8. Hukuk Dairesi 2012/5134 E. , 2013/420 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
... ile ... aralarındaki katılma alacağı davasının kısmen reddine, kısmen kabulüne dair.... Aile Mahkemesi"nden verilen 03.02.2012 gün ve 1217/113 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
KARAR
Davacı vekili, evlilik birliği içerisinde edinilen ... plakalı araca ziynetlerini satmak ve ayrıca çalışmaları karşılığı edindiği 6000 TL"sini vermek suretiyle katkıda bulunduğunu açıklayarak dava dilekçesinde cins ve adetlerini bildirdiği ziynetlerinin aynen iadesini, mümkün bulunmaması halinde dava tarihindeki değeri olan 10.856 TL"si ile nakit katkı bedeli 6000 TL"nin toplamı olan 16.856 TL"nin yasal faiziyle, bu taleplerinin olumlu görülmemesi halinde ise aracın ½ oranındaki değeri ile altınlar ve nakit para ile yapılan katkının yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, dava konusu aracın, tarafların düğünleri sırasında çoğunluğu vekil edenin çevresi olan davetlilerce vekil edene takılan altınların bir kısmının satılması sonucu elde edilen bedel, kazancından eklenen 5000 TL nakit ile ailesinin 6000 TL katkısı ile alındığını, davacının nakit katkısının bulunmadığını açıklayarak davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile 6.760.68 TL değer artış payı alacağı ile 4.919,66 TL artık değere katılma alacağı toplamı 11.680,34 TL"nin 30.07.2007 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin isteğin reddine karar verilmiştir. Hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Taraflar 12.11.2005 tarihinde evlenmiş, 30.07.2007 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün 10.02.2009 tarihinde kesinleşmesiyle boşanmışlardır. Eşler arasında başka mal rejimi seçilmediğinden evlilik tarihi itibariyle yasal mal rejimi olan edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (4721 sayılı TMK.nun 202.m.). Eşler arasındaki mal rejimi TMK.nun 225/2. maddesi uyarınca boşanma davasının açıldığı tarih itibariyle sona ermiştir.
Dava konusu ... plakalı araç edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu 11.05.2006 tarihinde davalı adına satın alınarak tapu ve trafikte tescil edilmiş olup
15.01.2008 tarihinde dava dışı 3. kişiye satılıp devredilmiştir. Eşlerden biri, diğerine ait malın edinilmesine, iyileştirilmesine veya korunmasına hiç ya da uygun bir karşılık almaksızın katkıda bulunmuş ise, tasfiye sırasında bu malda ortaya çıkan değer artışı için katkısı oranında alacak hakkına sahip olur (TMK.m.227). Davacı taşınmazın alınması sırasında kişisel malı niteliğindeki ziynetlerini bozdurarak, çalışması karşılığı elde ettiği gelirle taşınmazın alınmasına katkıda bulunduğunu ileri sürerek terditli biçimde öncelikle ziynetlerin aynen iadesini, mümkün bulunmazsa bedelini ve çalışması karşılığı olan katkı olarak verilen paranın faiziyle tahsilini, bu istekler olumlu karşılanmaz ise ziynetler ile çalışması karşılığı edindiği parayı vererek edinilen araç bakımından alacak isteğinde bulunmuştur. Mahkemece ikinci istek yönünden, diğer bir deyişle değer artış payı ile katılma alacağı isteğine ilişkin talep yönünden hüküm kurulmuştur. Bu tür davalarda, eklenecek değerlerden (TMK.m.229) ve denkleştirmeden (TMK.m.230) elde edilen miktarlar da dahil olmak üzere edinilmiş malın (TMK.m.219) toplam değerinden mala ilişkin borçlar çıkarıldıktan sonra kalan artık değerin (TMK.m.231) yarısı üzerinden (TMK.m.236/1) tarafların kazanılmış hakları da dikkate alınarak katılma alacağının hesaplanması gerekmektedir.
Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller Mahkemece takdir edilerek karar verildiğine, uyuşmazlık konusu aracın alım tarihi itibariyle taraflar arasında TMK"nun 202.maddesi hükmü uyarınca edinilmiş mallara katılma rejimi geçerli olduğuna, iddianın ileri sürülüş şekline göre araca ilişkin talep TMK"nun 227.maddesine dayalı değer artış payı alacağı ve TMK"nun 219, 231 ve 236.maddelerine göre açılmış katılma alacağına ilişkin bulunduğuna, dava konusu aracın değerinin 16.600 TL olarak belirlendiğine ve belirlenen değerden davacı tarafından kişisel mal ile yapılan katkının düşülerek kalan miktarın yarısı oranında katılma alacağına, bundan ayrı kişisel mal ile yapılan katkının da değer artış payı olarak hükmedildiğine, davalının kişisel mal ile katkısını ispat edemediğinden hesapta nazara alınmamasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, Mahkemece aşağıda belirtilen husus dışında yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmiş bulunmasında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamaktadır.
Davalı vekilinin faizin başlangıç tarihine yönelen temyiz itirazlarına gelince; davacının talebi TMK"nun, 219, 231, 236 ve 227. maddeleri uyarınca katılma alacağı ile değer artış payı alacağına ilişkin olup TMK"nun 232 ve 235/1. maddelerine göre mal varlıklarının tasfiye anındaki sürüm değerleri gözönünde bulundurulur. Yargıtay’ın yerleşmiş uygulamalarına göre tasfiye tarihi karar tarihi olarak kabul edildiğine, dolayısı ile alacak hükümle muaccel hale geldiğine göre; hüküm altına alınan alacağa ilişkin faize karar tarihinden geçerli olarak hükmedilmesi gerekirken yasaya aykırı biçimde faize boşanma dava tarihinden geçerli olarak hükmedilmesi doğru değil ise de, bu hususun düzeltilmesi yargılamanın yenilenmesini gerektirmediğinden; hükmün 1.bendinde yer alan “Davacının davasının kısmen kabulü ile 6.760,68 TL değer artış payı alacağı ile 4.919,66 TL artık değere katılma alacağının toplamı 11.680,34 TL"nin 30.07.2007 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ...’dan alınarak davacı ...’ya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,” cümlesinin HMK"nun 370/2 (HUMK"nun 438/7.) maddesi uyarınca hükümden çıkarılmasına ve yerine “Davacının davasının kısmen kabulü ile 6.760,68 TL değer artış payı alacağı ile 4.919,66 TL artık değere katılma alacağının toplamı 11.680,34 TL"nin 03.02.2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ...’dan alınarak davacı ...’ya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,” cümlesinin yazılmasına ve hükmün düzeltilmiş bu şekliyle onanmasına karar verilmesi gerekmiştir. -//-
Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin usul ve yasaya uygun bulunan hükmün esasına ilişkin temyiz itirazlarının reddi ile, faizin başlama tarihine ilişkin hüküm bölümünün ise düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, taraflarca HUMK.nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK.nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve aşağıda dökümü yazılı 173,45 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 624,43 TL"nin temyiz eden davalıdan alınmasına 21.01.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.