20. Ceza Dairesi 2018/4230 E. , 2019/550 K.
"İçtihat Metni"Yüksek Adalet Bakanlığı"nın, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan sanık ... hakkındaki Antalya 27.Asliye Ceza Mahkemesinin 07/04/2017 tarihli ve 2016/681 esas, 2017/340 sayılı kararının kanun yararına bozulması istemi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca 27/04/2018 tarihli ihbar yazısı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
A) Konuyla İlgili Bilgiler:
1-Şüpheli ... hakkında “kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma” suçundan Antalya Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma sonucunda, 10/02/2016 tarihli, 2016/8697 soruşturma ve 2016/189 sayılı karar ile; 5237 sayılı TCK’nın 191/2. maddesi gereğince beş yıl süre ile kamu davasının açılmasının ertelenmesine, aynı Kanun"un 191/3. maddesi uyarınca erteleme süresi içerisinde bir yıl süre ile tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına, aynı Kanun"un 191/4. maddesi gereğince erteleme süresi içerisinde kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi ya da tekrar kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması durumunda hakkında kamu davası açılacağının ihtarına karar verildiği, kararın şüpheliye 18/02/2016 tarihinde tebliğ edildiği,
2-Antalya Cumhuriyet Başsavcılığı’nca kararın gereğinin ifası için 15/03/2016 tarihinde Burdur Denetimli Serbestlik Müdürlüğü’ne gönderildiği, infazın devamı sırasında şüphelinin adres değişikliği nedeniyle dosyanın Antalya Denetimli Serbestlik Müdürlüğü’ne gönderildiği,
3-Antalya Denetimli Serbestlik Müdürlüğü’nün 27/04/2016 tarihli çağrı yazısının şüpheliye 05/05/2016 tarihinde tebliğ edildiği, şüphelinin tebliğden önce 28/04/2016 tarihinde müdürlüğe başvurduğu,aynı tarihte müdürlükte bilgilendirme formu elden tebliğ edilerek hastaneye sevkedildiği, Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin 03/06/2016 tarihli yazısında; yapılan tahliller sonrasında tedavisine gerek olmadığı, tedbirin infazının müdürlükçe sürdürülmesinin uygun olduğunun bildirildiği, müdürlükçe denetim planı hazırlandığı, şüphelinin 09/06/2016, 24/06/2016 ve 12/07/2016 tarihli bireysel görüşmelerine katıldığı, ancak 24/08/2016 tarihli grup seminer çalışmasına katılmadığı, mazeret bildirdiği, mazeretinin kabul edilerek herhangi bir yükümlülük ihlali işlemi yapılmadığı, 07/09/2016 tarihli vaka sorumlusu ile olan görüşmesine ve grup seminer çalışmasına katılmadığı, 20/09/2016 tarihli uyarı yazısı ile uyarıldığı, uyarı yazısının 27/09/2016 tarihinde müdürlükte elden tebliğ edildiği, uyarıdan sonra 21/09/2016 ve 05/10/2016 tarihli grup/seminer çalışmalarına katılmadığı, 05/10/2016 tarihinde mazeret bildirdiği, belgelendirilebilir geçerli bir mazeret sunmaması nedeniyle dosyanın kapatılmasına 07/10/2016 tarihinde karar verildiği, komisyonun kapatma kararının 23/11/2016 tarihinde şüpheliye tebliğ edildiği, müdürlüğün 11/10/2016 tarihli yazısı ile evrakın kapatılarak savcılığa gönderildiği,
4-Antalya Cumhuriyet Başsavcılığınca erteleme kararı kaldırılarak, 13/10/2016 tarihli, 2016/8697 soruşturma, 2016/19303 esas ve 2016/16742 sayılı iddianame ile;sanığın TCK’nın 191/1,53 ve 54.maddeleri uyarınca cezalandırılması istemiyle sanık hakkında kamu davası açıldığı,
5-Kanun yararına bozma istemine konu Antalya 27.Asliye Ceza Mahkemesinin 07/04/2017 tarihli 2016/681 esas ve 2017/340 sayılı kararı ile; “… yargılama şartı oluşmadığından CMK’ nın 223(8)2. cümle maddesi gereğince sanık hakkında açılan kamu davasının durmasına” karar verildiği, kararın 28/09/2017 tarihinde kanun yoluna gidilmeksizin kesinleşti,
Anlaşılmıştır.
B) Kanun Yararına Bozma İstemi:
Kanun yararına bozma istemi ve ihbar yazısında;
“Kullanmak için uyuşturucu ve uyarıcı madde satın almak, kabul etmek veya bulundurmak suçundan şüpheli ... hakkında yapılan soruşturma evresi sonucunda, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 6545 sayılı Kanun ile değişik 191/2. maddesi uyarınca kamu davasının açılmasının beş yıl süreyle ertelenmesine, erteleme süresi içinde 1 yıl süre ile tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına dair Antalya Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 10/02/2016 tarihli ve 2016/8697 soruşturma, 2016/189 sayılı kararı müteakip, denetimli serbestlik müdürlüğünce ihtara rağmen yükümlülük ihlalinde ısrar edildiğinden bahisle infaz kayıtlarının kapatılarak bildirimde bulunulması üzerine, açılan kamu davası sonucunda, kovuşturma şartının gerçekleşmediğinden bahisle kamu davasının durdurulmasına dair Antalya 27. Asliye Ceza Mahkemesinin 07/04/2017 tarihli ve 2016/681 esas, 2017/340 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
Dosya kapsamına göre, Antalya 27. Asliye Ceza Mahkemesinin 07/04/2017 kararıyla, sanığın denetimli serbestlik tedbiri kapsamında yükümlülüğünü bir kere ihlal etmesi neticesi uyarılmasından sonra ikinci ve üçüncü kez yükümlülük ihlali yapması üzerine sanık hakkında yükümlülüklerini ihlalde ısrar ettiği gerekçesiyle kamu davası açılması üzerine "önceki tebligat gereğince başvuruda bulunmadığı, bu tebligat üzerine öngörülen süre içinde de başvurmaması halinde yükümlülüklere ve tedavinin gereklerine uymamakta ısrar etmiş sayılacağı" uyarısı ile yeniden tebligat yapılması, bu tebligata rağmen de başvuruda bulunmadığı takdirde sanık hakkında dava açılması gerekeceğinden bahisle davanın durmasına karar verilmiş ise de, şüpheli hakkında Antalya Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 10/02/2016 tarihli ve 2016/8697 soruşturma, 2016/189 sayılı kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının kaldırılarak kamu davası açılabilmesi için şüphelinin erteleme süresi zarfında kendisine yüklenen yükümlülüklere uygun davranmamakta ısrar etmesi gerektiği,
Somut olayda, 31/03/2016 tarihi itibari ile tedavi ve denetimli serbestlik kararının infazında uyulması gereken kuralların hükümlüye tebliğ edilerek infazına başlanıldığı, hükümlünün 24/08/2016, 07/09/2016, 21/09/2016 ve 05/10/2016 tarihlerindeki seminer çalışmasına ve vaka sorumlusu ile olan görüşmelerine katılmayarak denetim planına uymadığından bahisle 08/09/2016 ve 20/09/2016 tarihlerinde uyarılmasına rağmen, hükümlünün belgelendirilebilir ve geçerli bir mazereti bulunmaksızın 05/10/2016 tarihindeki grup çalışmasına katılmaması üzerine dosyasının kapatılarak Antalya Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildiği, böylece hükümlünün denetimli serbestlik kapsamında belirlenen yükümlülüğü ikinci kez ihlal ettiği ve bu halin ısrar niteliğinde olduğu anlaşılmakla, kamu davasına devamla esastan inceleme yapılarak bir karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle durma kararı verilmesinde isabet görülmemiştir.” Denilerek 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca Antalya 27. Asliye Ceza Mahkemesinin 07/04/2017 tarihli ve 2016/681 esas, 2017/340 sayılı kararının bozulması istenilmiştir.
C) Konunun Değerlendirilmesi:
Şüpheli hakkında Antalya Cumhuriyet Başsavcılığı’nca verilen 10/02/2016 tarihli, 2016/8697 soruşturma ve 2016/189 sayılı kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının kaldırılarak kamu davası açılabilmesi için, TCK’nın 191.maddesinin 4.fıkrasında yer alan; “Kişinin erteleme süresi zarfında:
a)Kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi,
b)Tekrar kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması,kabul etmesi veya bulundurması,
c)Uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması, halinde hakkında kamu davası açılır” hükmü uyarınca maddede sayılan koşullardan birinin gerçekleşmesi gerekir. İncelenen dosyada; 28/04/2016 tarihi itibari ile tedavi ve denetimli serbestlik
kararının infazında uyulması gereken kuralların hükümlüye tebliğ edilerek infazına başlanıldığı, hükümlünün 07/09/2016 tarihindeki seminer çalışmasına ve vaka sorumlusu ile olan görüşmesine katılmayarak denetim planına uymadığı, 20/09/2016 tarihinde uyarılmasına ve uyarı yazısının 27/09/2016 tarihinde müdürlükte elden tebliğ edilmesine karşın, hükümlünün 05/10/2016 tarihli grup/seminer çalışmalarına katılmadığı, ancak 05/10/2016 tarihinde saat 10.20 de müdürlüğe verdiği dilekçesinde;yol parası olmadığını,müdürlüğe yürüyerek gelmesi nedeniyle grup/seminer çalışmasına yarım saat geciktiğini belirterek mazeret bildirdiği dikkate alındığında yükümlülük ihlalinde ısrar iradesinden ve geçerli bir mazereti bulunan hükümlünün denetimli serbestlik kapsamında belirlenen yükümlülüğünü ikinci kez ihlal ettiğinden sözedilemeyeceği, bu nedenle ısrar koşulunun oluşmadığı anlaşıldığından, durma kararı kanuna uygun olup kanun yararına bozma isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.
D)Karar: Yukarıda açıklanan nedenlere göre;
Antalya 27. Asliye Ceza Mahkemesinin 07/04/2017 tarihli ve 2016/681 esas, 2017/340 sayılı kararına yönelik, yerinde görülmeyen kanun yararına bozma isteğinin CMK"nın 309. maddesi gereğince REDDİNE, dosyanın Adalet Bakanlığı"na iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"na gönderilmesine,
23/01/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.