Esas No: 2015/2661
Karar No: 2020/6058
Karar Tarihi: 10.12.2020
Danıştay 10. Daire 2015/2661 Esas 2020/6058 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2015/2661
Karar No : 2020/6058
DAVACI : … Genel Müdürlüğü
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : … Bakanlığı …
VEKİLİ : Hukuk Müşaviri …
DAVANIN KONUSU :
Dava, 19/09/2013 tarihli ve 28770 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Maden İşyerlerinde İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetmeliği'nin Ek-1'i ile Ek-3’ünün, 10/03/2015 tarih ve 29291 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Maden İşyerlerinde İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetmeliği'nde Değişiklik Yapılması Hakkında Yönetmeliğin 2., 12., 15., 16., 21. ve 23. maddeleriyle değiştirilen kısımlarının iptali istemiyle açılmıştır.
DAVACININ İDDİALARI :
Davacı tarafından, yaşanan kazalar incelendiğinde ortaya çıkan ortam sıcaklığı ve tonlarca kömür ve taş posası ile dolması nedeniyle 5 tonluk demir vagonların bile kullanılamaz hale geldiği, kablo vs. malzemenin parçalandığının görüldüğü, kömür karakteristiği, tavan ve yan kayaçların özellikleri dikkate alındığında başyukarıyı fazla bölmelere ayırmanın oluşacak açıklıktaki tavan ve yan kayaçların basınçlarının artmasına sebep olduğu, bunun da tahkimatta sorunlara yol açacağı, kurumca yıllardır uygulanan iki bölme şeklindeki çalışmalarda sorun olmadığı, ocak içinde çalışan bölgelere temiz hava götürmek için ana yollarda hava hızının yüksek olmasında bir mahsus olmadığı, fakat tali havalandırma yapılan baca, taban vs. çalışma bölgelerinde ve ayak gibi dar hacimli bölgelerde 0,5 m/s hava hızının esintili bir hava olacağından insan sağlığı üzerinde zararlı etkileri olacağı, ayrıca yanmaya müsait damarlar için hava hızının yüksek olmasının tehlikeli olacağı, işçi sayısı, patlayıcı madde miktarı, karbonmonoksit emisyonu, metan gazı salınımına göre hava miktarının belirlendiği, literatürde alt sınır 0,15 m/s belirtilmişken belirlenen 0,5 m/s gibi yüksek bir değerin alt sınır olmasının sakıncalı olacağı, klimatoloji bilimine göre hava hızının maksimum noktası 0,5 m/s'nin Yönetmelikte alt limit olarak belirlendiği, üretim bölgelerinin hava dönüş yollarında ve ocağın kirli havasının ocak dışına çıktığı nefesliklerde sensör yerleştirilerek izleme yapıldığı, üretim bölgelerinin her birinin temiz hava giriş yollarına tekrar sensör yerleştirmeye bilimsel olarak ihtiyaç bulunmadığı, kurumca acil çıkış planları yapıldığı, 6 ayda bir tatbikat yapıldığı, eğitim verildiği, yaşam hattına uygun olarak hareket ettikleri, havayolu ters çevrildiğinde havalandırma güzergahının alt üst olacağı, acil kaçış planlarının geçersiz hale geleceği, yaşam hattının tehlikeli hale geleceği, ocak direnci büyük depresyon farkı yaratacağından aspiratörlerin kanatlarının zarar göreceği, regülatör görevi yapan hava kapılarının ters havalandırma halinde büyük bir direnç oluşturarak havalandırmayı engelleyeceği, hatta havalandırmayı durdurabileceği, dört yönlü ifadesinin teknik yönden uygulanmasının mümkün olmadığı ileri sürülmüştür.
DAVALININ SAVUNMASI :
Davalı idare tarafından, Soma ve Karaman-Ermenek maden kazalarından sonra teknik detaylar ve acil durum konularında düzenleme yapılması gerektiği, çalışanların sağlığının korunması için koruyucu ve önleyici tedbirlerin alınmasının gerektiği, ILO Madenlerde Sağlık ve Güvenlik Sözleşmesinin 2014 yılında yürürlüğe girdiği, sözleşmenin 10-c maddesinde “yer altındaki kişilerin olası konumlarının her an doğru bir şekilde bilinebileceği bir sistemin kurulması” ibaresinin yer aldığı, bu nedenle düzenleme getirildiği, kablolar erise bile en azından son sinyal yerleri merkeze iletilmiş olacağından arama yapılacak bölgenin belli olacağı, 300 km'ye varan yer altı galerilerinde aranacak alanın 50 m’ye kadar düşeceği, göçük altında kalan kişilere canlı olarak ulaşılabilmesinin maliyetle karşılaştırılamayacağı, davacı kurumun madenlerinde iki bölme çalışma yapılmasına rağmen sorun yaşanmadığı bütün ülkedeki diğer madenlerde sorun yaşanmadığı ve yaşanmayacağı anlamına gelmeyeceği, belirtilen modelin uygulanmasının tamamen kaya mekaniği hesabına dayanan mühendislik bilimine ait hususlar olduğu, hava hızının kontrol altında tutularak ocak yangınlarının önlenmesinin havalandırmanın temel amacı olduğu, önem sıralamasında temiz havanın en önde geldiği, davacı kurum Havalandırma Yönergesinde de 0,2–0,5 m/s arasında olması gerektiğinin belirtildiği, davacı taraf sıcaklık sensörüne gerek yok dese de sensörlerle yapılan ölçümlerin ocak güvenliği açısından çok önemli olduğu, acil durum meydana gelmeden sensörlerdeki değerlere göre önlem alınabileceği veya tahliye yapılabileceği, Soma kazasında raporlarda sıcaklık ölçümlerinin gerçek değerlerinin kayıtlara doğru olarak aktarılmadığının tespit edildiği, hava yönünün terse çevrilmesinin acil durumlarda ve ihtiyaç halinde söz konusu olduğu, yangın gibi durumlarda yer altındaki kişilerin hayatlarının kurtarılmasını sağlayacağı, ülkemizde ve Dünyada birçok madende hava yönünün tersine çevrilmesi sisteminin mevcut olduğu, Yönetmeliğin sadece davacı kuruma yönelik olmadığı, "arından dört tarafa aynı ölçülerde kontrol sondajları” yapılır ibaresi ile ifade edilmek istenenin doğu-batı-kuzey-güney anlamında olmadığı, sondaj ekibinin arından yatay eğimli ve dikey açılarla kontrol sondajı yapılması olduğu, metan gazı kaynaklı kazaların önlenmesinin amaçlandığı ve getirilen düzenlemelerin hukuka uygun olduğu savunulmuştur.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Davanın reddi gerektiği düşünülmektedir.
