Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2017/498
Karar No: 2021/1023
Karar Tarihi: 16.09.2021

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2017/498 Esas 2021/1023 Karar Sayılı İlamı

Hukuk Genel Kurulu         2017/498 E.  ,  2021/1023 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi


    1. Taraflar arasındaki “tazminat” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Manavgat 1. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen davanın reddine ilişkin karar davacı vekilinin temyizi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 15. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda bozulmuş, Mahkemece Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir.
    2. Direnme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

    I. YARGILAMA SÜRECİ
    Davacı İstemi:
    4. Davacı vekili dava dilekçesinde; Orman İşletme Müdürlüğü Kapan İşletme Şefliğinin 65, 84, 103, 104, 105, 106, 107 ve 144 nolu bölmelerindeki üretim ve son depo nakliyat işlerinin davalı kooperatif tarafından üstlenildiğini ve işin 31.08.2008 tarihinde bitirildiğini, işin bitiminden sonra yapılan kontrollerde usulsüz kesimler yapıldığının tespit edildiğini ve buna ilişkin 15.09.2008 tarihli suç tutanağının düzenlendiğini, davalının imzalanan taahhütname ve dikili kesim şartnamesine aykırı davranarak damgasız ağaçları kesip davacı idareyi zarara uğrattığını ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla toplam 49.520,91TL’nin 15.09.2008 suç tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş; 18.06.2010 tarihli ıslah dilekçesinde orman bilirkişisinin raporuna göre dava değeri 49.520,91TL olan tazminat istemini 16.324,79TL arttırıp, talebini 65.845,70TL’ye çıkarmıştır.
    Davalı Cevabı:
    5. Davalı vekili cevap dilekçesinde; dava şartlarının oluşmadığını, eda davası açılmasında hukukî yararın bulunmadığını, müvekkili kooperatife yaptırılan kesim, sürütme ve nakliye parası 49.520,91TL’nin müvekkiline ödenmediğini, damgasız ağaçların da kesildiği ve davacının zarara uğratıldığı iddiasının doğru olmadığını, 15.09.2008 tarihli suç tutanağının davalıyı bağlamadığını, kapan işletme şefinin şahsi husumeti nedeniyle açılan davanın dayanaksız olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkeme Kararı:
    6. Manavgat 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 26.12.2013 tarihli ve 2009/409 E., 2013/771 K. sayılı kararı ile; davalının üretim ve son depo nakliyat işlerini üstlenerek 31.08.2008 tarihinde bitirdiği, kesim sonrasında yapılan muayenede damgasız ağaçların da kesildiğinin tespit edildiği, Orman İşletme Müdürlüğü görevlilerinin 15.09.2008 tarihinde suç tutanağı düzenlediği, kesim yapanlar hakkında yapılan soruşturma sonucunda sanıkların beraatlerine karar verildiği, davacı Orman İşletme Müdürlüğünce kesim sonrası tespit yaptırılmadığı, ceza soruşturmasında da kesilen ağaçların adedi ve metreküpünün tespit edilmediği, mahkemenin yaptığı keşif sırasında aradan geçen yaklaşık beş yıl sonucunda ağaçların dip kuturlarının çürümeye başladığı ve damga izlerinin belli olmadığı, dava konusu kesimden sonra başka kooperatiflerin de kesim yaptığı, bu hâli ile damgasız kesilen ağaçların tespitinin yapılamadığının bilirkişi raporuyla da belirlendiği, orman bilirkişisinin kesilen ağaçların miktarını varsayıma dayalı olarak hesapladığı, depoda yaklaşık 40.000 adet kütük bulunması sebebiyle damgasız kesilen ağaç miktarının birebir tespitinin mümkün olmadığı ve davanın ispatlanamadığı gerekçesiyle reddine karar verilmiştir.
    Özel Daire Bozma Kararı:
    7. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
