Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2018/1049
Karar No: 2021/1026
Karar Tarihi: 16.09.2021

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2018/1049 Esas 2021/1026 Karar Sayılı İlamı

Hukuk Genel Kurulu         2018/1049 E.  ,  2021/1026 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi


    1. Taraflar arasında “işçilik alacağı” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Adana 6. İş Mahkemesince verilen davanın kısmen kabulüne ilişkin karar, davacı ve davalı ... Çimento San. ve Tic. A.Ş. vekillerinin temyizi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda bozulmuş, mahkemece Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir.
    2. Direnme kararı davalı ... Çimento San. ve Tic. A.Ş. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

    I. YARGILAMA SÜRECİ
    Davacı İstemi:
    4. Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı ... Çimento San. ve Tic. A.Ş.’nin asıl işverenliğinde HES baraj yapımı inşaatı işinde 05.01.2012-15.01.2013 tarihleri arasında yağcı olarak 07:00-20:00 saatleri arasında, dini bayramların ilk günü dışında kalan tüm günlerde çalıştırıldığını, iş sözleşmesinin haklı neden olmaksızın feshedildiğini ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatları ile yıllık izin, hafta tatili, genel tatil ve fazla çalışma ücreti alacakları ile ödenmeyen 11 aylık ücretinin davalılardan tahsilini talep etmiştir.
    Davalı Cevabı:
    5. Davalı ... Çimento San. ve Tic. A.Ş. (... A.Ş.) vekili cevap dilekçesinde; davacının müvekkili şirkette değil ....’de çalıştığını, haftanın her günü 07:00-20:00 saatleri arasında çalıştırıldığı iddiasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, hava şartlarına bağlı olarak işin yapılamadığı bazı günler de çalışılmadığını, ayrıca alacakların zamanaşımına uğradığını belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
    6. Davalı .... (... Ltd. Şti.) yetkilisi cevap dilekçesinde; davacının kendi isteğiyle iş sözleşmesine son verdiğini belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
    Mahkeme Kararı:
    7. Adana 6. İş Mahkemesinin 30.12.2014 tarihli ve 2013/202 E., 2014/1085 K. sayılı kararı ile; davalılar arasında asıl işveren-alt işveren ilişkisi bulunduğu, işin sona ermesi sebebiyle davacının iş sözleşmesinin sona erdiği, ancak hizmet süresi 1 yılı doldurmadığından kıdem tazminatı ile yıllık izin ücreti talep edemeyeceği, tanık beyanlarına göre davacının fazla çalışma yaptığı, hafta tatilleri ile milli bayramlarda da çalıştığının tespit edildiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Özel Daire Bozma Kararı:
    8. Adana 6. İş Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve davalı ... A.Ş. vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.
    9. Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin 17.01.2018 tarihli ve 2017/46148 E., 2018/335 K. sayılı kararı ile; “…Taraflar arasında işçinin fazla mesai, hafta tatili ve genel tatil alacağına hak kazanıp kazanmadığı da uyuşmazlık konusudur.
    Somut olayda, her ne kadar hükme esas alınan bilirkişi raporuna göre davacı tanık anlatımlarına göre fazla mesai, hafta tatili ve genel tatil alacakları kabul edilmişse de, davacı tanıkları husumetli olup bu hususta yalnız davalı tanık anlatımlarının dikkate alınması gerekmektedir. Davalı tanık anlatımlarına göre de, davalı işyerinde haftanın 6 günü 8.00-17.00 saatleri arasında çalışma olup haftalık 3 saat fazla mesai yapıldığı, hafta tatillerinin kullanıldığı, genel tatillerde çalışma yapılmadığı anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca mahkemece hafta tatili ve genel tatil alacaklarının reddedilmesi, fazla mesai alacağı yönünden de haftalık 3 saat fazla mesai yaptığı kabul edilerek hesaplama yapılması gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.” gerekçesi ile karar bozulmuştur.
    Direnme Kararı:
    10. Adana 6. İş Mahkemesinin 24.04.2018 tarihli ve 2018/90 E., 2018/440 K. sayılı kararı ile; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu gerekçesi ve amacı gözetildiğinde, tanıkların iyiniyet kuralları ve doğru söyleme mükellefiyeti dikkate alındığında sırf davalarının olması sebebiyle yalan söyledikleri sonucuna varılamayacağı, aksinin kabulü durumunda hâlen davalı işyerinde çalışmaya devam eden davalı tanıklarının da işverenin işten çıkarma korkusu ve baskısı ile doğru söylemeyeceklerinin düşünülmesi gerektiği, davalı tarafça yazılı belge sunulmadığından haklarında yalancı tanıklıktan suç duyurusunda bulunulmamış veya yalancı tanıklıktan ceza almamış olan davacı tanık beyanlarına göre hesaplanan fazla çalışma, hafta tatili ve genel tatil ücreti alacaklarının talep koşullarının oluştuğu gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.
    Direnme Kararının Temyizi:
    11. Direnme kararı yasal süresi içinde davalı ... A.Ş. vekili tarafından temyiz edilmiştir.