DANIŞTAY SAVCISI : …
DÜŞÜNCESİ : Dava; 19.9.2013 tarihli ve 28770 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Maden İşyerlerinde İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetmeliğinin Ek-1'i ile Ek-3’ünün, 10.3.2015 tarihli ve 29291 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Maden İşyerlerinde İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılması Hakkında Yönetmelik ile değiştirilen bazı kısımlarının iptali istemiyle açılmıştır.
Bilindiği üzere, Ülkemiz tarafından Uluslararası Çalışma Örgütünün (ILO) İş Sağlığı ve Güvenliği ve Çalışma Ortamına İlişkin 155 sayılı Sözleşmesi 5038 sayılı Kanunla; İş Sağlığı Hizmetlerine İlişkin 161 sayılı Sözleşmesi ise 5039 sayılı Kanunla onaylanmış olup; onaylanan bu sözleşmeler mevzuatımızın güncellenmesini gerektirmiştir. Avrupa Birliği müktesabatına uyum sürecinde iş sağlığı ve güvenliği konusunda daha kapsamlı bir yasanın hazırlanmasının zorunluluğu nedeniyle Avrupa Birliğinin 1989 yılında kabul ettiği 89/391/EEC sayılı Çerçeve Direktifi ile; gerek kapsam (tüm çalışanları içerecek şekilde) ve istisnalar, gerekse sürekli iyileştirme ve önleyici yaklaşımın benimsenmesi çerçevesinde 4857 sayılı İş Kanununun ülkemizde çalışanların tümünü ve tüm ekonomik faaliyet kollarını içermemesi nedeniyle işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması ve mevcut sağlık ve güvenlik şartlarının iyileştirilmesi için işveren ve çalışanların görev, yetki, sorumluluk, hak ve yükümlülüklerini düzenlemek amacıyla 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu çıkarılmış ve 30.6.2012 gün ve 28339 sayılı Resmi Gazetede yayımlanmıştır.
Öte yandan; Uluslararası Çalışma Örgütü Genel Konferansının 1995 yılında Cenevre’de yapılan 82 nci Oturumunda kabul edilen “176 Sayılı Maden İşyerlerinde Güvenlik ve Sağlık Sözleşmesi”nin onaylanması 12.12.2014 gün ve 29203 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 6580 sayılı Kanunla uygun bulunmuştur.
Sözü edilen sözleşme, madencilik sanayiinde karşılaştıkları tehlikeler ve risklerle ilgili olarak alınacak güvenlik ve sağlık önlemlerinin hazırlanmasında ve uygulanmasında işçilerin bilgiye, eğitime ve gerçek anlamda kendilerine danışılmasına hem ihtiyaçları hem de hakları olduğunu dikkate alarak, madencilik faaliyetleri nedeniyle işçilerin ve halktan kişilerin maruz kalabilecekleri ölümlerin, yaralanmaların ya da hastalıkların veya çevreye verilebilecek zararın önlenmesi gerekliliğini kabul ederek, imzalanmıştır.
Bu kapsamda; sondajla maden çıkarılan işlerin yapıldığı işyerleri ile yeraltı ve yerüstü maden işlerinin yapıldığı işyerlerinde çalışanların sağlık ve güvenliğinin korunması için uyulması gerekli asgari şartları belirlemek amacıyla 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanununun 30'uncu maddesine dayanılarak, 3/12/1992 tarihli ve 92/104/EEC sayılı Avrupa Birliği Direktifi ile 3/11/1992 tarihli ve sayılı 92/91/EEC Avrupa Birliği Direktifine paralel olarak hazırlanan ve 19.9.2013 gün ve 27770 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren, Maden İşyerlerinde İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetmeliğinde, 10.3.2015 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan Yönetmelik hükümlerinde değişiklikler yapılmıştır.