    8. Yargıtay (Kapatılan) 15. Hukuk Dairesinin 09.09.2015 tarihli ve 2015/1398 E., 2015/4263 K. sayılı kararı ile;
    “…Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan usulsüz kesim nedeniyle doğan alacağın tahsili talebine ilişkindir. Davacı idare iş sahibi, davalı kooperatif ise yüklenicidir.
    Davacı idare vekili; Orman İşletme Müdürlüğü"nün Kapan İşletme Şefliği"nin 65, 84, 103, 104.105, 106, 107 ve 144 nolu bölmelerindeki üretim ve son depo nakliyat işlerinin davalı kooperatif tarafından üstlenildiğini ve işin 31.08.2008 tarihinde bitirildiğini, işin bitiminden sonra yapılan kontrollerde usulsüz kesimler yapıldığını tespit edildiğini ve buna ilişkin olarak 15.09.2008 tarihli suç tutanağının düzenlendiğini usulsüz kesim nedeniyle zarara uğradıklarını, bu nedenlerle tazminat talebinde bulunmuş, davalılar vekili ise; idarenin dava açmakta hukuki yararı bulunmadığını, suç tutanağını kabul etmediklerini, usulsüz kesimin söz konusu olmadığını, yeterli ispat ve delil bulunmadığını savunmuş. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, karar davacı vekili tarafından yasal süresi içerisinde temyiz edilmiştir.
    Dosya kapsamından, Manavgat Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 25.02.2010 tarih, 2010/873 Esas, 2010/445 Karar sayılı iddianamesi ile davalı kooperatif başkan ve üyeleri...,...,...,...,...,...,...,.. ve diğerleri aleyhine yapacak nitelikle emval veren ağaç kesmek suçundan Manavgat 2. Sulh Ceza Mahkemesi"nde kamu davası açıldığı ve bu davanın kanun değişikliği nedeniyle Manavgat 4. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 2014/18 Esas sayısında yargılamanın devam ettiği anlaşılmaktadır.
    Olaya zaman bakımından uygulanması gereken mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu"nun 53. maddesi (6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 74. maddesi) uyarınca ceza yargılamasında sübuta eren maddi olgular hukuk hakimini bağlar. Bir başka deyişle ceza davasında, sübuta eren maddi vakıaların hukuk davasında nazara alınacağı açıktır. Görülmekte olan ve henüz kesinleşmediği anlaşılan ceza davasının sonuçları eldeki hukuk davasını etkileyecek niteliktedir.
    Mahkemece yapılması gereken iş, ceza davasının kesinleşmesini beklemek, ceza davası kesinleştikten sonra ceza yargılamasında sübuta eren maddi olguları ve toplanan tüm delilleri birlikte değerlendirmek ve sonucuna uygun karar vermekten ibarettir. 6100 sayılı HMK"nın 165/1. maddesi hükmü gereğince ceza davası bekletici mesele yapılmadan ve sonuçları değerlendirilmeden eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir…” gerekçesiyle karar bozulmuştur.
    Direnme Kararı:
    9. Manavgat 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 10.02.2016 tarihli ve 2015/809 E., 2016/97 K. sayılı kararı ile; aradan geçen zaman sebebiyle zarar miktarının belirlenmesinin mümkün olmadığı, ceza davasında tespit edilecek maddi vakıaların kusur durumu yönünden mahkemeyi etkileyeceği, ancak davalı kooperatifin kusuru tespit edilse dahi zararın tespitinin yapılamadığı, davacı zararı ispatlayamadığından davanın reddi sonucunun oluşacağı, ceza yargılaması sonucunun beklenmesinde hukukî yararın bulunmadığı, ceza dosyasında davalı kooperatif çalışanları (sanıklar) hakkında 07.01.2016 tarihinde beraat kararı verildiği, kararın gerekçesinde de damgalı ve damgasız kesilen ağaçların tespitinin mümkün görülmediğinin belirtildiği gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.
    Direnme Kararının Temyizi:
    10. Direnme kararı süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

