7. Ceza Dairesi 2015/1227 E. , 2017/5543 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Çocuk Mahkemesi
SUÇ : 4733 sayılı Kanuna muhalefet
HÜKÜM : Hükümlülük, erteleme, müsadere
Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
Suça sürüklenen çocuktan 1213 paket bandrolsüz ve kaçak sigara ele geçirildiği olayda; 5237 sayılı TCK.nun 61. maddesi uyarınca alt ve üst sınırlar arasında temel ceza belirlenirken suçun işleniş biçimi, suçun işlenmesinde kullanılan araçlar, suçun işlendiği zaman ve yer, suçun konusunun önem ve değeri, meydana gelen zarar veya tehlikenin ağırlığı ve failin kast veya taksire dayalı kusurunun ağırlığı unsurları dikkate alınması gerekmekte olup, dosya kapsamına göre sanığın benzer olaylarla karşılaştırıldığında vehamet arz etmeyen fiilinin, eylem ile ceza arasındaki dengeyi bozacak şekilde teşdidi gerektirmediği halde, hakkaniyet ölçüleri ile bağdaşmayacak biçimde hapis ve adli para cezasının alt sınırından uzaklaşılarak sanık hakkında fazla cezaya tayini,
Kabule göre ise;
1-Suça sürüklenen çocuk hakkında TCK.nun 51. maddesi gereğince hapis cezasının ertelenmesine karar verilirken, TCK.nun 51/3. maddesi uyarınca denetim süresi belirlenmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
2-Suçtan doğrudan zarar görmeyen ve katılma hakkı bulunmayan ... davaya katılan olarak kabul edilip lehine vekalet ücretine hükmolunması,
Yasaya aykırı, suça sürüklenen çocuk müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Yasanın 8. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK.nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 19.06.2017 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI DÜŞÜNCE
Suça sürüklenen çocuk ... hakkında 4733 sayılı Yasaya muhalefet suçundan kurulan hükmün, müsnet suçtan beraati gerekçesiyle bozulması yerine, yazılı gerekçelerle bozulması yönündeki sayın çoğunluğun kararı yerinde değildir. Şöyle ki;
Suça sürüklenen çocuk aşamalardaki savunmalarında özetle, suçlamayı kabul etmediğini, suça konu sigaralarla ilgisinin olmadığını, çalıştığı büfeye gelen birisinin 2-3 çay içtikten sonra namaza gideceğini söyleyerek sigaraların bulunduğu poşeti gözkulak olması için bıraktığını, yağmur yağdığı için poşetleri kenara kaldıracağı sırada polislerin gelerek hakkında işlem yaptıklarını söylemiştir.
06.10.2012 tarihli tutanakta, ikinci ve üçüncü büfeler arasında siyah poşetlerle bekleyen şahıstan görevlilerin şüphelenmeleri üzerine yaptıkları incelemede suça konu sigaraların siyah poşetler içerisinde yakalandığı anlaşılmaktadır.
Yargıtay Ceza Genel Kurulu, 04/04/2006 tarih, 2006/3-35 E, 2006/97 K sayılı ilamı ile buna benzer birçok ilamında da“… ceza yargılamasının en önemli ilkelerinden biri olan “in dubio pro reo” kuşkudan sanık yararlanır kuralı uyarınca, sanığın bir suçtan cezalandırılmasının temel koşulu, suçun kuşkuya yer vermeyen bir kesinlikle ispat edilmesine bağlıdır. Şüpheli ve aydınlatılamamış olaylar ve iddialar sanığın aleyhine yorumlanarak hüküm tesis edilemez. Ceza mahkûmiyeti bir ihtimale değil, kesin ve açık bir ispata dayanmalıdır. Bu ispat teorikte olsa hiçbir kuşku ve başka türlü bir oluşa olanak vermemelidir. Yüksek de olsa bir ihtimale dayanılarak sanığı cezalandırmak, ceza yargılamasının en önemli amacı olan gerçeğe ulaşmadan hüküm vermektir. O halde ceza yargılamasında mahkûmiyet, büyük veya küçük bir ihtimale değil, kuşkudan uzak bir kesinliğe dayanmalıdır.”
Tüm bu anlatılanlar, dosya kapsamı, suça sürüklenen çocuğun aşamalardaki savunmalarında suçlamayı kabul etmediğini, suça konu sigaralarla ilgisinin olmadığını, çalıştığı büfeye gelen birisinin 2-3 çay içtikten sonra namaza gideceğini söyleyerek sigaraların bulunduğu poşeti gözkulak olması için bıraktığını, yağmur yağdığı için poşetleri kenara kaldıracağı sırada polislerin gelerek hakkında işlem yaptıklarını söylemesi, savunmasını doğrulayan 06.10.2012 tarihli tutanağın içeriği birlikte değerlendirildiğinde, sanığın müsnet suçtan cezalandırılması için savunmasının aksine somut, şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil elde edilememesi ile şüpheden sanık yararlanır ilkesi nedeniyle beraatine karar verilmesi gerekçesiyle kurulan hükmün bozulması yerine, yazılı gerekçelerle yerel mahkemenin kararının bozulması yönündeki sayın çoğunluğun kararına katılmıyorum. 19.06.2017