Yönetmeliğin iptali istenilen maddelerinde, yeraltı maden ocaklarında çalışacakların giriş-çıkışlarında bir sistem kurulmasına, ocakta çalışma koşullarına, havalandırmaya, kontrol veya araştırma sondajlarına ilişkin kurallara yer verilmiş olup; Türkiye Taşkömürü Genel Müdürlüğü tarafından, dava dilekçesinde ileri sürülen nedenlerle, bu konuda maddelerde geçen aleyhe düzenlemelerin ve ibarelerin iptali istenilmektedir.
5 Haziran 1998 tarihinde yürürlüğe giren, ILC’nin 82. Oturumunda 22 Haziran 1995 tarihinde kabul edilen 176 Sayılı Madenlerde Güvenlik ve Sağlık Sözleşmesinde işverenlerin sorumlulukları belirtilmiş, madenlerde güvenlik ve sağlık risklerinin ortadan kaldırılması ya da asgari düzeye indirilmesi için gerekli tüm önlemlerin alınması; yeraltında bulunan kişilerin adlarının ve olası mahallerinin herhangi bir anda doğru olarak bilinmesini sağlayacak bir sistemin oluşturulması gerekliliği belirtilmiştir.
Uluslararası Çalışma Örgütü verilerine göre, ölümlü iş kazaları konusunda en yüksek orana sahip ülkeler arasında sayılan Türkiye'de, sadece ekonomik bir sorun olmayıp, toplumsal boyutları da bulunan teknik bir konu olan iş sağlığı ve güvenliği konusunun ivedilikle çözüme kavuşturulması gerekmektedir. Esasen; 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu da, iş kazaları ve meslek hastalıklarının olabildiğince azaltılması amacıyla uygulamaya konulmuştur.
İşçi sağlığının korunması ve iş güvenliğinin sağlanması ise; hangi sektörde olursa olsun işçilerin bedensel, ruhsal, sosyal durumlarını mümkün olan en üst düzeye çıkarmak, işçilerin çalışma koşulları yüzünden sağlıklarının bozulmasını önlemek, işçileri çalışmaları sırasında sağlığa aykırı etkenlerden ve tehlikelerden korumak, işçilerin fizyolojik ve psikolojik durumlarına en uygun mesleki ortamlarda çalışmalarını sağlamakla mümkün olabilecektir. Buna göre, ülke ihtiyaçları dikkate alınarak, Uluslararası anlaşmalar ve 6331 sayılı Kanun hükümleri uyarınca maden iş yerlerinde belirli kurallar getirilmesinin zorunlu olduğu ve bu kuralların hizmetin gereklerine uygun bulunduğu dikkate alındığında, işçi sağlığının ve iş güvenliğinin iyileştirilmesi ve geliştirilmesine dönük olarak getirilen düzenlemelerde hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
Davacı Genel Müdürlük tarafından ileri sürülen diğer iddialarda da yasal isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenle, davanın reddine karar verilmesinin uygun olacağı düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
MADDİ OLAY VE HUKUKİ SÜREÇ :
Bakılan dava, 19/09/2013 tarih ve 28770 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Maden İşyerlerinde İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetmeliği'nin Ek-1'i ile Ek-3’ünün, 10/03/2015 tarih ve 29291 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Maden İşyerlerinde İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetmeliği'nde Değişiklik Yapılması Hakkında Yönetmeliğin 2., 12., 15., 16., 21. ve 23. maddeleriyle değiştirilen kısımlarının iptali istemiyle açılmıştır.
İNCELEME VE GEREKÇE:
ESAS YÖNÜNDEN:
İlgili Mevzuat:
İşyerlerinde iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması ve mevcut sağlık ve güvenlik şartlarının iyileştirilmesi için işveren ve çalışanların görev, yetki, sorumluluk, hak ve yükümlülüklerini düzenlemek amacıyla yürürlüğe konulan 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu'nun "İşverenin genel yükümlülüğü" başlıklı 4. maddesinde; "İşveren, çalışanların işle ilgili sağlık ve güvenliğini sağlamakla yükümlü olup bu çerçevede;
a) Mesleki risklerin önlenmesi, eğitim ve bilgi verilmesi dâhil her türlü tedbirin alınması, organizasyonun yapılması, gerekli araç ve gereçlerin sağlanması, sağlık ve güvenlik tedbirlerinin değişen şartlara uygun hale getirilmesi ve mevcut durumun iyileştirilmesi için çalışmalar yapar.
b) İşyerinde alınan iş sağlığı ve güvenliği tedbirlerine uyulup uyulmadığını izler, denetler ve uygunsuzlukların giderilmesini sağlar.
c) Risk değerlendirmesi yapar veya yaptırır.
ç) Çalışana görev verirken, çalışanın sağlık ve güvenlik yönünden işe uygunluğunu göz önüne alır.
d) Yeterli bilgi ve talimat verilenler dışındaki çalışanların hayati ve özel tehlike bulunan yerlere girmemesi için gerekli tedbirleri alır.
(2) İşyeri dışındaki uzman kişi ve kuruluşlardan hizmet alınması, işverenin sorumluluklarını ortadan kaldırmaz.
