20. Hukuk Dairesi 2015/3611 E. , 2015/2757 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... Yönetimi vekili ve ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
1983 yılında yapılan kadastro sırasında ...Köyü 4070 sayılı parsel, 199450 m² yüzölçümüyle tarla niteliğiyle ...adına tesbit edilmiştir.
Davacı vekili, 28.04.2006 tarihli dava dilekçesinde, taşınmazın orman sayılan yerlerden oduğu halde, 2005 yılında 4342 sayılı Kanun gereğince çalışan komisyon tarafından mera olarak tahsis edildiğini ve bu işlemin 31.03.2005 - 30.04.2005 tarihleri arasında ilân edildiğini ileri sürerek, tahsisin iptali istemiyle dava açmıştır.
Mahkemece, taşınmazın orman olmadığı gerekçesiyle davanın reddine ve taşınmazın mera özel siciline kaydına karar verilmiş, davacı ... Yönetimi tarafından temyiz edilmekle hüküm, Yargıtay..Hukuk Dairesinin 19/02/2013 tarih 2013/99-1481 sayılı kararı ile özetle; [Doğru sonuca varılabilmesi için öncelikle, çekişmeli taşınmazın yer aldığı orijinal arazi kadastro paftası, 1973 ve 1983 yıllarında yapılıp kesinleşen orman kadastro işlemlerine ilişkin tüm tutanaklar ve haritalar getirtilip, önceki bilirkişiler dışında; bu konuda uzman serbest orman mühendisleri arasından seçilecek üç orman mühendisi, bir fen elemanı marifetiyle yeniden yapılacak keşifte, sağlıklı bir biçimde zemine uygulanıp, değişik açı ve uzaklıklarda olan en az 15-20 adet orman sınır noktasını gösterecek biçimde çekişmeli taşınmazın her iki tahdit hattına göre konumu duraksamaya yer vermeyecek biçimde saptanmalı; aplikasyon veya yeni bir orman sınırlamasıyla önceki orman sınırlarının daraltılamayacağı gözönünde bulundurulmalı, ilk orman kadastrosundaki ölçü teknikleri ile ve eski tarihli memleket haritasında bulunan sabit noktaların bulundukları yerler zeminde tespit edilip, orman sınır noktaları birer birer arazide bulunarak orman sınır noktalarının izledikleri tahdit hattı belirlenmeli, orman sınır noktalarının bazılarının zeminde bulunmaması halinde ise, nedeni üzerinde durularak yerlerinden sökülerek yok edilip edilmedikleri saptanmalı, zeminde bulunamayan noktaların yerleri, zeminde halen var olan ve en yakın sabit orman sınır noktaları esas alınarak ve bu noktalardan hareketle yine orman kadastro tutanaklarındaki açı ve mesafeler okunup ölçülerek birer birer arazide bulunup röperlenmeli, memleket haritası örneği üzerinde gösterilmelidir. 1973 yılı orman kadastro tutanak ve haritası zemine uygulandıktan sonra aynı yöntemle 1983 yılına ait çalışma tutanak ve haritası uygulanmalı, memleket haritası üzerinde gösterilmeli, çelişki varsa nedenleri açıklattırılmalı, 02 Eylül 1986 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan 6831 sayılı Orman Kanununa
Göre Orman Kadastrosu ve Aynı Kanunun 2/B maddesinin Uygulanması Hakkındaki Yönetmeliğin 54. maddesi uyarınca hazırlanan Orman Kadastrosu Teknik İzahnamesinin 49. maddesinde yazılı “Orman sınır noktası ve hatların uygulanmasında tutanaklardan, orman kadastro haritasından, hava fotoğraflarından, varsa ölçü karnelerinden, nirengi, poligon, röper noktalarından yararlanılır. Sınırlama tutanakları ile orman kadastro haritaları arasında çekişme olduğunda ölçü değerleri ve tutanaktaki ifadeler arazinin durumuna göre incelenir, hangisi daha çok uyum gösteriyorsa ve gerçek duruma uygun ise o esas alınır.” hükmü ile 15.07.2004 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan Orman Kadastrosunun Uygulanması Hakkında Yönetmeliğin “Teknik İşler” başlıklı Dokuzuncu Bölümünde yazılı esaslar gözönünde bulundurularak uygulama yapılmalı, yerel bilirkişi beyanlarına başvurularak yerinde bulunmayan orman sınır noktaları, bulunanlardan hareketle tutanak ve haritalarda yazılı mevki, yer, kişi isimleri ile açı ve mesafelere göre gösterilip keşfi izleme olanağı sağlanmalı, ilk orman kadastro harita ve tutanakları ile aplikasyon ve 2/B madde harita ve tutanaklarının uyumsuz olması halinde, yukarıda yazılı Yönetmelikler ile Teknik İzahnamelerde yazılı tutanakların düzenlenmesine esas alınan hava fotoğrafı ve memleket haritası ile desteklenen ve gerçek duruma uygun düşen tutanaklara değer verileceği düşünülmeli, oluşacak sonuca göre bir karar verilmelidir.
Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.] denilerek bozulmuştur.
Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra davanın reddine, dava konusu... İlçesi 4070 parsel sayılı taşınmazın mera olarak tespiti ile mera özel siciline kaydına, birleştirilen 2006/101-201 E-K sayılı dosya yönünden; davanın 24/05/2010 tarihinden itibaren açılmamış sayılmasına karar verilmiş, hüküm davacı ... Yönetimi vekili ve ... tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, mera komisyon kararının iptali istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce 02.06.1973 tarihinde kesinleşen orman kadastrosu ile daha sonra 05.03.1983 tarihinde kesinleşen aplikasyon ve 2/B madde uygulaması vardır.
Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak, çekişmeli taşınmazın orman sınırları dışında kalan yerlerden olduğu ve Hazinenin, taşınmazın niteliğine yönelik temyizinin bulunmadığı anlaşıldığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 08/04/2015 gününde oy birliği ile karar verildi.