Yüksek Adalet Bakanlığı"nın, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan sanık ... hakkındaki İstanbul 65. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 11/05/2016 tarihli, 2016/72 esas ve 2016/249 sayılı kararının kanun yararına bozulması istemi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"nca 27/04/2018 tarihli ihbar yazısı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
A-)Konuyla İlgili Bilgiler:
İncelenen dosyadan;
1-Sanık hakkında Beyoğlu Cumhuriyet Başsavcılığı"nın 15/01/2009 tarihli, 2009/662 soruşturma ve 2009/581 esas sayılı iddianamesi ile açılan kamu davasında yapılan yargılama sonucunda Beyoğlu 2. Sulh Ceza Mahkemesi"nce 15/10/2009 tarihinde 2009/150 esas ve 2009/1650 karar sayılı kararı ile sanık ... hakkında 5237 sayılı TCK"nın 191/2. Maddesi gereğince tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine tabi tutulmasına karar verildiği, kararın itiraz edilmeksizin 24/12/2009 tarihinde kesinleştiği, infazı için Diyarbakır Denetimli Serbestlik Müdürlüğü"ne gönderildiği,
2- Diyarbakır Denetimli Serbestlik Müdürlüğü"nün 09/03/2010 tarihli çağrı yazısının sanığa 26/03/2010 tarihinde tebliğ edildiği, 10 günlük süre içerisinde müdürlüğe başvurmaması nedeniyle ilam kaydının kapatılarak 20/04/2010 tarihinde bilainfaz Cumhuriyet savcılığına iade edildiği,
3-Sanığın tedbire uymadığının bildirilmesi üzerine yeniden yapılan yargılamada Beyoğlu 2. Sulh Ceza Mahkemesi"nin 07/09/2010 tarihli, 2010/2868 esas ve 2010/1451 sayılı kararı ile; sanığın TCK’nın 191/1 ve 62.maddeleri uyarınca 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve CMK’nın231/5. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasını geri bırakılmasına karar verildiği, kararın 03/12/2010 tarihinde itiraz edilmeksizin kesinleştiği,
4-Sanığın beş yıllık denetim süresi içerisinde 25/08/2015 tarihinde işlediği uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan Siverek Ağır Ceza Mahkemesi"nin 22/12/2015 tarihli, 2015/219 esas ve 2015/365 sayılı kararı ile TCK’nın 188/3,192/3 ve 62. maddeleri uyarınca 6 yıl 3 ay hapis ve 3.740 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, kararın 29/12/2015 tarihinde temyiz edilmeksizin kesinleştiği,
5-İhbar üzerine kanun yararına bozma istemine konu; İstanbul 65. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 11/05/2016 tarihli 2016/72 esas ve 2016/249 sayılı kararı ile hükmün açıklanmasına ve sanığın TCK’nın 191/1 ve 62/1. maddeleri uyarınca 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, sanığın yüzüne karşı verilen kararın 31/05/2016 tarihinde kanun yoluna gidilmeksizin kesinleştiği,
6-İnfaz aşamasında, sanığın mahkemeye verdiği dilekçede, denetimli serbestlik müdürlüğünden tebligat yapıldığı sırada cezaevinde olduğunu,tebligatı okuma yazma bilmeyen annesinin aldığını, bu nedenle tedbire uyamadığını belirterek yapılan hatanın düzeltilmesini talep etmesi üzerine İstanbul 65. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 26/01/2018 tarihli 2016/72 esas ve 2016/249 sayılı ek kararı ile; sanıkta ele geçen maddenin uyuşturucu madde içermediğinin ekspertiz raporu ile tespit edilmesi karşısında, cezanın infazının durdurulmasına ve kanun yararına bozma talebinde bulunulmasına karar verildiği,
Anlaşılmıştır.
B-)Kanun Yararına Bozma İstemi:
Kanun yararına bozma istemi ve ihbar yazısında,
“Kullanmak için uyuşturucu ve uyarıcı madde kabul etmek veya bulundurmak suçundan sanık ... hakkında 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/2. maddesi uyarınca denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına dair Beyoğlu 2. Sulh Ceza Mahkemesinin 15/10/2009 tarihli ve 2009/150 esas, 2009/1650 sayılı kararını müteakip, sanığın denetim serbestlik tedbirinin gereklerine uygun davranmadığından bahisle, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 191/1 ve 62. maddeleri uyarınca 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair Beyoğlu 2. Sulh Ceza Mahkemesi"nin 07/09/2010 tarihli ve 2010/2868 esas, 2010/1451 sayılı kararının kesinleşmesini müteakip, sanığın denetim süresinde işlediği suç nedeniyle cezalandırılmasına karar verildiğinden bahisle hükmün açıklanması yönünde ihbarda bulunulması üzerine, hükmün açıklanmasına ve sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 191/1 ve 62. maddeleri uyarınca 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ilişkin İstanbul 65. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 11/05/2016 tarihli ve 2016/72 esas, 2016/249 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
Dosya kapsamına göre; 29/12/2008 tarihli ekspertiz raporuna göre ele geçirilen maddenin uyuşturucu veya uyarıcı madde ihtiva etmediğinin tespit edilmesi karşısında, bu haliyle atılı suçun yasal unsurlarının oluşmadığı gözetilmeden, sanığın beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilerek 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 309. maddesi uyarınca İstanbul 65. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 11/05/2016 tarihli ve 2016/72 esas, 2016/249 sayılı kararının bozulması istenilmiştir.
C-)Konunun Değerlendirilmesi ve Karar :
Yapılan incelemede;
Dosya içinde bulunan Kriminal Polis Laboratuvarları Dairesi Başkanlığı"nın 29/12/2008 tarihli ve 2008/12370 sayılı ekspertiz raporu ile, 30/10//2008 tarihinde sanıkta ele geçirilen maddenin, uyuşturucu veya uyarıcı madde içermediğinin belirlenmesi karşısında, kendisinde herhangi bir uyuşturucu ya da uyarıcı madde ele geçmeyen ve uyuşturucu madde kullandığı hususu teknik yöntemlerle de belirlenmeyen sanığın, soyut beyanı dışında atılı suçu işlediğine ilişkin, kuşku sınırlarını aşan mahkûmiyetine yeterli ve kesin delil bulunmadığı gözetilmeden beraati yerine mahkumiyetine karar verilmesi,
Kanuna aykırı olup, kanun yararına bozma istemi yerinde görüldüğünden; İstanbul 65. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 11/05/2016 tarihli ve 2016/72 esas, 2016/249 sayılı kararının 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesinin 3. fıkrası gereğince kanun yararına BOZULMASINA, aynı Kanun"un 309. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca gerekli işlemin yapılması için, dosyanın Adalet Bakanlığı"na iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"na gönderilmesine, 23/01/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.