Esas No: 2021/3295
Karar No: 2022/14307
Karar Tarihi: 13.09.2022
Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2021/3295 Esas 2022/14307 Karar Sayılı İlamı
11. Ceza Dairesi 2021/3295 E. , 2022/14307 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
5271 sayılı CMK’nin 231/8-son cümlesi uyarınca, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kesinleştiği 08.07.2010 tarihinden, denetim süresi içinde ikinci suçun işlendiği 14.06.2015 tarihine kadar dava zamanaşımının durduğu gözetilerek yapılan incelemede;
Yargılamanın hukuka uygun olarak yapıldığı, iddia ve savunmada ileri sürülen hususların gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, hukuka uygun yöntemlerle elde edilen delillerin değerlendirilerek fiilin sanık tarafından işlendiğinin tespit edildiği, suç vasfının doğru biçimde belirlendiği, cezanın kanuni takdir sınırlarında uygulandığı tüm dosya kapsamından anlaşılmakla, sanığın temyiz nedenleri yerinde görülmediğinden hükmün ONANMASINA, 13.09.2022 tarihinde hükmün açıklanması koşullarının oluşup oluşmadığına dair ön sorun yönünden Başkan Vekili ...’ın karşı oyu ile oy çokluğuyla, diğer yönlerden ise oy birliğiyle karar verildi.
MUHALEFET ŞERHİ;
Dairemizin 13.09.2022 tarih, 2021/3295 Esas, 2022/14307 Karar sayılı çoğunluk görüşüne aşağıdaki sebeplerden katılmıyorum.
Sanığın TCK’nin 204/1, 62, 53. maddeleri gereğince 1 sene 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluğuna ilişkin, 5271 sayılı CMK’nin 231. maddesi uyarınca hükmün açıklanması suretiyle kurulan İstanbul 3. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 29.03.2016 tarih 2015/247 Esas, 2016/126 Karar sayılı kararı usul ve yasaya aykırıdır.
Sanık hakkında aynı mahkemece 30.06.2010 tarih 2009/681 Esas, 2010/440 Karar sayıyla verilen hükmün CMK’nin 231. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakıldığı anlaşılmaktadır.
Deneme devresi içinde sanık hakkında İzmir 7. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 13.10.2015 tarih 2015/532 Esas, 2015/479 Karar sayı ile TCK’nin 86/2, 3-a, 62/1, 52/2. maddeleri ile doğrudan 3.000 TL APC ile cezalandırılmasına ilişkin kesin olarak verilen hükme istinaden ilgili mahkemesine ihbarda bulunulduğu görülmüştür.
Kesin olarak verilen hükümlerin olağan yargı yolu içinde temyiz incelenmesine konu edilmesi mümkün değildir. Ancak şartların varlığı halinde kanun yararına bozma suretiyle hukuka aykırılığın giderilmesi mümkündür. Dolayısıyla etkin bir yargısal denetime tabi olmayan kesin hükümlerin hükmün açıklanmasına dayanak alınması mümkün değildir. Bu durum iç hukukumuzun bir parçası olan İnsan Hakları ve Ana Hürriyetleri Korumaya Dair Avrupa Sözleşmesinin 6/2. maddesine güvence altına alınan Masumiyet Karinesinin ihlali niteliğindedir.
Bu sebeplerle anılan mahkeme kararının öncelikle hükmün açıklanma koşullarının bulunmadığı sebebi ile bozulması gerektiği düşüncesiyle sayın çoğunluğun onama görüşüne katılmıyorum. 13.09.2022
...