17. Ceza Dairesi 2015/16765 E. , 2016/14055 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık, iftira
HÜKÜM : Mahkumiyet
Yerel mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararların niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 2011/274-300 27/11/2010 tarih; 06/12/2008 gün 144-234, 23/09/1974 gün 224-408 ve 16/04/1973 gün 213-345 sayılı kararlarında açıkça vurgulandığı üzere temyiz süresinin geçirilmesinden sonra eski hale getirme başvurularını değerlendirme yetkisinin Yargıtayda olduğu belirtilmiştir.
Somut olayımıza gelince, sanık ... hakkındaki 30.09.2009 tarihli hükmün sanığın duruşmada bildirdiği adrese çıkartıldığı, 20.11.2009 tarihinde taşındığından iade edilmesi üzerine bu kez Tebligat Kanunu"nun 35. maddesine göre 11.12.2009 tarihinde tebliğ edildiği anlaşılmıştır. Sanık, 09.06.2010 tarihli dilekçesinde, cezaevine girdiği gün ceza aldığını öğrendiğini, askerde olduğunu, tebligat yapılmadığını belirterek eski hale getirme talebinde bulunmuştur. Sanığın talebini değerlendiren mahkeme 01.11.2010 tarihli ek kararı ile sanığın taleplerinin reddine karar vermiş, 31.12.2010 tarihinde bu kararı tebliğ ederek öğrenen sanık, 03.01.2011 tarihinde tekrar dilekçe vermiş, Bolu Ağır Ceza Mahkemesi"nin 12.01.2011 gün, 2011/68 değişik iş sayılı kararıyla, ek kararın kaldırılmasına karar verilmiştir. Anılan Ceza Genel Kurul Kararları ışığında, sanığın taleplerinin eski hale getirme niteliğinde olduğu ve eski hale getirme konusunda karar verme yetkisinin Yargıtay’da olduğu gözetilmeden mahkemece ret kararı ve Ağır Ceza Mahkemesince itirazın kabulüne karar verilmiş ise de, mahkemenin 01.11.2010 ve Bolu Ağır Ceza Mahkemesi"nin 12.01.2011 tarihli kararlarının yok hükmünde olduğunun tespitiyle; sanığın tebligat tarihinde askerde ve yapılan tebligatın bu nedenle usulsüz olduğu anlaşılmakla temyiz istemi süresinde kabul edilerek yapılan incelemede;
I-Suça sürüklenen çocuk ... hakkında iftira suçundan kurulan hükmün incelenmesinde:
Suç tarihinde (12-15) yaş aralığında olan suça sürüklenen çocuğa yüklenen ve 5237 sayılı TCK’nın 267/1, 31/2. maddesinde tanımlanan iftira suçunun gerektirdiği cezanın türü ve üst sınırına göre, aynı Yasa"nın 66/1-e, 66/2. maddelerinde öngörülen 4 yıllık asli zamanaşımının, karar tarihi olan 30.09.2009 tarihi ile inceleme tarihi arasında geçmiş bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuk ... müdafiinin temyiz nedenleri bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasa"nın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK"nun 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, suça sürüklenen çocuk hakkında açılan kamu davasının 5271 sayılı CMK"nın 223/8. maddesi uyarınca zamanaşımı nedeniyle DÜŞMESİNE,
II-Suça sürüklenen çocuk ... hakkında hırsızlık, sanık ... hakkında hırsızlık ve iftira suçlarından kurulan hükümlerin incelenmesinde:
Suça sürüklenen çocuğun, 27.03.2007 tarihli ifadesinde hırsızlık suçunu saat 20.00-20.30 sularında işlediklerini beyan ettiği dikkate alınarak yapılan incelemede;
1)Mudurnu Asliye Ceza Mahkemesi"nin 2008/151 Esas sayılı dosyasının 19.11.2008 tarihli oturumunun 5271 sayılı CMK’nın 185. maddesine aykırı olarak açık yerine kapalı yapılması suretiyle, aleniyet ilkesine aykırı davranılması,
2)Sanık ..."ın atılı suçlamayı kabul etmediği, dosyada suçların sanık tarafından işlendiğine dair, suça sürüklenen çocuk ..."ın atfı cürüm mahiyetindeki ve çelişkili beyanlarından başka; sanığın hükümlülüğüne yeterli hukuka uygun, kuşkudan uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı gözetilmeden, beraati yerine mahkumiyetine karar verilmesi,
3)Çocuk Koruma Kanunu"nun Uygulanmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkındaki Yönetmeliğin 20/2. maddesi ve 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu"nun 35/1. maddesi uyarınca; fiil işlendiği sırada 12 yaşını doldurmuş olup da 15 yaşını doldurmamış çocukların işledikleri fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama ve bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinin olup olmadığının takdiri bakımından, zorunlu olduğu halde sosyal inceleme raporu aldırılmadan hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuk ... müdafii ile sanık ..."ın temyiz nedenleri ve tebliğnamedeki düşünce bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, diğer yönleri incelenmeyen hükümlerin açıklanan nedenlerle tebliğnameye kısmen aykırı olarak BOZULMASINA, 28.12.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.