    II. UYUŞMAZLIK
    11. Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; davalı kooperatif başkan ve üyeleri hakkında yapacak nitelikte emval veren ağaç kesme suçundan Manavgat 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 2014/18 E. sayılı ceza davasının eldeki hukuk davasını etkileyecek nitelikte olup olmadığı, buradan varılacak sonuca göre bekletici sorun yapılmasının gerekli olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

    III. GEREKÇE
    12. Uyuşmazlığın çözümü için öncelikle “bekletici sorun” ve “ceza mahkemesi kararlarının hukuk mahkemesi için bağlayıcı olup olmadığı” hususunun açıklığa kavuşturulması gerekmektedir.
    13. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) “Bekletici sorun” başlıklı 165. maddesinde;
    “ (1) Bir davada hüküm verilebilmesi, başka bir davaya, idari makamın tespitine yahut dava konusuyla ilgili bir hukuki ilişkinin mevcut olup olmadığına kısmen veya tamamen bağlı ise mahkemece o davanın sonuçlanmasına veya idari makamın kararına kadar yargılama bekletilebilir.
    (2) Bir davanın incelenmesi ve sonuçlandırılması başka bir davanın veya idari makamın çözümüne bağlı ise mahkeme, ilgili tarafa görevli mahkemeye veya idari makama başvurması için uygun bir süre verir. Bu süre içinde görevli mahkemeye veya idari makama başvurulmadığı takdirde, ilgili taraf bu husustaki iddiasından vazgeçmiş sayılarak esas dava hakkında karar verilir.” düzenlemesine yer verilmiştir.
    14. Bu düzenleme gereğince bir davada hüküm verilmesi, başka bir davada incelenmekte ve kesin olarak karara bağlanacak olan bir hukukî ilişkinin mevcut olup olmadığına kısmen veya tamamen bağlı ise, o davanın sonuçlanması beklenmek üzere yargılama ertelenebilir. Hâkim, o davanın sonuçlanmasını kendi bakmakta olduğu dava için bekletici sorun yapabilir.
    15. Bilindiği üzere ceza mahkemesi kararlarının hukuk mahkemesinde görülmekte olan davaya etkisi, dava ve olay tarihinde yürürlükte bulunan mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun (BK) 53. maddesinde düzenlenmiş olup; hukuk hâkimi, ceza mahkemesinin kesinleşmiş kararları karşısında ilke olarak bağımsız kılınmıştır.
    16. Bu ilke, ceza kurallarının kamu yararı yönünden bir yasağın yaptırımını; aynı uyuşmazlığı kapsamına alan hukuk kurallarının ise kişi ilişkilerinin Medeni Hukuk alanında düzenlenmesi ve özellikle tazmin koşullarını öngörmesi esasına dayanmaktadır.
    17. Mülga Borçlar Kanunu’nun “Ceza Hukuku İle Medeni Hukuk Arasında Münasebet” başlıklı 53.maddesi;
    “Hakim, kusur olup olmadığına yahut haksız fiilin faili temyiz kudretini haiz bulunup bulunmadığına karar vermek için ceza hukukunun mesuliyete dair ahkamiyle bağlı olmadığı gibi, ceza mahkemesinde verilen beraet kararıyla da mukayyet değildir. Bundan başka ceza mahkemesi kararı, kusurun takdiri ve zararın miktarını tayin hususunda dahi hukuk hâkimini takyit etmez.” hükmünü içermektedir.
    18. Aynı düzenleme, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK) 74. maddesinde de;
    “Hâkim, zarar verenin kusurunun olup olmadığı, ayırt etme gücünün bulunup bulunmadığı hakkında karar verirken, ceza hukukunun sorumlulukla ilgili hükümleriyle bağlı olmadığı gibi, ceza hâkimi tarafından verilen beraat kararıyla da bağlı değildir.
    Aynı şekilde, ceza hâkiminin kusurun değerlendirilmesine ve zararın belirlenmesine ilişkin kararı da, hukuk hâkimini bağlamaz.” şeklinde yer almaktadır.
    19. Bu açık hüküm karşısında, ceza mahkemesince verilen beraat kararının, kusur ve derecesinin, zarar tutarının, temyiz gücü ve yükletilme yeterliğinin ve illiyet gibi esasların hukuk hâkimini bağlamayacağı konusunda duraksama bulunmamaktadır.
    20. Hukuk hâkiminin yukarıda açıklanan bu bağımsızlığı sınırsız değildir. Gerek öğretide ve gerekse Yargıtay’ın yerleşmiş içtihatlarında, ceza hâkiminin tespit ettiği maddi olaylarla ve özellikle “fiilin hukuka aykırılığı” konusu ile hukuk hâkiminin tamamen bağlı olacağı kabul edilmektedir. Diğer bir anlatımla, maddi olayları ve yasak eylemlerin varlığını saptayan ceza mahkemesi kararı, taraflar yönünden kesin delil niteliğini taşır.
    21. Yargıtay’ın yerleşik uygulamasına ve öğretideki genel kabule göre, maddi olgunun tespitine ilişkin ceza mahkemesi kararı hukuk hâkimini bağlar. Ceza mahkemesinde bir maddi olayın varlığı ya da yokluğu konusunda kesinleşmiş kabul bulunması hâlinde, aynı konunun hukuk mahkemesinde yeniden tartışılması olanaklı değildir.
    22. Tüm bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; davalı kooperatif başkan ve üyeleri hakkında yapacak nitelikte emval veren ağaç kesme suçundan Manavgat 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 2014/18 E. sayılı dosyasında yargılaması devam eden ceza davasında sübuta eren maddi olguların BK’nın 53. maddesi (TBK’nın 74. maddesi) uyarınca hukuk mahkemesini bağlayıcı mahiyette olduğu ve ceza davasının sonucunun beklenmesinde hukukî yarar bulunduğu gözetilerek mahkemece HMK’nın 165. maddesine göre ceza davası bekletici sorun yapılarak hasıl olacak sonuca göre karar verilmelidir.
    23. Hâl böyle olunca; tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki belge ve delillere, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulması gerekirken, önceki kararda direnilmesi doğru olmamıştır.
    24. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.

    IV. SONUÇ :
    Açıklanan nedenlerle;
    Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı, 6217 sayılı Kanun’un 30. maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici Madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA,
    Aynı Kanun’un 440. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren on beş gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16.09.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi