Abaküs Yazılım
16. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/3357
Karar No: 2021/18
Karar Tarihi: 20.01.2021

Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2020/3357 Esas 2021/18 Karar Sayılı İlamı

16. Hukuk Dairesi         2020/3357 E.  ,  2021/18 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın bozulmasına ilişkin yukarıda belirtilen ilamın karar düzeltme yolu ile incelenmesi ... tarafından süresinde istenilmekle; inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu. GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
    Kadastro sonucu, ... İlçesi ... Kasabası çalışma alanında bulunan 80, 597, 2248, 2295, 2342, 2396, 1991, 1993, 1939, 1092, 1150, 1175, 1329, 1244, 1614, 2011, 2023, 1744, 2135, 2508, 2592, 2644, 2655, 2881, 2423 ve 5670 parsel sayılı taşınmazlar vergi kaydı ve/veya tapu kaydı, satın alma ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle, yargılama sırasında vefat eden davalı ... adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı ..., çekişmeli taşınmazların müşterek muristen intikal ettiği ve mirasçıları arasında terekesinin taksim edilmediği iddiasına dayanarak, miras payı oranında tapu iptali ve adına tescil kararı verilmesi istemi ile dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ... mirasçıları vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairemizin 08.05.2019 tarih 2019/864-2019/3434 Esas-Karar sayılı ilamıyla; "Davanın, kadastrodan önceki nedenlere dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil istemine ilişkin olduğu, davacı ..." ın, çekişmeli taşınmazların müşterek muris ...’dan intikal ettiğini ve murisin ölüm gününden sonra mirasçıları arasında terekesinin taksim edilmediğini belirterek, miras payı oranında tapu iptali ve adına tescilini talep ettiği, davalı ..." ın ise, müşterek muris ...’ın çekişmeli taşınmazları 10.05.1963 tarihli senet ile kendisine sattığını ve taşınmazlarda kendisinin zilyet olduğunu, öte yandan davacı ile 15.06.1984 tarihinde imzaladıkları anlaşma senedi ile davacıyı memnun etmek adına çekişmeli taşınmazlardan üçünü davacıya bıraktığını, ancak bu üç taşınmazında sehven kendi adına tespit ve tescil edildiğini, davacının bu üç parça yer karşılığında muristen intikal eden tüm taşınmazlarda hak talep etmeyeceğini taahhüt ettiğini, anlaşma senedi ile davacıya bıraktığı taşınmazlara yönelik davayı kabul ettiğini ancak, diğer taşınmazlara yönelik davanın reddini talep ettiğini ifade etti, Mahkemece, dosyada iki kez keşif yapılmasına rağmen, davalının dayandığı senetlerin yapılan keşiflerde uygulanmadığı, bir kısım taşınmazların keşfinin hiç yapılmadığı, bu nedenlerle yeniden üçüncü kez keşif kararı alındığı ancak, davacı tarafın yeniden keşif yapılmasını istemediğini beyan ederek mevcut delilere göre karar verilmesini istediği, dosyanın mevcut durumu itibariyle davacı tarafın davasını ispat edemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de; yapılan değerlendirmenin hatalı, araştırma ve incelemenin de hüküm için yetersiz bulunduğu, dosya kapsamında daha önce iki kez keşif yapılmasına rağmen çekişmeli taşınmazlardan 13 adedinin keşfinin hiç yapılmadığı ve davalının dayandığı senetlerin yöntemince uygulanmadığı, davacı tarafın yapılan bu iki keşfe ilişkin giderleri süresi içinde yatırdığı ve keşiflerin yapılmasını sağladığı, yapılan keşiflerdeki eksikliklerin anlaşılması üzerine mahkemece, 27.01.2005 tarihli celseden 