12. Ceza Dairesi 2015/10112 E. , 2016/11422 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : 2863 sayılı Kanuna aykırılık
Hüküm : 2863 sayılı Kanunun 65/1, TCK"nın 62, 50/1-a, 52/2, 53.maddeleri gereğince mahkumiyet
2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, katılan vekili ve sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Anayasa Mahkemesinin, TCK"nın 53. maddesindeki hak yoksunluklarına ilişkin 24/11/2015 günlü Resmi Gazete"de yayımlanan 08/10/2015 tarihli, 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı iptal kararının infaz aşamasında gözetilebileceği değerlendirilerek ve 2863 sayılı Kanunun 65. maddesinin, 20/08/2016 tarihinde kabul edilip, 07/09/2016 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6745 sayılı Kanunun 25. maddesi ile değiştirildiği ve anılan değişikliğin, “izinsiz inşai ve fiziki müdahale” fiili yönünden, 2863 sayılı Kanunun 6498 sayılı Kanun ile değişik 65. maddesine göre aleyhe bir düzenleme getirdiği dikkate alınarak yapılan incelemede;
2863 sayılı Kanunun 7. maddesinde 6498 sayılı Kanun ile getirilen değişikliğin amacının, korunması gerekli taşınmaz kültür ve tabiat varlığı ya da sit alanı olarak tescil kararlarının, ilgililerince öğrenilmesini sağlamak olduğu, başka bir deyişle, tek yapı ölçeğindeki kültür ve tabiat varlıkları yönünden tebliğ; sit alanları yönünden Resmi Gazete"de yayım ve internet üzerinden duyuru kurallarının, kişilerin, sahip oldukları veya kullandıkları taşınmazların durumunu bilmelerini ve ona göre hareket etmelerini sağlama amacı taşıdığı, belirtilen kuralların, 2863 sayılı Kanunun 65. maddesinde düzenlenen suçun oluşumu için şekil şartı niteliği bulunmayıp, aksi yöndeki kabulün, 6498 sayılı Kanunun amacına da ters düşeceği;
Diğer yandan, 6498 sayılı Kanun ile değişik 2863 sayılı Kanunun 7. maddesinde öngörülen “maliklere tebliğ” usulünün, bölge bazındaki tescil işlemlerinde değil, tek yapı ölçeğindeki kültür ve tabiat varlıkları ile korunma alanlarının tescili söz konusu olduğunda uygulanacağı, başka bir deyişle, bir bölgenin sit alanı olarak belirlenip tescil edilmesi halinde, o bölgede yaşayan tüm vatandaşlara tebligat yapılmak suretiyle tescil kararının duyurulması şeklinde bir yöntem izlenmeyeceği, karar Resmi Gazete"de yayımlanıp Bakanlığın internet sayfasında bir ay süre ile duyurularak, bölge halkının sit tescilinden haberdar olmasının sağlanacağı;
Sözü edilen değişiklik öncesinde yapılan tescil işlemleri bakımından ise, tek yapı ölçeğindeki kültür ve tabiat varlıkları ile korunma alanlarına ilişkin olarak, taşınmaza ait tapu kaydının beyanlar hanesinde tescil şerhi bulunup bulunmadığına; sit alanları, tabiat varlıkları ve tek yapı ölçeğinde tescil edilen taşınmazlar da dâhil olmak üzere malikleri idarece tespit edilemeyen taşınmazlara ilişkin olarak, şerhin varlığına veya tescil kararının mahallinde mutat vasıtalarla ilan edilip edilmediğine bakılması gerektiği;
Bu kapsamda somut olay değerlendirildiğinde; Müze müdürlüğüne yapılan ihbar ile ... ilçesi,...Köyü"nde bulunan ..."nin arka tarafında kaçak inşaat yapıldığının bildirilmesi üzerine müze uzmanları tarafından olay mahalline gidildiğinde, kaçak yapının tespit edildiği, ...Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu"nun 23/08/2012 tarih ve 1248 sayılı kararı ile davaya konu yapının içinde bulunduğu parselin 3. derece arkeolojik sit alanı olarak tescil edildiği, sanığın aşamalardaki savunmasında, üzerine inşaat yaptığı arazinin eşine miras kaldığını, binayı yaptıktan sonra sit alanı içerisinde kaldığını öğrendiğini beyan ettiği anlaşılmakla;
...Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu"nun 23/08/2012 tarih ve 1248 sayılı kararının, karar tarihi itibariyle uygulanan usullere göre mahallinde mutat vasıtalarla ilan edilip edilmediğinin araştırılması, suça konu taşınmaza ait tapu kaydı getirtilerek, beyanlar hanesinde sit şerhi bulunup bulunmadığının saptanması, taşınmazın bulunduğu ... Köyü"nün idari bakımdan hangi birime bağlı olduğu (...Belediyesi - ... Büyükşehir Belediyesi – ... İl Özel İdaresi) araştırılıp, suç tarihi itibariyle anılan idarenin bünyesinde koruma, uygulama ve denetim bürosunun kurulup kurulmadığı ve eğer kurulmuş ise suça konu taşınmazın bulunduğu yerin, koruma uygulama ve denetim bürosunun yetki alanı kapsamında kalıp kalmadığı araştırılarak, sonucuna göre 2863 sayılı Kanunun 6498 sayılı Kanun ile değişik 65/4. maddesi veya aynı Kanunun 65/1-2. cümlesi uyarınca sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerektiği gözetilmeksizin, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesis edilmesi,
Kanuna aykırı olup, katılan vekilinin ve sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden. 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince hükmün isteme uygun olarak BOZULMASINA, 29/09/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.