Abaküs Yazılım
23. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/269
Karar No: 2011/168
Karar Tarihi: 21.07.2011

Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2011/269 Esas 2011/168 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacı kooperatif üyesi, davalının kooperatif aidatını ödemediği gerekçesiyle icra takibi başlatmıştır. Mahkeme, davacının talebini kısmen kabul etmiştir. Davacı, davalının itirazının kötü niyetli ve haksız olduğunu ileri sürerek itirazın kaldırılmasını talep etmiştir. Davalı ise borcun senede dayanmadığını ve icra dosyasındaki senetlerin zamanaşımına uğradığını savunmuştur. Mahkeme, davacı tarafın alacağının Mart 2004-Nisan 2005 dönemine ilişkin olduğu, davanın kısmen kabul edildiği ve davacının talebinin reddedildiği hususlarına karar vermiştir. Kanun maddeleri olarak Hukuk Muhakemeleri Usulü Kanunu'nun 427. ve 5236 sayılı Kanun'un 19. maddesi, Ek-Madde 4'ü ve 5219 sayılı Kanun'un 427/4. maddesi gösterilmiştir.
23. Hukuk Dairesi         2011/269 E.  ,  2011/168 K.

    "İçtihat Metni"



    MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

    -K A R A R-

    Davacı vekili, kooperatif üyesi olan davalının 01.04.2004-01.09.2005 tarihleri arasındaki kooperatif aidatını ödemediğini, İzmir 6. İcra Müdürlüğü"nün 2008/37 E. sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, takibin ilamsız takip olup senede dayanmadığını, aidat alacağına ilişkin olduğunun açıkça belirtildiğini, borçlunun itirazının kötü niyetli ve haksız olduğunu ileri sürerek itirazın kaldırılmasına, takibin devamına, % 40 inkar tazminatına karar verilmesini talep etmektedir.
    Davalı vekili, İcra dosyasında dayanak olarak 18 adet senedin gösterildiğini, davalı tarafından kooperatife herhangi bir senet verilmediğini, takip konusu edilen senetlerin zamanaşımına uğradığını, davacının, “alacağın, senede dayalı olmadığı, kooperatif alacaklarına ilişkin olduğu” yönündeki iddiasının davayı genişletme amacı taşıdığını, buna muvafakat etmediklerini, müvekkiline bugüne kadar herhangi bir ihbar ya da ihtarın yapılmadığını, bu nedenle temerrüde düşmeyen davalıdan faiz talep edilemeyeceğini savunarak, aidata ilişkin bir takip olmadığından davanın reddine, % 40"tan aşağı olmamak üzere inkar tazminatına ve kabul anlamına gelmemek üzere faiz talebinin reddine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkemece, benimsenen bilirkişi raporuna göre, alacağın Mart 2004-Nisan 2005 dönemine ilişkin olduğu, davacının takip talebi ile bağlı olduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne, 2.550 TL asıl alacak 1.495,75 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 4045, 75 TL üzerinden ve asıl alacağa takip tarihinden itibaren % 9 faiz tahakkuk ettirilmek suretiyle itirazın iptaline, fazlaya ilişkin talebin reddine, her iki tarafın icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmiştir.
    Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
    1- Davacının temyiz istemi yönünden;
    5219 Sayılı Kanun ile yapılan değişiklik sonucu Hukuk Muhakemeleri Usulü Kanunu"nun (HUMK) 427.maddesinde öngörülen kesinlik sınırı, 5236 sayılı Kanunun 19 uncu maddesiyle HUMK’a eklenen Ek-Madde 4’te öngörülen yeniden değerleme oranı da dikkate alındığında 2009 yılı için 1.400,00 TL’dir.
    HUMK.nun, 21.07.2004 tarihinde yürürlüğe giren 5219 sayılı Kanun ile değişik 427/4 ncü madde hükmüne göre alacağın tamamının dava edilmiş olması halinde, asıl istemin kabul edilmeyen bölümü, anılan kesinlik sınırını geçmeyen davacı tarafın, temyiz hakkı bulunmamakta ise de, davalı tarafça, kesinlik sınırı üzerinde kalan miktara yönelik temyiz yoluna başvurulması halinde, davacı tarafın, katılma yolu ile temyiz hakkı saklıdır. Somut olayda, dava dilekçesinde, 4.795,00 TL.nın tahsili istenilmiş olup, mahkemece, 4.045,00 TL.sının tahsiline dair verilen karar, reddedilen miktar yönünden davacı vekilince temyiz edilmiştir. İstemin reddedilen kısmı, yukarıda anılan madde hükmüne göre temyiz sınırının altında kaldığı gibi, temyizin katılma yolu ile de olmamasına göre, davacı vekilinin temyiz isteminin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
    2- Davalının temyiz istemi yönünden;
    a)Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
    b)Davanın dayanağı olan icra dosyasındaki takip talebi ile ödeme emri arasındaki çelişki mahkemece gözönüne alınmadığı gibi, mahkemece verilen kararın faize ilişkin bölümü yeterli inceleme ve araştırmaya dayanmamaktadır. Takip talebinde % 9 temerrüt faizinden sözedilip, aylık ya da yıllık olduğu konusunda herhangi bir açıklama yapılmamıştır. Mahkemece bu konuda davacı vekilinin açıklamasına başvurulup, davalının taşınmazı iktisap ettiği tarihten önceki 08.05.2000 tarihli Genel Kurul Kararı ile belirlenen aylık %5 gecikme faizi oranının davalıyı bağlamayacağı, davalı kooperatifin 15.05.2005 tarihli Genel Kurul Toplantısında kabul ettiği aylık %3 gecikme faizi oranının ancak bu tarihten sonra davalıdan istenebileceği, bu tarihten önce davalıdan ancak yasal faiz istenebileceği hususlarının gözetilmemesi doğru olmadığından hükmün bu nedenle bozulmasına, bozma nedenine göre icra inkar tazminatı ile ilgili temyiz sebebinin incelenmesine şimdilik yer olmadığına karar verilmiştir.
    SONUÇ; 1- Birinci bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin, mahkeme hükmünün reddedilen kısmının kesin olması nedeniyle REDDİNE,
    2- İkinci bendin b fıkrasında açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 21.07.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi