Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/22723
Karar No: 2013/573
Karar Tarihi: ...01.2013

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2012/22723 Esas 2013/573 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2012/22723 E.  ,  2013/573 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :SULH ... MAHKEMESİ

    Dava dilekçesinde ....250,00 TL"lik alacağa vaki itirazın iptali ile %40 icra inkar tazminatının faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Y A R G I T A Y K A R A R I
    Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
    Davacı ....Köyü .... vekili; ...... Tatil Köyünün, ... parselde kayıtlı ..... Sitesi, ... parselde kayıtlı ...... Sitesi, ... parselde kayıtlı ...... Sitesi, ... parselde kayıtlı ...... Sitesi ve ... parselde kayıtlı Mars Sitesi olmak üzere toplam ... siteden oluştuğunu, bunlardan içerisinde 35 blok ve 732 adet bağımsız bölüm bulunan ......, ...... ve ...... Sitelerinin faal olduklarını, bağımsız bölümlerin sahiplerine teslim edildiğini, yönetim planının 47. maddesinde site işletme kooperatifi kurulmasının ve oradan hizmet alınmasının öngörüldüğünü, müvekkili kooperatifin de yönetim planının 47. maddesine dayalı olarak kurulmuş bir kooperatif olduğunu, ....06.2009 tarihinde tüm bloklarla hizmet sözleşmesi imzalandığını, 05.....2008 tarihinde site işletme projesi yapıldığını ve 27.....2008 tarihinde ilan edildiğini, davalının maliki olduğu.... blok ... numaralı mesken niteliğindeki bağımsız bölümü kullandığını, toplam ....650,00 TL ortak gider alacağını ödememesi üzerine müvekkilinin davalı aleyhine ...... .... İcra Müdürlüğünün 2009/10732 Esas sayılı dosyası üzerinden ....650,00 TL asıl alacak 600,00 TL takip tarihine kadar birikmiş faiz için giriştikleri icra takibine davalının itiraz etmesi üzerine icra takibinin durduğundan bahisle davalının haksız itirazının iptali ile takibin devamına ve davalının % 40 oranından az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkumiyetine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, dairenin teslim dahi edilmediğini, davacı site işletme kooperatifinin site yönetim planına uygun oluşturulmadığını, kooperatifin yönetici belirleme, aidat belirleme vs görevinin olmadığını, husumet ve esas yönünden davanın reddi ile davacının % 40 oranından az olmamak üzere haksız takip tazminatına mahkumiyetine karar verilmesini talep etmiştir.
    Mahkemece özetle “...... Tatil Köyü binli rakamlarla ifade edilen konutlardan ve sosyal tesislerden oluşmaktadır. Ancak ne var ki temsilde adalet ilkesine ve kanunun sözüne ve özüne aykırı olarak ... kişilik kooperatif üye sayısından sadece beş kişi konut sahiplerinden diğer on kişi ise ...... Tatil Köyü ile ilgisi olmayan kişilerden oluşturulmaya çalışılmış ve tüm siteler bitmediği ve o sitelerden şimdilik üye gelmesi mümkün olmadığı halde davacı kooperatif faaliyete geçmiş olup, davacı kooperatifin ana sözleşmeye aykırı

    olarak faaliyete geçmesi ve yönetimi üstlenerek blokların yasal nitelikte olmayan kimi yöneticileri ile sözleşme yapması usul ve yasaya aykırı olduğundan ve davacı kooperatif bu hali ile fiili bir durum oluşturarak mevzuata aykırı yöneticilik yapıp aidat toplamaya kalkıştığından davacının yönetme ve aidat toplama görev ve yetkisi yoktur. Sebepsiz zenginleşmede, davalının iyi veya kötü niyetli olması önemli ise de davacının iyi niyetli olması ondan daha çok önemlidir. Kötü niyet hiç bir zaman ödüllendirilmez. Davacının 634 Sayılı Kat Mülkiyeti Kanununa ve yönetim planına aykırı iş ve işlemleri davalıya karşı bir sonuç doğurmayacağından davanın esastan reddi gerekmiştir.” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Site birden fazla parsel üzerinde kurulu olduğu gibi, değişen yasa gereğince toplu yapı yönetimine geçilmediğinden, davada kat mülkiyeti hükümleri tatbik edilemez ise de; Ülkemizde yaşanan ekonomik ve sosyal gelişme ile nüfus artışının doğurduğu işyeri ve konut ihtiyacının karşılanması amacıyla kooperatifler eliyle inşa edilen toplu yapıların yasal prosedür tamamlanmadan kullanıma başlandığı bilinen bir gerçektir. Bu nitelikteki toplu yapılaşmalarda maliklerin ortak kullanımına ayrılmış tesis ve alanlarda ısıtma, aydınlatma, temizlik yapılması ve bu yerlerin bir disiplin içinde bakılıp, onarılması, sonucu itibariyle yönetilmesi ve yönetim giderlerini karşılaması gerekmektedir. Bu tür yapıların yönetimiyle ilgili uyuşmazlıklarda Kat Mülkiyeti Kanunu, Medeni Kanunun toplu mülkiyete ilişkin hükümleri veya Kooperatifler Kanununun uygulanması mümkün değildir.
    O nedenle, özellikle yönetim ve davada taraf olabilme ehliyeti yönünden doğan yasal boşluğun doldurulmaması tüm maliklerin birlikte dava açabileceğinin veya masrafı yapan kişinin diğer maliklere karşı rücu davası açabileceğinin kabul edilmemesi uyuşmazlıkları çözümsüzlüğe terk etme sonucunu doğurur. Bu durum karşısında benzer kurum ve kuruluşlar için yasalarımızda öngörülen düzenlemelerden örnekleme yoluyla yararlanarak hak ve adalete, usul ve dava ekonomisine uygun, toplu yapı içinde sosyal barışı sağlayıcı bir çözüm bulunması gerektiğinde duraksamamalıdır.
    Bu şekilde oluşturulan yönetimin sözleşmeden kaynaklanan yetkileri malikler adına temsilci sıfatıyla kullanabilmeleri için açıklanan sebeplerle tüzel kişiliğinin oluşması da gerekmez.
    Böyle olunca da davacı yönetimin, seçimine dair kararların veya hazırladıkları yönetime dair projenin iptali için kat malikleri tarafından iptal veya tespit davası açılmadığı sürece, sözleşmeden kaynaklanan temsil görevi dahilinde davada taraf ehliyetinin bulunduğu, yönetim giderlerini isteyebileceği benimsenerek işin esasına girilip bir karar verilmesi en uygun çözüm olacaktır. ...’ın istikrarlı görüşü de bu doğrultuda olup, ... ... Genel Kurulu’nun 09.....2000 gün ve 2000/...-1314-1606 sayılı ilamı; 08.....2006 gün ve 2006/...-682-682 sayılı, ....09.2008 gün ve 2008/...-531-2008/531 ilamlarında da bu ilkeler aynen benimsenmiştir.
    Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, ....01.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi