetliğin devri amacı dışında tasarrufta bulunduğunun anlaşılması karşısında, sanığın eylemlerinin 5237 sayılı TCK"nın 155/2 maddesinde düzenlenen "hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma" suçunu oluşturacağı gözetilmeden, suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde doladırıcılık suçundan hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, aynı kanunun 326/son maddesi uyarınca kazanılmış hakkın saklı tutulmasına, 24/01/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.