16. Hukuk Dairesi 2014/7418 E. , 2015/1534 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında ..... Köyü çalışma alanında bulunan 621 parsel sayılı 1.404.090 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz ..."ın zilyet ve tasarrufu altında bulunduğu, ancak; niteliğinin çayır olması nedeniyle 1617 sayılı Kanun uyarınca çayırların zilyetlikle iktisap edilemeyeceğinden söz edilerek davalı Hazine adına tespit edilmiştir. İtirazı Kadastro Komisyonunda reddedilen davacı ... tapu kaydı, vergi ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava açmıştır. Yargılama sırasında ... ve arkadaşları çekişmeli taşınmazın on parça olduğunu, bir parçasının davacı tarafından diğer parçalarının ise ayrı ayrı kendileri tarafından kullanıldığını ileri sürerek davaya katılmışlardır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli 621 parsel sayılı taşınmazın tespitinin iptali ile payları gösterilen ... mirasçıları adlarına tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece davacı ve müdahillerin dayanağı vergi kaydının sahte olduğu, tapu kaydının miktarında oynama yapıldığı, ancak murisleri ..."ın Medeni Kanun"un yürürlüğünden önce ölmesi nedeniyle belgesizden taşınmaz edinmede miktar sınırının bulunmadığı ve muris lehine kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile taşınmaz edinme koşullarının gerçekleştiği kabul edilerek hüküm kurulmuş ise de; yapılan değerlendirme usul ve yasaya uygun bulunmamaktadır. Öncelikle belirtmek gerekir ki belgesiz olarak zilyetlikle iktisap edilebilecek taşınmaz miktarına ilişkin Medeni Kanun öncesi veya sonrası yönünden yasa veyahut yargı kararlarıyla belirlenmiş bir ayrım bulunmamaktır. Çekişmeli taşınmazın kadastro tespiti 13.11.1986 tarihinde yapılmış olmakla tespit günü itibariyle 766 sayılı Tapulama Kanunu yürürlüktedir. Diğer taraftan hukukumuzda, zilyetlikle iktisapta çalışma alanı bazlı miktar sınırı ilk kez 766 sayılı yasada 26.07.1972 tarihinde 1617 sayılı Yasa ile yapılan değişiklik ile gündeme gelmiştir. Buna göre tek parça taşınmazda en çok 20 dönümlük taşınmazın ve aynı çalışma alanında toplam 50 dönümlük taşınmazın belgesiz zilyetlik yolu ile iktisaben mümkün iken 3402 sayılı Yasa ile bu sınırlama çalışma alanında sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme çıkarılmıştır. Buradan hareketle, eldeki dosyada çekişmeli taşınmazın tespiti 766 sayılı kanuna göre yapılmış olmakla beraber 3402 sayılı Yasa yürürlüğe girdikten sonra dava halen derdest olmakla burada 766 sayılı yasadaki sınırlar değil, zilyetler bakımından daha lehe olan 3402 sayılı yasadaki sınırlar uygulanacaktır. Bu nedenle 3402 sayılı Yasa ile belirlenen 40/100 dönüm sulu/kuru ayrımına göre tescil hükmü kurmak gerektiğinden Mahkemenin bu hususta yaptığı değerlendirme yasal dayanaktan yoksundur. Diğer taraftan 07.06.2010 tarihinde yapılan keşif sırasında uygulanan ve davacı ile müdahillerin ortak miras bırakanı ..... oğlu Muhtar ....."ya ait olduğu belirlenen Şubat 315 tarih, 2 sıra numaralı tapu kaydının miktarı davacı tarafından dosyaya sunulan kayıtta 1750 dönüm olarak yazılı olsa da kayıtta yazılı gerçek miktarın 10 (on) dönüm olduğu sonradan yaptırılan bilirkişi incelemesi ile belirlenmiştir. Her ne kadar keşif sırasında dayanak tapu kaydının sınırlarının zeminde mevcut olduğu ve çekişmeli taşınmazı dört sınır itibariyle kapsadığı bildirilmiş ise de dayanak tapu kaydının üç sınırının tepe ve hark okuması nedeniyle sınırları 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 20/C maddesi uyarınca genişletilmeye elverişli olduğundan miktarı ile geçerli olacağı kuşkusuzdur. Açıklanan nedenlerle Mahkemece yapılacak iş; öncesi davacı ve müdahillerin murisi ..."a ait olup adı geçenin terekesinin taksim edildiği iddia ve ispat edilmediğine ve çekişmeli taşınmazın kuru tarım arazisi olduğu dosyadaki bilgi ve belgelerden anlaşıldığına göre, dayanak tapu kaydının doğu sınırında “.....” sabit sınır kabul edilerek tapu kaydına miktarı kadar (on dönüm) kapsam tayin edilmeli ve ayrıca tapu kaydının kapsamı ile bütünlük ve belirli bir geometrik şekil oluşturacak biçimde belgesizden edinilmesi mümkün 100 (yüz) dönüm miktarında da yer tespit edilerek davacı ve müdahiller murisi ... mirasçıları adlarına tesciline karar verilmelidir. Mahkemece usul ve yasaya uygun olmayan gerekçeyle çekişmeli taşınmazın tamamının davacı ve müdahiller adına tesciline karar verilmesi isabetsiz olup; davalı Hazine temsilcisinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 02.03.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.