MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkilinin üyelikten çıkartıldığını ve talep etmesine rağmen 6.995,00 TL tutarında yatırılan aidatların kendisine verilmediğini ileri sürerek, alacağın 10.03.2005 tarihinden itibaren yasal faizi ile tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, önceki kooperatif yöneticilerinin bir takım usulsüzlükler yaptığı gerekçesi ile haklarında kamu davalarının açıldığı, mizan cetvelinden ve davacının sunduğu diğer belgelerden 6.995,00 TLyi aidat olarak kooperatife ödediği gerekçesiyle, davanın kabulüne 6.995,00 TL"nin 30.06.2006 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Dava, kooperatif ortaklığından ihraç nedeniyle ödenen aidatların tahsili istemine ilişkindir. Ancak, gerek 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu"nun 17"nci, gerekse, yapı kooperatifleri tip anasözleşmesinin 15"nci maddeleri hükümleri uyarınca, kooperatiften ayrılan ortağın hakları, ortaklıktan istifanın ya da ihracın kesinleştiği yılın bilançosu çerçevesinde belirlenir. Hakların ödenmesi ise, bu bilançonun genel kurulca kabulü suretiyle kesinleşmesinden itibaren bir ayın sonunda mümkündür. Ancak, ayrılan ortağın yerine yeni ortak alınması halinde eski ortağın yapmış olduğu ödemelerin derhal kendisine iade edilmesi gerekmektedir. Belirtilen her iki durumda da iade edilecek aidatlar bakımından ifa günü belli olup, kooperatifin temerrüde düşürülmesi için ayrıca ihtar edilmesine gerek yoktur.
Mahkemenin gerekçesinde dayanak yaptığı bilirkişi raporunda, davacının ortaklığı yerine doğrudan doğruya yeni ortak alındığı tam olarak açıklanmış değildir. Yeni ortağın mutlaka ayrılan o ortağın yerine alınması gereklidir. Davacının yerine ortak alınmış ise o tarihten, aksi halde ihracın kesinleştiği yılın bilonçosunu onaylayan genel kurul toplantısını izleyen bir ayın sonundan itibaren temerrüt faizinin başlatılması gerekirken, ihraç kararının verildiği tarih ya da kesinleştiği tarihten hangisi olduğu denetlenemeyen 30.06.2006 tarihinden itibaren temerrüt faizine hükmedilmesi, eksik incelemeye dayalıdır.O halde, yukarıda açıklanan hususlar çerçevesinde bilirkişiden ek rapor alınması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik incelemeye dayalı hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenle davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenle diğer temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden tarafa iadesine, 22.07.2011 günü karar verildi. gününde oybirliğiyle karar verildi.