13.03.2014 tarihli celseye kadar olan tüm celselerde yeniden keşif yapılması yönünde keşif ara kararı kurulduğu, davacı tarafın keşif giderlerini mahkemece belirlenen şekilde ikmal ettiği, en son 13.03.2014 tarihli celsede mahkemece, önceden yatırılan keşif giderine ek olarak eksik kalan 179,65 TL’nin mahkeme veznesine depo edilmesi için davacı tarafa iki haftalık kesin süre verildiği, davacı taraf vekili 24.03.2014 tarihli dilekçesi ve 15.05.2014 tarihli celsedeki beyanı ile, "çekişmeli taşınmazlarda toplulaştırma yapıldığını ve keşfin anlam ifade etmeyeceğini belirterek, yeniden keşif yapılmasını istemediğini" ifade ettiği, davacı taraf her ne kadar üçüncü kez keşif yapılmasından vazgeçtiklerini ifade etmiş ise de, çekişmeli taşınmazların kadastro tespitlerine esas alınan vergi kayıtlarının tümünün ve ayrıca çekişmeli 1614, 2011 ve 2023 parsel sayılı taşınmazların tespitlerine esas alınan tapu kayıtlarının dosyaya getirtilmemiş olması nedenleriyle üçüncü keşfe dair 13.03.2014 tarihli ara kararın usulüne uygun bulunmadığı, dosya keşfe hazır hale getirilmeden keşif ara kararı kurulmasının ve bu ara karar ile taraflara yükümlülük getirilmesinin mümkün olmadığı, bu nedenle usule uygun olmayan bu ara karar üzerine davacı vekilinin üçüncü keşfin yapılmasından vazgeçtiklerini beyan etmesinin sonuca hukuki bir etkisinin bulunmadığı belirtilerek, eksik bulunan kayıt ve belgeler getirtilerek taşınmazlar başında keşif yapılması, iddia ve savunmalar doğrultusunda ve davalı tarafın dayandığı 10.05.1963 tarihli ve 15.06.1984 tarihli senetlerin uygulanması ve devamında da; davalı tarafın, davacıya bıraktığı ve haklarındaki davayı kabul ettiği üç parça taşınmazın net olarak belirlenmesi, bu üç taşınmaz yönünden davalının kabul beyanı nedeni ile davanın kabulüne karar verilmesi, çekişmeli diğer taşınmazlar yönünden ise toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi" gereğine değinilerek bozulmuş, iş bu bozma ilamına karşı yargılama sırasında ölen davalı ... mirasçılarından ...’ ın vekili tarafından karar düzeltme isteminde bulunulmuştur.
    Dosya içeriğine, mahkeme kararında belirtilip, Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, davalı-mirasçı ... vekilinin sair yönlere ilişen karar düzeltme talepleri yerinde değildir. Ancak; davacı ..., çekişmeli taşınmazların müşterek muris ...’dan intikal ettiği ve mirasçıları arasında terekesinin taksim edilmediği iddiasına dayanarak miras payı oranında tescili istemiyle dava açmış, davalı ... ise, vekili vasıtasıyla sunduğu cevap dilekçesinde, müşterek muris ...’ ın çekişmeli taşınmazları 10.05.1963 tarihli senet ile kendisine sattığını ve taşınmazlarda kendisinin zilyet olduğunu, ancak davacının, babaları ...’dan gelen yeri olmadığı için davacıyı memnun etmek adına 15.06.1984 tarihinde davacı ile aralarında imzaladıkları anlaşma senediyle çekişmeli taşınmazlardan üçünü davacıya bıraktığını, davacının bu üç parça yer karşılığında muristen intikal eden tüm taşınmazlarda hak talep etmeyeceğini taahhüt ettiğini, zilyetliğini devrettiğini, ancak bu üç taşınmazında sehven kendi adına tespit ve tescil edilmesi üzerine davacıya bunları tapudan devretmeyi teklif ettiğini, ancak davacının bu teklifini kabul etmeyerek taşınmazların tamamı hakkında dava açtığını, anlaşma senedi ile davacıya bıraktığı taşınmazlara yönelik davayı kabul ettiğini, diğer taşınmazlara yönelik davanın reddini talep ettiğini bildirmiştir.
    Bu haliyle, çekişmeli taşınmazların müşterek muris ...’dan geldiği hususunda taraflar arasında ihtilaf bulunmayıp, uyuşmazlık, dava konusu taşınmazların davalının sunduğu senetler kapsamında kalıp kalmadığı ve senetlere nasıl değer verileceği noktasında toplanmaktadır. Davalının dayandığı 15.06.1984 tarihli anlaşma senedinin incelenmesinde; davacı ...’ın, murisleri ...’dan inikal eden tüm taşınmazlardaki hissesine karşılık mevkii ve sınırları belirtilen üç parça taşınmazı aldığını, zilyetliğini uhdesine geçirdiğini, kalan bütün taşınmazlardaki hissesini kardeşi davalı ...’a bıraktığını, bundan böyle muristen gelen hiçbir hakkının kalmadığını beyan ettiği ve senette davacı ...’ın parmak izinin, davalının da imzasının bulunduğu görülmekte olup, dosya kapsamından davacı tarafın senet hakkında bir beyanının bulunmadığı anlaşılmaktadır.
    Hal böyle olunca; Mahkemece öncelikle, davalının dayandığı 15.06.1984 tarihli anlaşma senedi hakkında davacı tarafın beyanı alınmalı, davacı tarafın senede ilişkin beyanlarına karşı davalı tarafa cevap hakkı tanınmalı, yukarıda anılan bozma ilamı içeriğinde de belirtildiği şekilde taşınmazlar başında keşif yapılarak kapsamı tayin edilmeli, anlaşma senedin şeklen geçerli olmasa dahi içeriğinde belirtilen taşınmazların zilyetliğinin davacı tarafa devredildiğinin belirlenmesi halinde, diğer bir anlatımla içeriği itibariyle geçerli bir senet olduğunun anlaşılması halinde, öncelikle bu senede değer verilerek senet içeriğinde geçen taşınmazların davacı adına tesciline, geri kalan taşınmazlar yönüyle ise davanın reddine karar verilmesi gerektiği; 15.06.1984 tarihli anlaşma senedinin geçerli bir senet olmadığının anlaşılması halinde ise, bu kez davalının dayadığı 10.05.1963 tarihli satış senedin içeriğinde sınırları belirtilen taşınmazların çekişmeli taşınmazları kapsayıp kapsamadığı, bu senede değer verilip verilemeyeceğinın tartışılması ve sonucuna göre davacının miras yoluyla gelen bir hakkının bulunup bulunmadığının belirlenmesi gerektiği, bir başka ifadeyle; muristen gelen tüm taşınmazlar hakkında düzenlenen geçerli bir anlaşma senedinin var olması halinde artık, aynı anda miras yoluyla gelen hakkın bulunmasının mümkün olamayacağı gözden kaçırılmak suretiyle, "davalı tarafın davacıya bıraktığı ve haklarındaki davayı kabul ettiği üç parça taşınmaz net olarak belirlenmesi, bu üç taşınmaz yönünden davalının kabul beyanı nedeni ile davanın kabulüne karar verilmesi, çekişmeli diğer taşınmazlar yönünden ise toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi" gereğine değinilerek hükmün sehven bozulduğu anlaşılmakla, davalı tarafın karar düzeltme isteminin açıklanan nedenlerle kabulü ile Dairemizin 08.05.2019 tarih 2019/864 Esas, 2019/3434 Karar sayılı bozma ilamının ortadan kaldırılmasına ve hükmün senetlerin uygulanması yöntemine yönelik olarak yukarıda belirtilen şekilde değişik gerekçeyle BOZULMASINA, peşin yatırılan karar düzeltme harcının talep halinde düzeltme isteminde bulunana iadesine,
    20.01.2021 gününde oybirliği ile karar verildi.







    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi