10. Hukuk Dairesi 2015/22614 E. , 2016/158 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, 5510 Sayılı Yasanın 81’inci maddesinin (ı) bendinden faydalandırılmamasına ilişkin Kurum işleminin iptali ile fazla ödendiği gerekçesi ile primlerin iadesi istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Eldeki davada, davacı şirketin Büyükçekmece’de bulunan ve prim tehlike sınıfı ile derecesinin daha düşük olduğu anlaşılan temizlik işyerinde 5510 Sayılı Yasa’nın 8’inci maddesi kapsamında Emniyet görevlileri tarafından tutulan tutanak ile tespit edilen fakat aslen...’te olup da davacı şirkete ait olan ve prim tehlike ve sınıf derecelerinin daha yüksek olduğu belirgin olan madencilik işyerinden bildirimleri yapılmakta olan dava dışı sigortalının tespit gününde, Büyükçekmece‘deki işyerinden herhangi bir bildiriminin bulunmaması nedeniyle davalı kurumca sigortasız işçi çalıştırıldığı gerekçesi ile 5510 Sayılı Yasanın 81’inci maddesi kapsamında yapılan işveren prim oranına hazine katkısının iptaline dair işlem nedeniyle davacı şirketin eldeki davayı açtığı, mahkemece, davacı şirket tarafından işe giriş bildirgesinin verilmemesi nedeniyle kurumca kesilen idari para cezasına karşı açılan idari davada kabul kararı verilmesi nedeniyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de verilen kararın eksik araştırma ve yanılgılı değerlendirmeye dayalı olduğu anlaşılmaktadır.
Davanın yasal dayanaklarından olan 5510 sayılı Yasanın Prim oranları ve Devlet katkısı başlıklı 81. maddesine göre;
“ Bu Kanun gereğince alınacak sigorta prim oranları aşağıdaki şekildedir:
a) Malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları prim oranı, sigortalının prime esas kazancının % 20"sidir. Bunun % 9"u sigortalı hissesi, % 11"i işveren hissesidir...
... ı) (Ek: 15.5.2008–5763/24 md.) Bu Kanunun 4"üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamındaki sigortalıları çalıştıran özel sektör işverenlerinin, bu maddenin birinci fıkrasının (a) bendine göre, malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları
primlerinden, işveren hissesinin beş puanlık kısmına isabet eden tutar Hazinece karşılanır. İşveren hissesine ait primlerin Hazinece karşılanabilmesi için, işverenlerin çalıştırdıkları sigortalılarla ilgili olarak bu Kanun uyarınca aylık prim ve hizmet belgelerinin yasal süresi içerisinde Sosyal Güvenlik Kurumuna vermeleri, sigortalıların tamamına ait sigorta primlerinin sigortalı hissesine isabet eden tutarı ile Hazinece karşılanmayan işveren hissesine ait tutarı yasal süresinde ödemeleri, Sosyal Güvenlik Kurumuna prim, idari para cezası ve bunlara ilişkin gecikme cezası ve gecikme zammı borcu bulunmaması şarttır. Ancak, Kuruma olan prim, idari para cezası ve bunlara ilişkin gecikme cezası ve gecikme zammı borçlarını 21.07.1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 48"inci maddesine göre, tecil ve taksitlendiren işverenler ile 29.07.2003 tarihli ve 4958 sayılı Sosyal Sigortalar Kurumu Kanununa ve 22.02.2006 tarihli ve 5458 sayılı Sosyal Güvenlik Prim Alacaklarının Yeniden Yapılandırılması ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun ile diğer taksitlendirme ve yapılandırma Kanunlarına göre taksitlendiren ve yapılandıran işverenler bu tecil, taksitlendirme ve yapılandırmaları devam ettiği sürece bu fıkra hükmünden yararlandırılır. Bu bent hükümleri; 21.04.2005 tarihli ve 5335 sayılı Kanunun 30"uncu maddesinin ikinci fıkrası kapsamına giren kurum ve kuruluşlara ait işyerleri ile 08.09.1983 tarihli ve 2886 sayılı Devlet İhale Kanununa, 04.01.2002 tarihli ve 4734 sayılı Kamu İhale Kanununa ve uluslararası anlaşma hükümlerine istinaden yapılan alım ve yapım işleri ile 4734 sayılı Kanundan istisna olan alım ve yapım işlerine ilişkin işyerleri, sosyal güvenlik destek primine tabi çalışanlar ve yurt dışında çalışan sigortalılar hakkında uygulanmaz. Hazinece karşılanan prim tutarları gelir ve kurumlar vergisi uygulamalarında gider veya maliyet unsuru olarak dikkate alınmaz. Bu fıkra ve diğer ilgili mevzuatla sağlanan sigorta prim desteklerinin aynı dönem için birlikte uygulanması halinde, bu destek öncelikle uygulanır.
Bu Kanun gereğince yapılan kontrol ve denetimlerde çalıştırdığı kişileri sigortalı olarak bildirmediği tespit edilen işverenler bir yıl süreyle bu fıkrayla sağlanan destek unsurlarından yararlanamaz.(Ek cümle: 31.07.2008–5797/2 md.) Bu fıkrada düzenlenen teşvik, kamu idareleri hariç bu Kanunun 4"üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamındaki sigortalılara ilişkin matrah, oran ve esaslar üzerinden 506 sayılı Kanunun geçici 20"nci maddesi kapsamındaki sandıkların statülerine tabi personel için de uygulanır. Bu fıkranın uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Maliye Bakanlığı ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ve Hazine Müsteşarlığı tarafından müştereken belirlenir...”hükmü gereğince belirtilen yasal düzenlemeden yararlanmak için, işverenin işyerine ait prim ve gecikme cezasına ilişkin borcunun bulunmaması ve yapılan kontrol ve denetimlerde çalıştırdığı kişileri sigortalı olarak bildirmediğinin tespit edilmemesi gerekmekte olup; davaya konu olayda davacı şirketin 4 ayrı işyeri olduğu anlaşılmakla birlikte işyerlerinin prim tehlike sınıf ve dereceleri arasındaki fark nedeniyle de alınması gereken primler ile alınan primler arasında prim kaybı oluşabileceği hususunun dikkate alınması gereklidir. Aynı şekilde sigortalıların fiilen yaptıkları işin daha ağır bir tehlike sınıfı ve prim oranı gerektirmesi ile daha düşük tehlike sınıfları üzerinden tescil edilmiş işyerlerinden bildirilmesi halinde de, davalı Kurumun prim kaybının doğacağı gözetilmelidir....
Mahkemece tespitin yapıldığı tarih itibari ile davacı şirketin tüm işyerlerine ait prim tehlike sınıflarının ve derecelerinin belirlenmesi ile dava dışı sigortalının hizmet bildirimleri ve sigortalılık dosyası ile bildirim yapılan işyeri ile bildirim yapılması gereken işyerleri arasında yukarıdaki açıklamalar kapsamında farklılık olup olmadığı hususunun belirlenmesi ile fiilen hangi işyerinde çalışmaların geçtiği gerek yazılı deliller ve gerekse diğer bordrolu çalışan tarafsız olabilecek nitelikteki tanıkların dinlenilmesi ile fiilen çalışılan işyeri ve tehlike sınıf ve derecesi belirlendikten sonra, idare Mahkemesinin idari para cezasına yönelik işlemin iptali davasında verdiği kararın bağlayıcı olmadığının da dikkate alınması suretiyle yapılacak araştırma sonucunda bir karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ve yanılgılı değerlendirmeye dayalı olarak yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
Kabule göre de, yersiz alınan primlerin iadesini düzenleyen 5510 Sayılı Yasanın 89. Maddesine göre iadesine karar verilen yersiz primlerin geri verilmesinde faiz başlangıcı, primin kuruma yatırıldığı tarihi(ödemeyi) takip eden aybaşı olarak belirlenmesi gerekirken; ödeme tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
Mahkemece, yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin, eksik inceleme ve araştırma sonucu, yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davalı kurum avukatının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
S O N U Ç : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 18.01.2016 gününde oy birliğiyle karar verildi.