(3) Çalışanların iş sağlığı ve güvenliği alanındaki yükümlülükleri, işverenin sorumluluklarını etkilemez.
(4) İşveren, iş sağlığı ve güvenliği tedbirlerinin maliyetini çalışanlara yansıtamaz.",
"Risklerden korunma ilkeleri" başlıklı 5. maddesinde; "(1) İşverenin yükümlülüklerinin yerine getirilmesinde aşağıdaki ilkeler göz önünde bulundurulur:
a) Risklerden kaçınmak.
b) Kaçınılması mümkün olmayan riskleri analiz etmek.
c) Risklerle kaynağında mücadele etmek.
ç) İşin kişilere uygun hale getirilmesi için işyerlerinin tasarımı ile iş ekipmanı, çalışma şekli ve üretim metotlarının seçiminde özen göstermek, özellikle tekdüze çalışma ve üretim temposunun sağlık ve güvenliğe olumsuz etkilerini önlemek, önlenemiyor ise en aza indirmek.
d) Teknik gelişmelere uyum sağlamak.
e) Tehlikeli olanı, tehlikesiz veya daha az tehlikeli olanla değiştirmek.
f) Teknoloji, iş organizasyonu, çalışma şartları, sosyal ilişkiler ve çalışma ortamı ile ilgili faktörlerin etkilerini kapsayan tutarlı ve genel bir önleme politikası geliştirmek.
g) Toplu korunma tedbirlerine, kişisel korunma tedbirlerine göre öncelik vermek.
ğ) Çalışanlara uygun talimatlar vermek.",
"Acil durum planları, yangınla mücadele ve ilk yardım" başlıklı 11. maddesinde; "(1) İşveren;
a) Çalışma ortamı, kullanılan maddeler, iş ekipmanı ile çevre şartlarını dikkate alarak meydana gelebilecek acil durumları önceden değerlendirerek, çalışanları ve çalışma çevresini etkilemesi mümkün ve muhtemel acil durumları belirler ve bunların olumsuz etkilerini önleyici ve sınırlandırıcı tedbirleri alır.
b) Acil durumların olumsuz etkilerinden korunmak üzere gerekli ölçüm ve değerlendirmeleri yapar, acil durum planlarını hazırlar.
c) Acil durumlarla mücadele için işyerinin büyüklüğü ve taşıdığı özel tehlikeler, yapılan işin niteliği, çalışan sayısı ile işyerinde bulunan diğer kişileri dikkate alarak; önleme, koruma, tahliye, yangınla mücadele, ilk yardım ve benzeri konularda uygun donanıma sahip ve bu konularda eğitimli yeterli sayıda kişiyi görevlendirir, araç ve gereçleri sağlayarak eğitim ve tatbikatları yaptırır ve ekiplerin her zaman hazır bulunmalarını sağlar.
ç) Özellikle ilk yardım, acil tıbbi müdahale, kurtarma ve yangınla mücadele konularında, işyeri dışındaki kuruluşlarla irtibatı sağlayacak gerekli düzenlemeleri yapar.",
"İş sağlığı ve güvenliği ile ilgili çeşitli yönetmelikler" başlıklı 30. maddesinde; (1) Aşağıdaki konular ile bunlara ilişkin usul ve esaslar Bakanlıkça çıkarılacak yönetmeliklerle düzenlenir:
a) İlgili bakanlıkların görüşü alınarak, iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması, sürdürülmesi ve mevcut durumun iyileştirilmesi amacıyla; işyeri bina ve eklentileri, iş ekipmanı, işin her safhasında kullanılan ve ortaya çıkan maddeler, çalışma ortam ve şartları, özel risk taşıyan iş ekipmanı ve işler ile işyerleri, özel politika gerektiren grupların çalıştırılması, işin özelliğine göre gece çalışmaları ve postalar hâlinde çalışmalar, sağlık kuralları bakımından daha az çalışılması gereken işler, gebe ve emziren kadınların çalışma şartları, emzirme odaları ve çocuk bakım yurtlarının kurulması veya dışarıdan hizmet alınması ve benzeri özel düzenleme gerektirebilecek konular ve bunlara bağlı bildirim ve izinler ile bu Kanunun uygulanmasına yönelik diğer hususlar." hükümleri yar almaktadır.
12/12/2014 tarih ve 29203 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 176 Sayılı Maden İşyerlerinde Güvenlik ve Sağlık Sözleşmesinin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun ile Uluslararası Çalışma Örgütü Genel Konferansının 1995 yılında Cenevre’de yapılan 82'nci oturumunda kabul edilen “176 Sayılı Maden İşyerlerinde Güvenlik ve Sağlık Sözleşmesi”nin onaylanması uygun bulunmuş ve sözleşmenin onaylanması Bakanlar Kurulu’nca 19/01/2015 tarihinde kararlaştırılmıştır.
176 Sayılı Maden İşyerlerinde Güvenlik ve Sağlık Sözleşmesi işçilerin maden endüstrisinde karşılaştıkları tehlikeler ve riskler ile ilgili sağlık ve güvenlik önlemlerinin hazırlanması ve uygulanması konusunda gerçek anlamda bilgilendirilme, eğitilme ve danışılma ihtiyacı ve hakkı olduğunu göz önünde bulundurarak ve madencilik faaliyetleri nedeniyle işçileri ve toplumu etkileyen ya da çevreye zarar veren her türlü felaket, yaralanma veya hastalığın önlenmesinin arzu edilen bir durum olduğu kabul edilerek imzalanmıştır.
Anılan sözleşmenin 2. maddesinde, sözleşmenin bütün maden işyerlerinde uygulanacağı, 4. maddesinde, sözleşmenin uygulanmasını sağlayacak tedbirlerin ulusal mevzuatla belirleneceği, 5. maddesinde, ulusal mevzuatın maden işyerlerine ilişkin hangi hususlarda düzenlemeler yapması gerektiği belirtilmiş olup, "Madende Engelleyici ve Koruyucu Önlemler" başlıklı 3. Bölümünde de işverenlerin sorumluluklarına ilişkin hükümlere yer verilmiştir.
Sözleşmenin 7. maddesinin 1. fıkrasında; işverenlerin, denetimleri altındaki maden işyerlerinde güvenlik ve sağlığa yönelik riskleri ortadan kaldırmak ya da asgari düzeye indirmek için gerekli bütün önlemleri almakla sorumlu oldukları, 10. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde ise; işverenin, yer altında bulunan bütün kişilerin isimleri ile bunların bulundukları muhtemel mahallin her an doğru olarak bilinmesini sağlayacak bir sistemin oluşturulmasını sağlayacağı kuralı yer almıştır.
Sondajla maden çıkarılan işlerin yapıldığı işyerleri ile yeraltı ve yerüstü maden işlerinin yapıldığı işyerlerinde çalışanların sağlık ve güvenliğinin korunması için uyulması gerekli asgari şartları belirlemek amacıyla 19/09/2013 tarih ve 28770 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe konulan Maden İşyerlerinde İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetmeliği'nin "Kapsam" başlıklı 2. maddesinde; "Bu Yönetmelik; 20/6/2012 tarihli ve 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu kapsamına giren maden işyerlerini kapsar.",
"İşverenin genel yükümlülükleri" başlıklı 5. maddesinde; "(1) İşveren aşağıdaki hususları yerine getirmekle yükümlüdür:
a) Çalışanların sağlık ve güvenliklerini sağlamak amacıyla;
1) İşyerleri, çalışanların sağlık ve güvenliklerini tehlikeye atmayacak şekilde tasarlanır, inşa edilir, teçhiz edilir, hizmete alınır, işletilir ve bakımı yapılır.
2) İşyerinde yapılacak her türlü çalışma, yetkili kişinin nezaretinde ve sorumluluğu altında yapılır.
3) Özel riski bulunan işler yalnızca bu işlerle ilgili özel eğitim alan ehil kişiler tarafından ve talimatlara uygun olarak yapılır.
4) Tüm güvenlik talimatları çalışanların anlayacağı şekilde hazırlanır. ... ",
"Patlama, yangın ve zararlı ortam havasından korunma" başlıklı 7. maddesinde; "(1) İşveren, patlama ve yangın çıkmasını ve bunların olumsuz etkilerini önlemek üzere, patlayıcı ve sağlığa zararlı ortam havasının oluşmasını önlemek, yapılan işlemlerin doğası gereği patlayıcı ortam oluşmasının önlenmesi mümkün değilse patlayıcı ortamın tutuşmasını önlemek, patlama ve yangın başlangıçlarını tespit etmek, yayılmasını önlemek ve mücadele etmek için yapılan işe uygun tedbirler alır.",
"Kaçış ve kurtarma araçları" başlıklı 8. maddesinde; "(1) İşveren, bir tehlike anında çalışanların çalışma yerlerini en kısa zamanda ve güvenli bir şekilde terk edebilmeleri için uygun kaçış ve kurtarma araçlarını sağlar ve kullanıma hazır bulundurur.",
"İletişim, uyarı ve alarm sistemleri" başlıklı 9. maddesinde; "(1) İşveren, işyerinin bütününde gerekli haberleşme ve iletişim sistemini kurar.
(2) İşveren, ihtiyaç halinde yardım, kaçış ve kurtarma işlemlerinin derhal uygulamaya konulabilmesi için gerekli uyarı ve diğer iletişim sistemlerini hazır bulundurur.",
"Asgari sağlık ve güvenlik gerekleri" başlıklı 13. maddesinde; "(1) İşveren, eklerde belirtilen hususların işyerinin, yapılan işin, şartların veya özel bir riskin gerektirdiği tüm durumlarda uygulanmasını sağlar.
(2) İşveren;
a) Yeraltı ve yerüstü maden işleri ile sondajla maden çıkarma işlerinin yapıldığı işyerlerinde ek-1’de,
b) Yerüstü maden işlerinin yapıldığı işyerleri ek-2’de,
c) Yeraltı maden işlerinin yapıldığı işyerleri ek-3’te,
ç) Sondajla maden çıkarılan işyerlerinde ek-4’te
belirtilen sağlık ve güvenlikle ilgili gereklere uymak zorundadır." düzenlemeleri yer almaktadır.
