16. Hukuk Dairesi 2015/951 E. , 2015/1515 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucu ... Köyü çalışma alanında bulunan 125 ada 126 parsel sayılı 99.614,83 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz kamu orta malı niteliğinde mera vasfıyla sınırlandırılarak özel sicile tescil edilmiştir. Davacı ... irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak çekişmeli taşınmazın bir bölümü hakkında tapu iptal ve tescil istemi ile dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli 125 ada 126 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişisi raporunda (D) harfi ile gösterilen 999.32 metrekare yüzölçümündeki bölümünün mera vasfının kaldırılarak davacı ... adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava; kadastrodan önceki haklara dayanan tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir. Mahkemece, çekişmeli taşınmazın mera olarak kullanılmasının ziraatçı bilirkişi raporuna göre mümkün olmadığı, dava konusu bölümün davacı ve öncesinde murislerinin zilyetliğinde olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de; yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmak için yeterli bulunmamaktadır. Çekişmeli 125 ada 126 parsel sayılı taşınmaz 55 numaralı toprak tevzi komisyonunca 1961 tarihinde mera olarak haritaya bağlandığından bahisle mera olarak sınırlandırılmıştır. Mera olarak sınırlandırma ve tahsis kararına karşı dava açılıp, idari işlem iptal ettirilmediği takdirde, mera haritasının kesinleşmesinden itibaren hukuken mera niteliği kazanan taşınmazların zilyetlik yolu ile kazanılması mümkün bulunmamaktadır. Ancak, 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 46/1. maddesi, "4753 sayılı Kanun ile ek ve tadilleri uyarınca Hazine adına kaydedilen taşınmaz mallar bu kanun hükümlerine göre doğan iktisap şartlarına istinaden zilyetleri adına tespit ve tescil olunur" hükmünü içermektedir. Buna göre, 4753 sayılı Yasa uyarınca Hazine adına tapuya tescil edilen taşınmazların, öncesi itibariyle özel mülkiyete konu olabilecek yerlerden bulunması ve tescil tarihi itibariyle zilyetleri yararına bu yasa uyarınca (3402 sayılı Yasa 14 vd. maddeleri) kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle mülk edinme koşullarının gerçekleştiğinin anlaşılması halinde zilyetleri adına tescil edilmeleri gerekmektedir. Ne var ki, mahkemece taşınmazın toprak tevzi çalışmalarından önce kamu malı niteliğinde kadim mera olup olmadığı ve davacı yararına 3402 sayılı Yasa"nın 46/1. ve 14. madde koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği yönünde inceleme, araştırma ve değerlendirme yapılmamıştır. Öte yandan; davacı ..., çekişmeli taşınmazın ihtilaflı bölümünün babasından kaldığını iddia edip adına tescil istemiyle dava açmıştır. Mahkemece davacının murisi ..."ın başka mirasçısı olup olmadığı araştırılmamış, çekişmeli taşınmazın davacıya ne şekilde intikal (bağış, taksim, satış vs.) ettiği kısaca davacının aktip dava ehliyetinin bulunup bulunmadığı üzerinde durulmamıştır. Eksik inceleme ve araştırma ile karar verilemez. Hal böyle olunca; muris ..."ın verasete esas nüfus kayıt örneği getirtilerek davacı dışında başka mirasçısı olup olmadığı belirlenmeli, başka mirasçılar varsa taşınmazın davacıya ne şekilde intikal ettiği hususunda davacıdan izahat alınmalı, taşınmazın müstakilen davacıya kalan yer olduğunun anlaşılması, başka bir ifade ile aktif dava ehliyetinin bulunduğu sonucuna varılması halinde çekişmeli taşınmaz içerisinde fen bilirkişisi tarafından ayrı ayrı gösterilen bölümlerin davalı olup olmadığı araştırılarak davalı bölümlerin akıbetleri hakkındaki belgeler getirtilmeli, gerektiğinde davaların birleştirilmesi gerekip gerekmediği üzerinde durulmalı, komşu köyler halkından tarafsız, yaşlı, dava konusu taşınmazı iyi bilen üç kişilik mahalli bilirkişi isim listesi kolluk vasıtası ile temin edilerek dosya ikmal edilmelidir. Dosya bu şekilde keşfe hazır hale getirildikten sonra mahallinde, fen bilirkişisi, üç kişilik ziraatçı bilirkişi kurulu, komşu köyden ve aynı köyden yerel bilirkişi kurulu ve taraf tanıkları huzuru ile yeniden keşif yapılmalıdır. Yapılacak keşif sırasında bilirkişi ve tanıklardan, çekişmeli taşınmazın öncesinin ne olduğu, kime ait bulunduğu, kimden kime nasıl intikal ettiği, kim ya da kimler tarafından hangi tarihten itibaren ve ne şekilde kullanıldığı, öncesinin mera ya da kaçak ve yitik kişilerden kalıp kanunlar uyarınca Hazineye intikal eden yerlerden olup olmadığı, taşınmazın toprak tevzi komisyonunca mera olarak haritaya bağlandığı tarihten geriye doğru davacı ya da maliki evvellerinin 20 yılı aşkın zilyetliğinin bulunup bulunmadığı hususlarında maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, fen bilirkişisinden keşfi takibe elverişli krokili, ziraatçı bilirkişi kurulundan ise çekişmeli taşınmazın dava konusu bölümünü dava konusu olmayan bölümler ile birlikte ele alan, taşınmazın önceki ve şimdiki niteliğini ortaya koyan, mera vasfında olup olmadığını izah eden ve taşınmazın farklı yönlerden çekilmiş fotoğraflarını da içeren rapor alınmalı bundan sonra Kadastro Kanunu"nun 46/1, 14 ve devamı maddelerinde sözü edilen kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle mülk edinme koşullarının davacı taraf lehine gerçekleşip gerçekleşmediği tartışılarak hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmelidir. Mahkemece, yukarıda açıklanan şekilde inceleme, araştırma ve değerlendirme yapılmaksızın, yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 02.03.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.