Esas No: 2016/13201
Karar No: 2020/5538
Karar Tarihi: 10.12.2020
Danıştay 4. Daire 2016/13201 Esas 2020/5538 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2016/13201
Karar No : 2020/5538
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
(… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : … Metal Orman Ürünleri İnşaat Maden Limited Şirketi
İSTEMİN KONUSU : ... Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına, komisyon karşılığı sahte fatura düzenlediğinden bahisle takdir komisyonu kararlarına dayanılarak üç kat vergi ziyaı cezalı olarak tarh edilen 2009 yılı kurumlar vergisi ile 2009/7-9, 10-12, 2010/1-3, 4-6, 7-9, 10-12 dönemleri geçici vergilerin kaldırılması istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Vergi Mahkemesince verilen kararda; davacı adına düzenlenen vergi tekniği raporunda yer alan tespitler, bu faturaların sahte olduklarını ispatlamak için yeterli görülmediğinden, düzenlenen faturaların sahte ve komisyon karşılığı olduğuna ilişkin ulaşılan sonucun varsayım ve kanaate dayalı olduğu anlaşılmış olup, komisyon karşılığı fatura düzenlendiği somut, açık ve net olarak ortaya konulmadan davacı adına yapılan cezalı tarhiyatların hukuka uygun olduğundan söz edilemeyeceği sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Takdir komisyonunca belirlenen matraha istinaden gerçekleştirilen cezalı tarhiyatın yerinde olduğu, kararın bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.
TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun 37. maddesinde, her türlü ticari ve sınai faaliyetten doğan kazancın ticari kazanç olduğu hükme bağlanmış, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 3/B maddesinde, vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin esas olduğu, 134. maddesinin 1. fıkrasında, vergi incelemesinden maksadın, ödenmesi gereken vergilerin doğruluğunu araştırmak, tespit etmek ve sağlamak olduğu kuralına yer verilmiştir.
Aynı Kanunun 359. maddesinin (b) bendinde ise gerçek bir muamele veya durum olmadığı halde bunlar varmış gibi düzenlenen belgelerin, sahte belge olduğu belirtilmiş, "Re'sen Vergi Tarhı" başlıklı 30. maddesinde, re'sen vergi tarhı, vergi matrahının tamamen veya kısmen defter, kayıt ve belgelere veya kanuni ölçülere dayanılarak tespitine imkan bulunmayan hallerde takdir komisyonları tarafından takdir edilen veya vergi incelemesi yapmaya yetkili olanlarca düzenlenmiş vergi inceleme raporlarında belirtilen matrah veya matrah kısmı üzerinden vergi tarh olunması şeklinde tanımlanmış ve maddenin 6. bendinde, tutulması zorunlu olan defterlerin veya verilen beyannamelerin gerçek durumu yansıtmadığına dair delil bulunmasının re'sen tarh nedeni olduğu, 31. maddesinde, takdir komisyonunca belli edilen matrah veya matrah kısmının takdir kararına bağlanılacağı "Komisyonların Görevleri" başlıklı 74. maddesinin (a) fıkrasının 1. bendinde, yetkili makamlar tarafından istenilen matrah ve servet takdirlerini yapmak; 2. bendinde de vergi kanunlarında yazılı fiyat, ücret veya sair matrah ve kıymetleri takdir etmek komisyonun görevleri olarak belirlenmiş, 227-231.maddelerinde ispat edici kağıtlara ilişkin olarak belli şekil şartlarını ihtiva etmeyen belgelerin vergi hukuku açısından hiç düzenlenmemiş sayılacağı ve bu Kanuna göre kullanılan ve Maliye Bakanlığına kanunla verilen yetkiye dayanılarak kullanma zorunluluğu getirilen belgelerin, kanunda öngörülen zorunlu bilgileri içermemesi durumunda düzenlenmemiş sayılacağı, 227/1. maddesinde; Kanunda aksine hüküm olmadıkça bu kanuna göre tutulan ve üçüncü şahıslarla olan münasebet ve muamelelere ait olan kayıtlar tespitinin mecburi olduğu, 229. maddesinde; faturanın, satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtia satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari belge olduğu, 230/1. maddesine göre; faturada tarih, sıra ve seri numarası, düzenleyenin ve müşterinin adı, unvanı, adresi, bağlı olduğu vergi daireleri, hesap numaraları ile malın veya işin nevi, miktarı, fiyatı ve tutarı, malın teslim tarihi ve irsaliye numarasının bulunmasının zorunlu olduğu kuralına yer verilmiştir.
Öte yandan şekli anlamda kanun maddesinde belirtilen zorunlu unsurları içerse de gerçekte bir mal ve hizmet teslimine dayanmayan ya da alıcı ve satıcı dışındaki bir kişi tarafından düzenlenen faturaların, gerçek bir mal ve hizmet tespitine dayanmadığından gerçek bir fatura olarak kabul edilemeyeceği açıktır.
Davacı hakkında düzenlenen … tarih ve … sayılı Vergi Tekniği Raporu'nda özetle; 31/08/2009 tarihinde Avcılar Vergi Dairesi bünyesinde mükellefiyet tesis ettirdiği, 03/02/2011 tarihinden itibaren adres değişikliği nedeniyle Beylikdüzü Vergi Dairesi mükellefi olduğu, bilinen işyeri adreslerinde bulunamaması nedeniyle mükellefiyetinin terkin edildiğinin tespiti üzerine incelemeye tarh dosyasından devam edildiği, şirket müdürünün %70 hisseli olarak … olduğu, defter tasdik ettirdiğinin noter nezdinde yapılan araştırmada tespitine rağmen tarh dosyasında 2009, 2010 ve 2011 yılı defter tasdik bilgisi bulunmadığı, 2009/11, 12 dönemleri için toplam 380.510,00 TL, 2010 yılı için toplam 16.978.545,20 TL ve 2011/1, 2, 3, 4, 5 dönemleri için toplam 20.261.160,45 TL KDV matrahı beyan edildiği, kurumlar vergisi, geçici vergi ve muhtasar beyannamelerin verildiği, inceleme tarihi itibariyle 19.875,72 TL vergi borcu bulunduğu, 01/09/2009 tarihli işe başlama tutanağına göre, işyerinin 70 m2 olduğu ve çalışanının olmadığı, 18/01/2011 tarihli tutanağa göre, adresini 03/02/2011 tarihinden itibaren naklettikleri, işyerinde tahmini 15.000 ton hurda bulunduğu, işçisi …'e 15/06/2011 tarihinde yapılan tebliğe rağmen defter ve belgelerin incelemeye ibraz edilmediği, defter ve belge ibrazı için yapılmak istenen tebliğ sırasında işyerini yaklaşık 2 ay önce terk ettiği ve başka bir mükellefin (…-…) faaliyette olduğunun 15/08/2011 tarihinde tespit edildiği, şirket müdürü …'a ikamet adresinde 17/08/2011 tarihinde yapılan tebliğe rağmen defter ve belgelerin incelemeye ibraz edilmediği, ... (... Metal) hakkında yapılan incelemede faaliyetine ... Ltd. Şti'nin işyeri adresinde 18/04/2011 tarihinde başlandığı, ... Metal ... Ltd. Şti'nin aralarında ... ve ...'ünde bulunduğu 24 kişinin değişik dönemlerde işçi olarak çalıştığının bildirildiği, işçi olarak bildirilen ..., ... adlı kişilerin ifadelerine başvurulduğu ve bu kişiler tarafıdan sadece sigortalı oldukları ve fiilen çalışmadıklarını beyan ettikleri, ...'in ise şirketi tanımadığını beyan ettiği, faaliyette bulunduğu adreslerde işyeri maliki olan ... ve ...'nın şirketi tanımadıklarını beyan ettikleri, sonradan hissesini devreden kurucu ortak ...'ın ifadesinde, ortak olduğu dönemde ticari faaliyetleri olmadığı, mal ve hizmet alışı olduğu görülen firmaların hiçbirini tanımadığını beyan ettiği, defter ve belgelerin ibrazı için 15/06/2011 tarihinde ...'e yapılan tebliğinden sonra şirket müdürü ... tarafından 30/06/2011 tarihli ihbar dilekçesi ile işyerine hırsız girdiği ve defter ve belgelerin içinde olduğu çantanın çalındığının polise ihbar edildiği, alımlarının hakkında olumsuz tespit bulunan mükelleften yapıldığı, İstanbul Emniyet Müdürlüğü tarafından sahte fatura operasyonu kapsamında … ve … adlı şahısların işyeri adresinde yapılan aramada ... Metal ... Ltd. Şti'nin de aralarında bulunduğu firmalara ait fatura ve makbuzların ele geçirildiği, ...'nın ifadesinde, ... Metal ... Ltd. Şti'nin ön muhasebesine baktığı, düzenlediği faturaların gerçek bir mal teslimi ve hizmet ifasına dayanıp dayanmadığını bilmediğini beyan ettiği, bu tespitlerden hareketle mükellef tarafından düzenlenen tüm faturaların sahte fatura olarak kabul edilmesi gerektiği tespitlerine yer verilmiştir.
Yukarıda yer verilen tespitlerden hareketle davacı tarafından düzenlendiği faturalara konu mal teslimi ve hizmet ifasını yapacak sermaye, demirbaş, çalışan, kapasitesinin bulunmadığı, sahte fatura ticareti yaptığı ve düzenlenen bütün faturaların sahte olduğu kanaat ve sonucuna varılmıştır.
Bu durumda, davacı adına komisyon karşılığı sahte fatura düzenlediği gerekçesiyle takdir komisyonu kararına istinaden gerçekleştirilen tarhiyatta matrahın bulunuş şekli de dikkate alınarak karar verilmesi gerektiğinden, belirtilen gerekçe ile verilen kararda hukuka uygunluk görülmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin kabulüne,
2. Temyize konu ... Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Vergi Mahkemesine gönderilmesine,
4. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen onbeş (15) gün içinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 10/12/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.