Yönetmeliğin "Sondajla Maden Çıkarılan İşlerin Yapıldığı İşyerleri İle Yeraltı ve Yerüstü Maden İşlerinin Yapıldığı İşyerlerinde Uygulanacak Asgari Genel Hükümler" başlıklı 1 numaralı ekinin,
1.1.6. maddesinde; "işyerlerinde çalışanlara dair kayıtlar tutulur. Ocağa giriş ve çıkışlar ile çalışanların bulunduğu yerler belirtilerek kayıt altına alınır. (Ek cümleler:RG-10/3/2015-29291) (3) Ayrıca, yeraltı maden ocaklarında, yeraltında çalışacakların giriş-çıkışlarının ve bulundukları yerlerin her an doğru bir şekilde yerüstünde takip edilebileceği bir sistem kurulur. Bu sistemde kullanılan ekipmanlar, kablolar ve tamamlayıcı unsurların yeraltında yaşanan göçük, su baskını, patlama, yangın gibi acil hallere karşı korumalı olması ve bu hallerde de çalışabilir durumda olması sağlanır. Sistem tarafından tutulan kayıtlar en az bir yıl süreyle saklanır." düzenlemesi,
"Yeraltı Maden İşlerinin Yapıldığı İşyerlerinde Uygulanacak Asgari Özel Hükümler" başlıklı 3 numaralı ekinin;
3.8. maddesinde; "(Ek:RG-10/3/2015-29291) (Değişik:RG-24/3/2016-29663) Başyukarılarda insan ve malzeme ile cevher ve pasa yolları birbirinden ayrılır ve aynada ilerleme yapılırken kapak uygulanır.",
8.1. maddesinde; Çalışma yapılan bütün yeraltı işletmelerinde uygun havalandırma sağlanır. Üretime başlamadan önce, her ocakta, uygun bir havalandırma sistemi kurulur. Ocaklarda;
a) Sağlığa uygun solunabilir hava sağlanması,
b) Ortamdaki patlama riskinin ve solunabilir toz konsantrasyonunun kontrol altında tutulması,
c) Kullanılan çalışma yöntemi ve çalışanların fiziki faaliyetleri dikkate alınarak çalışma şartlarına uygun hava özelliklerinin sağlanması ve bu durumun sürdürülebilmesi için sürekli havalandırma yapılması zorunludur.",
8.3. maddesinde; "Havalandırma ile ilgili değerler periyodik olarak ölçülür ve ölçüm sonuçları kaydedilir. Havalandırma sisteminin detaylarını kapsayan bir havalandırma planı hazırlanır, periyodik olarak güncellenir ve işyerinde hazır bulundurulur. (Ek cümleler: RG-10/3/2015-29291) Ocaktaki hava miktarı; temiz hava giriş yolu ve havanın ayrıldığı bütün kollarda dâhil olacak şekilde, hava ölçüm istasyonları kurularak, gerekli ölçümler yapılmak suretiyle takip edilir. Bu ölçümler sağlık ve güvenlik dokümanında belirtilen sıklıklara göre yapılır ve havalandırma defterine kaydedilir. Hava hızı her halde 0,5 m/s’den az olamaz.",
10.3. maddesinde; "Grizulu ocaklarda havalandırma ile ilgili değerler her vardiyada ölçülür, metan gazı ölçümleri bu ölçümlerle beraber yapılır. Havada % 1’den çok metan gazı tespitinde, bu oran % 1’in altına düşünceye kadar ölçümler aralıksız sürdürülür. Üretim ünitelerinden dönüş havası içinde ve üretim yerlerindeki gazların birikebileceği yerlerde metan gazı seviyesi sürekli olarak izlenir. (Ek cümleler:RG-10/3/2015-29291) Merkezi izleme sistemine bağlı sensörler; oksijen, metan, karbonmonoksit, hidrojensülfür, sıcaklık ve hava hızı değerlerini ölçecek şekilde, sayıları ve yerleri sağlık ve güvenlik dokümanında belirtilerek yerleştirilir. Ancak, bu sensörler, asgari olarak, ocağın ana hava giriş yolunda, üretim bölgelerinin her birinin temiz hava giriş ve hava dönüş yollarında, hazırlık çalışması yapılan bölgelerin hava dönüş yollarında ve ocağın kirli havasının ocak dışına çıktığı nefesliklerde bulunur. Sensör ölçümleri; farklı ölçüm metotlarıyla doğrulanır. Bu ölçümler sağlık ve güvenlik dokümanında belirtilen sıklıklara göre yapılır ve havalandırma defterine kaydedilir. Merkezi izleme sistemine bağlı sensörler ile bu sisteme bağlı diğer tamamlayıcı unsurların bakım ve onarımı İş Ekipmanlarının Kullanımında Sağlık ve Güvenlik Şartları Yönetmeliği hükümlerine uygun olması sağlanır.",
10.22. maddesinde; (Ek:RG-10/3/2015-29291) Havalandırma sistemi acil hallerde ve ihtiyaç halinde kullanılabilmesi için hava yönünü ters çevirebilecek özellikte olur.",
12.5.3. maddesinde; "Yeraltı kömür ocaklarında, 12.5.1’e göre gaz degaj riskinin belirlenemediği durumlarda veya yeraltı suyu ile eski çalışma yerlerinde biriken su akışlarının önlenmesi amacıyla; lağım, galeri ve bacalarda ilerleme yönünde 25 metreden az olmayacak şekilde kontrol sondajları yapılır. 25 metrelik kontrol sondajları, 15 metre topuk bırakılacak şekilde 10 metre ilerleme gerçekleştirildikten sonra her seferinde tekrarlanır. Ancak bu şekilde yapılan sondajın kömür damarı veya fayı kesmesi durumunda dört yönlü olacak şekilde ilave sondajlar yapılır. Önceden çalışma yapılmış olan bölgelerde ve/veya bu bölgelere 50 metre yaklaşıldığında, arından dört tarafa aynı ölçülerde kontrol sondajları yapılır." düzenlemeleri yer almaktadır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Yönetmeliğin 3 numaralı ekinin 3.8. maddesinin incelenmesi :
Yönetmeliğin Yeraltı Maden İşlerinin Yapıldığı İşyerlerinde Uygulanacak Asgari Özel Hükümler" başlıklı 3 numaralı ekinin 3.8. maddesinde 10/03/2015 tarih ve 29291 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Yönetmelikle getirilen dava konusu düzenlemenin daha sonra 24/3/2016 tarih ve 29663 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Yönetmelikle değiştirildiği görüldüğünden bu kısım yönünde karar verilmesine hukuki olanak bulunmadığı anlaşılmıştır.
