
Esas No: 2015/4506
Karar No: 2015/2833
Karar Tarihi: 09.04.2015
Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2015/4506 Esas 2015/2833 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılardan... ve ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı ..., dava dilekçesinde sınırlarını bildirdiği ... ilçesi,... mevkiinde bulunan iki parça taşınmazın tapuda kayıtlı olmadığını, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının yararına oluştuğunu iddia ederek Medenî Kanunun 713. maddesi hükmüne göre davacılar adına tescili istemiyle dava açmıştır.
Mahkemece, davanın kabulü ile 11/01/2010 tarihli fen bilirkişi rapor ve krokisinde gösterilen 3895,27 m2 ve 3236,47 m2 yüzölüçümündeki taşınmazların davacılar adına tapu tesciline karar verilmiş, hükmün... tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairenin 04/10/2012 tarih ve 2012/7872 – 11213 sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; [Mahkemece, davacı yararına zilyetlik koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli değildir. Şöyle ki; her ne kadar taşınmazın bulunduğu.. Mahallesinde orman kadastrosu yapılmamışsa da, Dairenin geri çevirme kararı üzerine alınan 24.11.2011 tarihli fen bilirkişi ...ve orman bilirkişi... tarafından düzenlenen rapora ekli paftada, çekişmeli taşınmazların çevresinin orman olarak gösterildiği görülmektedir. Paftadaki bu orman nitelemesinin arazi kadastro ekiplerince mi yapıldığı yoksa ek raporu düzenleyen bilirkişilerce mi yapıldığı anlaşılamamıştır. Hukuk Genel Kurulunun (H.G.K.nun 21.01.2004 gün 2004/8 - 15 - 7 ve 12.05.2004 gün 2004/8 - 242 - 292 ve 12/03/2008 gün ve 2008/20 - 214 - 241 ve 24.10.2001 gün 2001/8 - 964 - 751 ve 13.02.2002 gün 2002/8 - 183 - 187 sayılı kararları) ve Dairemizin istikrar kazanmış içtihatlarına göre, paftasında orman nitelemesi yapılarak tapulama harici bırakılan yerlerde kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği, ancak, o yerde orman kadastrosu yapılıp kesinleştikten sonra başlar. Yörede henüz orman kadastrosu yapılmadığına göre, taşınmazların arazi kadastrosunda hangi nitelikle tapulama harici bırakıldığının belirlenmesi gerekir. Diğer taraftan, yöreye ait ve son 20 yılda düzenlenmiş hava fotoğrafları ile memleket haritaları getirtilerek tanıkların zilyetliğe ilişkin beyanlarının bu belgelerle denetlenmemesi ve keza, taşınmazların hangi idari birimde kaldığı dahi belirlenmeden (Dairenin geri çevirme kararı üzerine getirtilen belgelere göre Erek Mahallesinde kaldığı) Kapıcı Köyünden kaldığından bahisle yanlış hüküm kurulması dahi isabetsizdir.
Mahkemece, öncelikle dava konusu taşınmazların bulunduğu...Mahallesinde yapılan arazi kadastrosuna ilişkin orijinal kadastro paftası getirtilmeli, taşınmazın niçin tapulama harici bırakıldığı konusunda kadastro müdürlüğünden açık cevap alınmalı, yine yöreye ait en eski-
memleket haritası ve hava fotoğrafları ile son 20 yılda çekilmiş hava fotoğrafları ve düzenlenmiş memleket haritaları ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında halen...Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek bir orman mühendisi ve bir fen elemanı aracılığıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; yukarıda değinilen diğer belgeler fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp; orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalı, arazi kadastrosunda taşınmazlar orman olarak tapulama harici bırakılmış ise, yörede henüz orman kadastrosu yapılmadığından taşınmazların zilyetlikle kazanılamayacağı gözönünde bulundurulmalı, özellikle taşınmazların son 20 yılda çekilen ve düzenlenen hava fotoğrafları ile memleket haritasındaki konumları konusunda bilirkişilerden izahat alınmalı ve tüm deliller toplandıktan sonra oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmelidir. Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ile yazılı biçimde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.] denilmiştir.
Mahkemece bozma kararına uyularak yapılan yargılama sırasında yörede orman kadastrosunun yapılması üzerine sulh hukuk mahkemesinde davanın tapusuz taşınmazın tescili yanında orman kadastrosuna itiraz davasına da dönüştüğü belirtilerek, tescil davası tefrik edildikten sonra orman kadastrosuna itiraz davası yönünden görevsizlik kararı verilmiş ve dosya kadastro mahkemesine gönderilmiştir.
Kadastro mahkemesinde yapılan yargılama sonucu; davanın kısmen kabulü ile; orman sayılmayan yerlerden olduğu belirlenen Tokat İli, ... İlçesi, İstiklal Mahallesinde bulunan ve 29.09.2013 tarihli fen bilirkişisi ve orman bilirkişisi rapor ve krokisinde (A) harfi ile işaretli 3895.51 m² yüzölçümü ve (B1) ile işaretli 1657.86 m² yüzölçümü taşınmazların orman sınırları dışına çıkarılmasına, (B2) ile işaretli 3265,35 m² yüzölçümü taşınmazın orman sınırları içine alınmasına karar verilmiş, hüküm davalı... ve ... tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, orman kadastrosuna itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde davanın devamı sırasında; 22/04/2013 tarihinde ilan edilen ve dava nedeni ile kesinleşmeyen orman kadastrosu ve 2/B uygulaması bulunmaktadır.
Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmişse de; karar tarihinden sonra dava konusu taşınmazların bulunduğu yerde arazi kadastrosu yapılmış ve dava konusu taşınmazlar hakkında 158 ada 10 ve 15 parsel sayılı tutanaklar davalı olarak tutulmuş ve tutanak asılları kadastro mahkemesine devredilerek mahkemenin 2014/16 E. sayılı sırasına kaydedilmiş olup, dava derdest durumdadır.
Dava konusu taşınmazlar için kadastro tutanağı düzenlenmiş olması nedeni ile sulh hukuk mahkemesinde devam etmekte olan tescil davasına ilişkin sulh hukuk mahkemesinin 2014/1 E. - 144 K. sayılı dosyasında, görevsiz kararı verilerek dosya kadastro mahkemesine
devredilmiş, bu dosya, kadastro mahkemesinin 2014/37 E. sırasına kaydedilmiştir. Dolayısı ile aynı taşınmazlar hakkında, temyize konu dosya ile birlikte 3 farklı esasa kaydedilmiş dava, bulunmaktadır.
O halde; aynı parsel hakkında açılmış bulunan davalarda delillerin birlikte toplanıp değerlendirilmesi, biri hakkında verilecek kararın diğerini etkilemesi, kararlar arasında çelişki yaratılmaması ve ayrı kararların infazında sorun oluşmaması bakımından aynı parsel hakkında açılan ve yargılaması devam eden dava dosyalarının HMK"nın 166. maddesi gereğince birleştirilerek yargılamanın birlikte yürütülmesi, toplanacak delillerin tümü birlikte değerlendirilmesi gerektiğinden hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı... ve ...n temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer yönlerin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde iadesine 09/04/2015 gününde oy birliği ile karar verildi.