    II. UYUŞMAZLIK
    12. Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; somut olayda davacı tanıkları husumetli olduğundan beyanlarına itibar edilmeksizin salt davalı tanık anlatımlarına göre fazla çalışma, hafta tatili ile genel tatil ücreti alacaklarının hüküm altına alınmasının gerekip gerekmediği; buradan varılacak sonuca göre hafta tatili ve genel tatil ücreti alacaklarının reddine, fazla çalışma ücreti bakımından da davacının haftalık 3 saat fazla çalışma yaptığının kabulüne karar verilerek hüküm kurulmasının mümkün olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

    III. ÖN SORUN
    13. Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında öncelikle; somut olay bakımından mahkemece hüküm altına alınan ve uyuşmazlık konusu olan 1.454,97TL fazla çalışma, 519,63TL hafta tatili ve 55,54TL genel tatil ücreti alacaklarının toplam miktarının 2.030,14TL olduğu gözetildiğinde, davalı ... A.Ş. vekilinin temyiz isteminin direnme kararının verildiği 24.04.2018 tarihi itibariyle 2.590,00TL olan temyiz kesinlik sınırı altında kalıp kalmadığı; buradan varılacak sonuca göre davalı ... A.Ş. vekilinin temyiz isteminin miktardan reddinin gerekip gerekmediği hususu ön sorun olarak tartışılmış ve değerlendirilmiştir.