Yönetmeliğin Dava Konusu Diğer Maddelerinin İncelenmesi :
Yönetmeliğin "Sondajla Maden Çıkarılan İşlerin Yapıldığı İşyerleri İle Yeraltı ve Yerüstü Maden İşlerinin Yapıldığı İşyerlerinde Uygulanacak Asgari Genel Hükümler" başlıklı 1 numaralı ekinin, 1.1.6. maddesinde; yeraltı maden ocaklarında, yeraltında çalışacakların giriş-çıkışlarının ve bulundukları yerlerin her an doğru bir şekilde yerüstünde takip edilebileceği bir sistem kurulması ve sistemde kullanılan ekipmanlar, kablolar ve tamamlayıcı unsurların yeraltında yaşanan göçük, su baskını, patlama, yangın gibi acil hallere karşı korumalı olması ve bu hallerde de çalışabilir durumda olmasının sağlanmasına yönelik düzenleme getirilmiştir.
Düzenleme ile yeraltında çalışacakların bulundukları yerlerin her an doğru bir şekilde takip edilebileceği bir sistem kurulmasının istenmesinin 176 Sayılı Maden İşyerlerinde Güvenlik ve Sağlık Sözleşmesinde de hüküm altına alınan bir husus olduğu görülmekte olup, bu sistemin madende yaşanabilecek göçük, su baskını, patlama, yangın gibi acil hallere karşı korumalı olmasının istenmesinin sistemle ulaşılmak istenen amacın gerçekleştirilmesini sağlamak bakımından gerekli olduğu da kuşkusuzdur.
Yönetmeliğin "Yeraltı Maden İşlerinin Yapıldığı İşyerlerinde Uygulanacak Asgari Özel Hükümler" başlıklı 3 numaralı ekinin 8.3. maddesinde; ocaktaki hava miktarının hava ölçüm istasyonları kurularak, gerekli ölçümler yapılmak suretiyle takip edileceği, bu ölçümlerin sağlık ve güvenlik dokümanında belirtilen sıklıklara göre yapılacağı ve havalandırma defterine kaydedileceği, hava hızının her halde 0,5 m/s’den az olamayacağı düzenlenmiştir.
Yönetmeliğin aynı ekinin 8.1. maddesinde de yeraltı madenlerinde sağlığa uygun solunabilir hava sağlanması, ortamdaki patlama riskinin ve solunabilir toz konsantrasyonunun kontrol altında tutulması ve kullanılan çalışma yöntemi ve çalışanların fiziki faaliyetleri dikkate alınarak çalışma şartlarına uygun hava özelliklerinin sağlanması ve bu durumun sürdürülebilmesi için sürekli havalandırma yapılması zorunluluğuna yer verilmiştir.
Madenlerde çalışanların soluyacağı hava miktarının kontrol altında tutulması ve çeşitli nedenlerle yaşanabilecek patlama risklerinin önlenmesi gibi hususlar birlikte değerlendirildiğinde yeraltı madenlerinde havalandırma hususunun iş sağlığı ve güvenliği açısından en önemli konulardan biri olduğu açık olduğundan, getirilen düzenlemelerin madenlerde iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanmasına yönelik olduğu sonucuna varılmıştır.
Yönetmeliğin 3 numaralı ekinin 10.1. maddesinde yeraltı çalışmalarında yanıcı veya patlayıcı ortam oluşması riski meydana getirecek miktarda metan gazı çıkma ihtimalinin olduğu yerlerin grizulu kabul edileceği düzenlenmiş, 10.3. maddesinde ise; merkezi izleme sistemine bağlı sensörlerin oksijen, metan, karbonmonoksit, hidrojensülfür, sıcaklık ve hava hızı değerlerini ölçecek şekilde, sayıları ve yerleri sağlık ve güvenlik dokümanında belirtilerek yerleştirileceği, ancak bu sensörlerin asgari olarak, ocağın ana hava giriş yolunda, üretim bölgelerinin her birinin temiz hava giriş ve hava dönüş yollarında, hazırlık çalışması yapılan bölgelerin hava dönüş yollarında ve ocağın kirli havasının ocak dışına çıktığı nefesliklerde bulunacağı, sensör ölçümlerinin farklı ölçüm metotlarıyla doğrulanacağı, bu ölçümlerin sağlık ve güvenlik dokümanında belirtilen sıklıklara göre yapılıp havalandırma defterine kaydedileceği düzenlenmiştir.
Dava konusu düzenleme ile merkezi izleme sistemine bağlı sensörler kullanılarak yapılacak ölçümlerle ocak güvenliği ve çalışanların sağlığının korunmasının amaçlandığı, sensörlerle tespit edilen ölçüm değerlerinin herhangi bir acil durum meydana gelmeden önce gerekli tedbirlerin alınmasını sağlayabileceği anlaşılmaktadır.
Yönetmeliğin 3 numaralı ekinin 10.22. maddesinde; havalandırma sisteminin acil hallerde ve ihtiyaç halinde kullanılmak üzere hava yönünü ters çevirebilecek özellikte olmasının istendiği görülmekte olup, hava yönünü ters çevirebilecek özellikte olmasının istenmesinin madenlerde yaşanabilecek kazalarda ocak içerisine temiz hava verilmesinin gerektiği acil hallere matuf ve ihtiyaç halinde kullanılacak bir ek tedbir olduğu görülmektedir.
Yönetmeliğin 3 numaralı ekinin 12.5. maddesinde; çalışılmakta olan yerler yakınında, basınç altında birikmiş tehlikeli ve zararlı gazların veya yeraltı suyunun tehlikeye neden olabileceği durumlarda veya eski çalışma yerlerinde su veya gaz birikme ihtimalinde kontrol sondajı yapılır, 12.5.3. maddesinde; önceden çalışma yapılmış olan bölgelerde ve/veya bu bölgelere 50 metre yaklaşıldığında, arından dört tarafa aynı ölçülerde kontrol sondajları yapılır düzenlemelerine yer verilmiş olup, dava konusu arından dört tarafa aynı ölçülerde kontrol sondajı yapılması uygulamasının madenlerde çalışılan alanın güvenli olmasının tespit edilmesi ve meydana gelebilecek risklerin önlenmesi bakımından getirildiği sonucuna varılmıştır.
Bu itibarla, yukarıda yer verilen mevzuat hükümlerinin ve amacı, sondajla maden çıkarılan işlerin yapıldığı işyerleri ile yeraltı ve yerüstü maden işlerinin yapıldığı işyerlerinde çalışanların sağlık ve güvenliğinin korunması için uyulması gerekli asgari şartları belirlemek olan Maden İşyerlerinde İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetmeliği'nde yapılan değişikliklerin birlikte incelenmesinden, dava konusu düzenlemelerin, yüksek seviyede riske maruz kalan maden işyerlerinde çalışanların sağlığı ve güvenliğini daha iyi koruma hususunda getirildiği anlaşılmakta olup, düzenlemelerde kamu yararına, üst normlara ve hukuka aykırılık görülmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Maden İşyerlerinde İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetmeliği'nin 3 numaralı ekinin 3.8. maddesi yönünden KONUSU KALMAYAN DAVA HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2. Anılan Yönetmeliğin dava konusu diğer maddeleri yönünden DAVANIN REDDİNE,
3. Ayrıntısı aşağıda gösterilen toplam … TL yargılama giderinin takdiren 1/4'ü olan … TL'sinin davalı idareden alınarak davacıya verilmesine, 3/4'ü olan … TL'sinin davacı üzerinde bırakılmasına
4. Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen … TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalı idareye, … TL vekâlet ücretinin davalı idareden alınarak davacıya verilmesine,
5. Posta gideri avansından artan tutarın kararın kesinleşmesinden sonra davacıya iadesine,
6. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen otuz (30) gün içerisinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kuruluna temyiz yolu açık olmak üzere, 10/12/2020 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.
(X)-KARŞI OY :
Dava, 9/09/2013 tarih ve 28770 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Maden İşyerlerinde İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetmeliği'nin Ek-1'i ile Ek-3’ünün, 10/03/2015 tarih ve 29291 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Maden İşyerlerinde İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetmeliği'nde Değişiklik Yapılması Hakkında Yönetmeliğin 2., 12., 15., 16., 21. ve 23. maddeleriyle değiştirilen kısımlarının hukuka aykırı olduğu iddialarıyla iptali istemiyle açılmıştır.
Yönetmelik değişikliği ile getirilen düzenlemelerin incelenmesinde, maden işlerinin yapıldığı işyerlerinde uygulanacak bir takım kurallar getirildiği, ancak içerik itibariyle teknik ve özel düzenlemeler ihtiva etmekte olduğu, bu nedenle de düzenlemeler hakkında yapılacak inceleme özel ve teknik bilgiyi gerektirdiğinden, yaptırılacak bilirkişi incelemesi sonrasında alınacak rapor değerlendirilerek bir karar verilmesi gerektiği oyuyla, Daire kararına katılmıyorum.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.