    IV. GEREKÇE
    14. 01.10.2011 tarihinde 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) yürürlüğe girmiş, anılan Kanun’un 450. maddesiyle de 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu (HUMK) ek ve değişiklikleriyle birlikte tümüyle yürürlükten kaldırılmıştır. Bununla birlikte yasa koyucu uygulamada birtakım sorunların ortaya çıkmasını engellemek için Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda geçiş hükümlerini ayrıca düzenlemiştir.
    15. Bu bağlamda HMK’nın Geçici 3. maddesi;
    “(1) Bölge adliye mahkemelerinin, 26/9/2004 tarihli ve 5235 sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanunun geçici 2 nci maddesi uyarınca Resmî Gazete’de ilan edilecek göreve başlama tarihine kadar, 1086 sayılı Kanunun temyize ilişkin yürürlükteki hükümlerinin uygulanmasına devam olunur.
    (2) Bölge adliye mahkemelerinin göreve başlama tarihinden önce verilen kararlar hakkında, kesinleşinceye kadar 1086 sayılı Kanunun 26/09/2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 454 üncü madde hükümlerinin uygulanmasına devam olunur (Ek cümle: 1/7/2016-6723/34 md.). Bu kararlara ilişkin dosyalar bölge adliye mahkemelerine gönderilemez.
    (3) Bu Kanunda bölge adliye mahkemelerine görev verilen hallerde bu mahkemelerin göreve başlama tarihine kadar 1086 sayılı Kanunun bu Kanuna aykırı olmayan hükümleri uygulanır” hükmünü içermekle birlikte, 28.07.2020 tarihli ve 31199 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7251 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’un 47. maddesi ile Geçici 3. maddenin ikinci fıkrasındaki “454” ibaresi “444” şeklinde değiştirilmiştir.
    16. Yukarıdaki düzenlemelerden, bölge adliye mahkemelerinin göreve başlama tarihinden önce verilmiş olan kararlar hakkında, kesinleşinceye kadar HUMK’nın 26.09.2004 tarih ve 5236 sayılı Kanun ile yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 444. madde hükümlerinin uygulanmasına devam olunacağı açıkça anlaşılmaktadır.
    17. Bilindiği üzere, 21.07.2004 tarihli ve 25529 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak, öngördüğü istisnalar dışındaki hükümleri yayım tarihinde yürürlüğe giren, 14.07.2004 tarihli ve 5219 sayılı Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un yürürlük tarihinden sonra mahkemelerce verilen hükümler yönünden 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 427. maddesindeki temyiz (kesinlik) sınırını bir milyar TL; yine yürürlük tarihinden sonra Yargıtay Daireleri ve Hukuk Genel Kurulunca temyiz incelemesi sonucunda verilen kararlara karşı karar düzeltme yoluna gidilebilmesi için 440/III-1. maddesinde aranan parasal sınırı da altı milyar TL olarak değiştirmiştir. 5219 ve 5236 sayılı Kanunlara göre katsayı artışı uygulanarak bu sınırlar arttırılmıştır.
    18. Somut olayda, Özel Daire bozma kararı sonrasında mahkemece yapılan yargılama sonucunda direnme kararının verildiği 24.04.2018 tarihinde bu miktar 2.590,00TL’dir.
    19. 16.07.1981 tarihli ve 2494 sayılı Kanun’un Geçici maddesi ile temyiz ve karar düzeltme sınırlarına ilişkin değişikliklerin, Kanunun yürürlüğe girmesinden sonra verilecek nihai kararlara yönelik temyiz ve karar düzeltme istemleri hakkında uygulanacağı belirtilmiş; dolayısıyla, dava hangi tarihte açılmış olursa olsun, temyiz ve karar düzeltme sınırlarının saptanmasında, hakkında bu yollara başvurulan hükmün verildiği tarihteki yasal durumun esas alınacağı kabul edilmiştir.
    20. Bir mahkeme kararının temyiz edilip edilemeyeceği belirlenirken, temyiz hakkının doğduğu (kararın verildiği) tarihteki hukuksal durum esas alınmalı; karar tarihinde yürürlükte bulunan kanun hükmü temyiz sınırı yönünden hangi düzenlemeyi içeriyor ise, ona bağlı kalınmalıdır. Buradaki “karar” teriminin, mahkemenin, Özel Daire bozmasına karşı verdiği direnme kararını da kapsayacağında duraksama bulunmamaktadır.
    21. Eldeki davada temyize konu alacak miktarının ne olduğunun açıklanmasında yarar bulunmakta olup, davacı kıdem ve ihbar tazminatları ile yıllık izin ücreti, hafta tatili ücreti, genel tatil ücreti, fazla çalışma ücreti ve ödenmeyen 11 aylık ücretinin davalılardan tahsilini talep etmiştir.
    22. Mahkemece davanın kısmen kabulü yönünde verilen kararın davacı ve davalı ... A.Ş. vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine Özel Daire tarafından davacı tanık anlatımlarına göre fazla çalışma, hafta tatili ve genel tatil ücreti alacakları kabul edilmişse de, davacı tanıkları husumetli olduğundan davalı tanık anlatımlarının dikkate alınması gerektiği, davalı tanık anlatımlarına göre de, davalı işyerinde haftanın altı günü 08:00-17:00 saatleri arasında çalışma olup haftalık 3 saat fazla çalışma yapıldığı, hafta tatillerinin kullanıldığı, genel tatillerde çalışma yapılmadığının anlaşıldığı, hâl böyle olunca mahkemece hafta tatili ve genel tatil ücreti alacaklarının reddedilmesi, fazla çalışma ücreti yönünden de davacının haftalık 3 saat fazla çalışma yaptığı kabul edilerek hesaplama yapılması gerektiğinden bahisle bozulmuş, mahkemece Özel Daire kararına karşı direnilmiştir.
    23. Bu durumda direnme kararını temyiz eden davalı ... A.Ş. aleyhine hükmedilen ve uyuşmazlık konusu olan 1.454,97TL fazla çalışma, 519,63TL hafta tatili ve 55,54TL genel tatil ücreti alacaklarının 2.030,14TL olan toplam miktarı, açık biçimde direnme kararının verildiği 24.04.2018 tarihinde geçerli olan 2.590,00TL tutarındaki temyiz edilebilirlik sınırının altında olduğundan, anılan karara karşı temyiz yasa yoluna gidilmesi miktar itibariyle mümkün değildir.
    24. Şu hâlde davalı ... A.Ş. vekilinin mahkeme kararına yönelik temyiz isteminin miktar itibari ile reddine karar verilmelidir.

    V. SONUÇ:
    Açıklanan nedenlerle;
    Davalı ... A.Ş vekilinin direnme kararına yönelik temyiz isteminin miktar itibariyle REDDİNE,
    İstek hâlinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine,
    Karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 16.09.2021 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi